Medya; kitleleri etkileme, bilgilendirme ve yönlendirme konusunda modern çağın öncü kuruluşu. Bu sebeple ülkeler medya yatırımlarına oldukça büyük paylar ayırırken, sivil toplumun her kesimi de şu veya bu şekilde medyayla iç içe. Medyanın en canlı ve renkli tarafını oluşturan televizyon yayıncılığı sosyal medyanın çok aktifleştiği şu dönemde bile önemini muhafaza etmeyi başarıyor.

Türk medyasında TRT her zaman lider pozisyonunu muhafaza etti. Tecrübeli ve profesyonel kadrosu, modern ekipmanları, mali gücü ve kanal çeşitliliği TRT’nin küresel ölçekte bir televizyon yayıncılığı yapmasını da sağlıyor. TRT televizyonları içerisinde TRT AVAZ bambaşka bir kültürel ağırlıkla evlerimize konuk oluyor.

TRT AVAZ’ın Türk Dünyası geneline yönelik yayın politikası onun Türk Dünyasının ekran yüzü olmasını sağlıyor. Türkiye’den Balkanlara, Kafkaslardan Türkistan’a, Hazar ötesinden Altaylara varıncaya kadar bağımsız veya yabancı bir devletin hâkimiyetinde yaşayan tüm Türk Dünyasına ait yayınları takdire şayan. TRT AVAZ’ın yaklaşık 300 milyon nüfusa ulaştığı düşünülen Türk Dünyasına yönelik ortak yayın yapan tek televizyon olması onun ehemmiyetini daha da artırıyor.

Türk Dünyası tarih boyu Hun ve Göktürk dönemleri haricinde parçalı bir siyasal yaşam sürdü. Bu durum zaman zaman aralarında büyük kapışmaların yaşanmasına sebep oldu. Aynı inanç, dil, kültür ve tarihe sahip akraba toplulukların aralarındaki hâkimiyet mücadelesi Çin, Moğol, Rus, Bizans, Haçlı gibi düşmanlarından başka kimsenin işine yaramadı.

Türk Dünyası birbirinin kıymetini ancak 19. Asrın ikinci yarısından itibaren anlamaya başladı. Rus ve Çin istilaları Doğu Türk Dünyasını mahvederken, Hindistan’daki 9 asırlık Türk varlığına da İngilizler tarafından son veriliyordu. Batı Türk Dünyasının yorgun savaşçısı Osmanlı ise Batı Emperyalizmi karşısında can çekişiyordu. Türk Dünyası 20. Asra Türkiye dışında hiçbir bağımsız toprağının kalmamasıyla girdi. Türkiye de 1923’te ancak Anadolu’daki bağımsızlığını kurtarabildi. Bu sebeple 20. Asır tarihe Türk Dünyasının kayıp yüzyılı olarak geçti. Bu dönem Batı ve Doğu Türkistan’da SSCB ve Çin emperyalizminin Türk nüfusunu katliamlar, sürgünler ve açlığa mahkûm etme yöntemleriyle soykırıma uğrattığı yıllardır. Bu acılar Doğu Türkistan’da maalesef hâlen devam ediyor.

Batı Türkistan’ın 1990 sonrası bağımsızlığını kazanmasıyla başlayan gelişmeler yeni dönemin de habercisi oldu. Her ne kadar Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Azerbaycan’ın nüfusu yukarıda saydığım sebeplerle azaltılmış olsa da yeni dönemle birlikte nüfusta artış hızlanırken, bu ülkelere yerleştirilmiş Rus, Alman gibi yabancıların göç etmesiyle nüfus yoğunluğu tekrar Türkler lehine döndü. Ayrıca başka ülkelerde sürgün yaşayan Türkler de ülkelerine dönüş yaptılar.

Türkiye ve Kazakistan’ın öncülük ettiği çok sayıda kuruluş bugün tarihi bir fırsat olarak Türk Dünyasının siyasal, kültürel, mali, altyapı, enerji gibi birçok konuda işbirliği içerisinde hareket etme iradesine katkı sağlıyor. TİKA (Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı), Yunus Emre Enstitisü, TÜRKSOY (Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı), TÜRKPA (Türk Dili Konuşan Ülkeler Asamblesi), yeni hayata geçen TUDVA (Türk Dünyası Dijital Vatandaşlığı) ve hepsinin ötesinde Türk Devletleri Teşkilatı Türk Dünyasının her alanda işbirliği ve güç birliği yapması yolunda oluşturulan kurumsal yapılar olarak çalışmalar yürütüyor. Son zirvede alınan kararlardan ortak alfabe ve ortak lehçe oluşturma çalışmaları “Türk Devri” hedefinin gerçekleştirilmesinde belirleyici adımlardan olacaktır.

Mevcut küresel sistemin gayri-adil yapısıyla tıkandığı ve işlemez hâle geldiği bir zaman dilimi yaşıyoruz. Batı Uygarlığı yeryüzündeki hegemonyasının sonlarına geldi. Dünya boşluk kaldırmaz. Şu an itibarıyla Türk Devletleri Teşkilatının liderlik ettiği Türk Dünyasının her alandaki işbirliğine yönelik attığı adımlar yeni ve adil bir dünyanın kuruluşunda Türk Dünyasının önüne muazzam bir fırsat sunuyor. Bu tarihi fırsatı Türk Dünyası kadar değerlendirebilecek başka bir jeopolitik güç merkezi yok. Türk Dünyasının birlikteliği İslâm Dünyasının diğer ülkelerinin de rahatlamasını sağlayacaktır. Bu sebeple Türk Devletleri Teşkilatı ve uzantıları ana gövde olarak Güneydoğu Asya’dan Afrika’ya tüm İslam Dünyasının da lideri ve bütünleştiricisi olacaktır.

İşte bu noktada TRT AVAZ ve yayınlarının önemi daha iyi anlaşılıyor. Türkiye, Kazak, Özbek, Azerbaycan, Kırgız, Türkmen lehçeleriyle verilen haberlere ek olarak yaptığı diğer kültürel yayınlar Türk Dünyasının kalbinin bir atmasında ve birbirlerini yakından tanımalarında büyük rol oynuyor. Meseleyi daha iyi anlamak için TRT AVAZ’ın yayınlarından bir kısmını kısaca tanımakta fayda var:

                “Kafkas İslâm Ordusu” adlı yapımıyla Azerbaycan Türklerinin 1.Dünya Savaşı sırasında Rus ve Ermeni emperyalizmine karşı Enver Paşa’nın kardeşi Nuri Paşa (Killigil) komutasındaki Kafkas İslâm Ordusunun Azerbaycan’ı kurtarma mücadelesi konu ediliyor. Nuri Killigil Cumhuriyet döneminde İstanbul’da millî silah fabrikası kurmuş ve 1949’da fabrikasının havaya uçmasıyla hayatını kaybetmişti.

                “Avrasya Seyir Defteri” Kafkasya’dan Türkistan’a demiryolu hatları üzerinden yapılan kültürel seyahatle şehirler, yerleşimler ve yaşanmışlıklar içinde Türk Dünyasının bugünü tanıtılıyor.

                “Kazak Hanlığı” Nur Sultan Nazarbayev’in desteğiyle yaklaşık 50 milyon dolara mal olan ve 2 sezon 20 bölümlük belgesel tadında bir dizi film. Yapım sizi 15.yüzyılın ortalarına Timurlular sonrası Türkistan ve Deşt-i Kıpçak’ına götürüyor. Kazak Hanlığının kuruluş süreci, iç mücadeleler, Kalmuk/Oyrat Moğollarıyla yapılan mücadeleler ve Kazak kültürel motifleriyle dolu harika bir film.

                “Rusya Müslümanları” belgeseli başta Kazan Tatarları başta olmak üzere Rus egemenliğindeki milyonlarca Türkü ve Sovyet sonrası dönemde yaşanılan İslâmî ve kültürel gelişmeleri tanıtıyor.

                “Türkistan’ın İslâm Mirası” SSCB Döneminde Türkistan’da yaşanan acıları ve Sovyet sonrası İslâmî uyanışı Türkistanlıların Aksakallıları ve yeni nesil entellektüelleri üzerinden belgeselleştiriyor.

                “Köklerin İzinde” Belgeseli Çarlık ve Sovyet Dönemindeki Abay Kunanbayev, Alihan Bökeyhan, Mustafa Çokay gibi Türk Aydınlarını ve bunların bağımsızlık mücadelelerini konu alıyor.

                Bunlar dışında Manas, Ahmed Yesevi gibi Türkiye-Türk Dünyası Ortak Üniversiteleri, Şeb-i Aruz Törenleri, Destanlar, Türk Dünyası Yapımları, Avrupa’daki Osmanlı İzleri, tarih belgeselleri, Gündem Programları, Biyografik Belgeseller, Türk Dünyası Coğrafyasına ait belgeseller, Türkistan’da İslam Mimarisi, Kültür Sanat programları gibi çok sayıda tekrar tekrar izlemeye değer yapımlar...

TRT AVAZ her geçen gün daha da zenginleşen ve çeşitlenen içerikleriyle televizyon yayıncılık tarihimize çok kıymetli bir dokunuş yapmakla kalmıyor, Türk Dünyasının bugünü ve yarınları için tarihi bir görev üstleniyor. TRT AVAZ’ın tüm ekibini en kalbi hislerle tebrik ediyor, başarılar diliyorum...

17/12/2023-İbrahim KANADIKIRIK