Dünya genelinde alışılmadık bir şeyler oluyor. Siyonist İsrail’in Gazze’de yaptığı vahşi soykırım küresel ölçekte tepkisel bir bumeranga dönüşmeye başladı. Özellikle Batılı ülkelerin halk tabanlarında İsrail karşıtı sert söylemlere sahip gösteriler hızla yayılıyor. Bir dip dalga hareketi gözlemleniyor.

                2.Dünya Savaşından beri oluşturulan mazlum ve mağdur “Yahudi” algısı yerini insanlık düşmanı zalim ve vahşi İsrail algısına bırakmış durumda. Tüm dünyanın gözünün içine baka baka ve kimseyi umursamayarak yaptıkları sivil katliamlarını kutsal kitaplarının emriyle yaptıklarını söyleyecek kadar azgın ve şımarık davranmaları ellerini açık etmelerine sebebiyet verdi. Mazlum maskesinin altından korkunç bir canavarın zuhur etmesi kendilerine karşı tiksinti ve nefret duygularının uyanmasına sebep oluyor. Küresel bir dip dalga Siyonist illüzyonu ters yüz ediyor.

                İslâm âlemi zaten öfke dolu. Bir araya gelemeyip, tepkiyi eylem aşamasına geçiremeyişlerinin temel sebebi korkak ve uşak yöneticileri. Türkiye bunları zorluyor ama bir yere kadar...

                Asıl dönüşüm batıda. Hristiyan dünyası Protestanlar hariç tarih boyu Yahudileri hiç sevmedi. Her fırsatta sürgün etti. 2.Dünya Savaşı sonunda Hitler’i günah keçisi yaparak Yahudi sorununu Filistin topraklarına taşımayı başardı. Antisemittik (Yahudi aleyhtarı) yasaları da çıkararak MS 1.Asırda Roma’nın başlarına bela ettiği Yahudi sorununu Avrupa dışı bir mesele olarak ele almayı başardı.

                Ancak bugün Batı Dünyasında mesele başka boyutlara evriliyor. Başta Londra olmak üzere Filistin destekli ve İsrail karşıtı gösterilere katılanların sayısı yüz binlere ulaşmaya başladı. Gazze’de teknolojinin tüm imkânlarıyla yaptıkları soykırıma rağmen bir avuç Kassam Savaşçısı karşısında rezil oluşları, İsrail’in korkutucu gücünün şişirilmiş bir kurbağadan öteye gitmediğini anlamalarını sağlıyor. Kralın çıplak olduğunun anlaşılması, korkuyu şeytan taşlamaya dönüştürecek bir domino etkisi yapar.

                Gösterilere katılanların içinde antisemittik suçlamasından korkan kimse yok. İspanya’nın İsrail aleyhine ve Filistin lehine tutumu Avrupa’da liderler ve devletler bazında yeni ve sürpriz çıkışları getirebilir. Belçika bunun sinyallerini veriyor. Macron’un başlangıçta İsrail’e verdiği sınırsız desteğe rağmen tabandan gelen seslere daha fazla kayıtsız kalamayarak yarım ağızla da olsa Gazze’deki sivil katliamı dile getirmesi hemen İsrail tarafından kulağının çekilmesine sebep olduysa da, bu baskılama nereye kadar devam eder? Halk tabanındaki Siyonist karşıtı dip dalga hükümetlere etki yapabildiğinde Avrupalıların şuur altında gizlenen Yahudi düşmanlığı yeniden hortlayabilir. Avrupa, her zaman içinde yalancı antisemittik karşıtlığının yerini gerçek bir antisemitizme dönüştürecek potansiyeli taşıdı. O zaman geldiğinde, Hitler Avrupa’da Napolyon muamelesi görmeye başlar.

                Yahudi Hollywood (Sihirli Tahta!)’un illüzyonist filmleri ve belgeselleri artık bayatladı. Yahudi medya ağı Gazze’de yaşanan vahşeti ve Hamas’ın şehir içi çarpışmalarındaki başarısını gizlemekte zorlanıyor. Başta Türk Medyası olmak üzere dünyanın birçok yerindeki medya kuruluşları İsrail’in insanlık suçlarını servis edebiliyor.  

Sosyal medya ise Filistin meselesinde hiç bu kadar etkili bir güç sergilememişti. Sosyal ağların gücü konvansiyonel medyadan daha etkili bir propaganda vazifesi görüyor. Sosyal Medyada en fazla takip edilenlerin başında Kassam Tugaylarının sözcüsü Ebu Ubeyde geliyor. Daha şimdiden bir özgürlük savaşçısı ve ABD-İsrail ikilisine karşı direnişin sembolü olarak gayrimüslim dünyada yeni bir Che Guavera heyecanı uyandırıyor.

İki haftada bitirmeyi planladıkları operasyonları (vahşetleri) tüm ağır bombardımanlarına rağmen batağa saplandı. Girdik, giriyoruz, kara harekâtını başlattık, başlatıyoruz dedikleri Gazze, İsrail haydutlarının kara güçleri için gerçek bir cehennem. Daha 50 gün dolmadan Gazze yıkıntıları arasında cehennemi yaşıyorlar. Öve öve bitiremedikleri tankları hurdaya dönerken gerçek ölü sayılarını bile veremiyorlar. Esir takası aslında İsrail’in bir geri adım atışıdır. Kassam karşısındaki çaresizliğinin ve kendi halkından gelen baskının bir neticesidir.

Siyonist liderler saldırılarının başlangıcında Gazze’nin asla eskisi gibi olmayacağını tüm dünyaya deklare etmişler ve kuklaları olan ABD de aynı yönde görüş belirtmişti. Gazze’nin asla eskisi gibi olmayacağı bir hakikattir. Ancak bu ne İsrail’in, ne de ABD’nin arzuladığı şekil bir dönüşüm olmayacaktır. Gazze bugün fiziken yıkılmış ve on binlerce canını şehid vermiş olabilir. Ancak Gazze Soykırımı, İsrail’in küresel çapta yalnızlaşmasının başlangıcı oldu. İnşallah Gazze, Siyonizm’in ve İsrail’in sonunun da başlangıcı olacaktır. Ama bugün ama yarın, elbet bir gün mutlaka!

26/11/2023-İbrahim KANADIKIRIK