Hırsız, gözünü bir avuç toprak doyursun dediğimiz, egosu şişkin, doyumsuz ve hırsının önüne geçemeyen ve nefsani duygularla bezenmiş belediye başkanları, imara müdürleri, ruhsat müdürleri, belediye meclis üyeleri katletti.

İnşaat sektörü ile birlikte mantar gibi çoğalan, denetim yapmadan parayı cebine indiren Yapı denetim firmaları katletti. Asıl bu firmaları denetlemeli.

Bu firmaları denetlemeyenler şehrin imarını katletti.

Çapsız, malzemeden çalan, insanlara canlı mezar hazırlayan, dini duyguları istismar ederek, ‘Size cennetten köşe vaad ediyoruz!’ diyen yobazlar katletti. Emeklisi, bakkalı, kahve köşelerinde pişpirik oynamaktan gına gelen kültürsüz inşaat budalaları katletti. Çiğköfte ve tavuk dürümü salonu açar gibi inşaat firmaları türedi, ‘yuvanızı yapacağız’ diyenler müteahhit oldu, kat karşılığı aldıkları arsaları bile kılıfına uydurup, belediyelerde adamlarını ayarlayıp, cebini ve banka hesabını şişirip ruhsat alanlar, 5 katın üzerine çıkıntılarla kata sayısını artıranlar, bunlara göz yumanlar katletti.

*

Araba alırken bakımı için sanayiye götürüyor, bütün eksikliklerini gideriyor, ihtimam gösteriyor, sonra kullanıyoruz.

Cep telefonu alırken hangi ve kaça özelliğinin olduğunu öğrenerek kullanıyoruz. Paraya kıyarak!

Hastalandığımızda, doktora gittiğimizde ‘Sende demir eksikliği var, vitamin yazıyorum!’ dediğinde hemen eczaneye koşuyoruz da başımızı sokacak, binlerce, milyonlarca birikimimizi verdiğimiz evi alırken, inşaat kalitesine baktırmıyoruz, demirini, çimentosunu kontrol ettirmiyoruz. Bir uzmanı getirip, ‘kardeşim şu eve bir bak bakalım, sağlam mı, çürük mü, müteahhit malzemeden çalmış mı?’ demeden, konforu ile, çifte banyosu ile, şehir manzarası ile, büyük mutfağı ile övünüyoruz.

*

Özellikle seçim dönemlerinde kaçak yapılaşmaya göz yumuldu, neredeyse onay verildi. Gecekondu türü, çarpık yapılaşma için zaman ve zemin açıldı sürekli. Fırsatçılık denilince üzerimize yok. Hangi partiden olursa olsun, kaçak yapılaşma ve düzensiz, ruhsatsız imarlaşma belediyelerin olmazsa olmazı görüldü. Hepsi oy uğruna idi. İmar barışı, imar affı zihniyeti, kaçak yapılaşmayı, hukuksuzluğu, haksızlığı ve kul hakkını beraberinde getirdi. Kaçak yapılaşma ile mücadele edilmedi. Edilmiş gibi gösterildi, bir iki zabıta gönderildi olay yerine, şahsı mekanına, göstermelikti hepsi. Marketlerdeki fiyat denetimi gibi aynen, baktılar, resim çektiler, çıktılar dışarı.

Hava, gazoz hepsi.

Şehrin deprem envanteri çıkarılmadı bugüne kadar. Muhtemel deprem anında toplanma alanları inşa edilmedi.

Bir semtte, 5 kat için izan alan müteahhidin yanına, 15 kat dikildi. Niye? Adam partili, adam bizden, adamını gördü, gereğini yaptı, dikti 15 katı. Ruhsat veren, imza atan da memnun, mutlu. Sonrası enkaz ve binlerce ölü.

İmarlaşma konusunda koordinasyon sağlanamadı. Çalıştaylar yapılmadı, yapıldı ise vatandaşa bilgi verilmedi, şehir imar edilirken kamusal alanlar mı, ticari alanlar mı meselesinde öncelik değerlendirilmeye alınmadı.

Bu kafalar bizi katletti işte!