İkindi gölgesi akşama koşarken

Güneş fırtınaları vurur camlara

Hülyalar dolar ıssız sokaklara

Tahta atına binen çocuk şaşkın

Dilin de ıslık gönlün de deli taylar


 

Sokak kıvrılır içime akar

Dünün demirden ağırlığı

Şimşek olur çarpar

Az ötede sessizce beklerken akşam

Kuş cıvıltıları duyulur


 

Yeşil nar ağaçlarına

Kıyametin izleri düşer

Kıpkızıl çiçeklenir hülyalarım

Davut ötelerden mezmur okur

İki damla gözyaşımla İsa dirilir

Telaş sarar Mikaili

Suru elin de bekler o fısıltıyı

Duyuyorum avazını Cebrailin

Yüreğim param parça oluyor

Sen ey sevgili elin de nar çiçekleri

Dağlıyorsun en onulmaz yaramı