Bulanık evet, hangi Bulanık, ne bulanığı sorularına fazla meydan vermeden hemen cevaplayalım. Muş ili Bulanık ilçesi.

Muş Bulanık, Hakkari Yüksekova, Şırnak Beytüşşebap, Diyarbakır Bağlar şehir ve ilçe isimlerini ilk duyduğumuzda aklımıza ne gelir? Evet maalesef aklımıza terör gelir. Bu il ve ilçe isimleri terör ile anılır olmuş. Asker oğlumuzun ataması oralara yapılırsa, öğretmen çocuğumuzun görev yeri orası ise daima bir endişe ile yaşarız.

Peki orada yaşayan insanlar, oralılar. Onlar ne düşünür, nasıl yaşar, ne hisseder? Terör ile anılmak onlar için nasıl bir duygudur? Sahi oranın halkının hepsi terör yandaşı mı? Hepsi destek mi verir?

Tabi ki değil. Terörle anılmak, ülkesine vatanına bağlı insanların terörist yada yandaşı olarak yaftalanması onları çok kırıyor, çok üzüyor. Onlar içerisinde de ülkesini, vatanını en az bizler kadar seven, bu bayrak altında ölmeyi hazır pek vatandaşımız var.

Ülkemizde, artık otuzlu yaşlara gelmiş bireyler maalesef terör ile doğup, terör ile büyüdüler. Başka bir ifade ile ülkemiz bu ayrılıkçı terör illeti ile otuz yıldan fazla bir süredir mücadele etmekte. Mücadele yalnız silah ile yapılmamakta, siyasi, politik, ekonomik her yönü ile terör örgütünün beli kırılmaya çalışılmakta. Nitekim son zamanlarda bu konuda alınan başarılı sonuçlar dağa çıkma eğilimini oldukça azaltmış, minimize etmiştir.

Aklın gereği de asıl mücadelenin bu yönde olması gerektiğidir. Örgütün ortaokul, lise, üniversite talebesini kandırıp dağa çıkarmasını önlemektir. Bunun için örgütün kullandığı ideolojik kavram ve söylemleri boşa çıkarmak, gençlere bu ülkenin bir bütünü, bir parçası olduğunu bilinç altına işlemek gerektiğidir. Yoksa günde otuz terörist etkisiz hale getirilip, yarın otuz dağa çıkan genç olduktan sonra yapılan mücadele beyhudedir.

Ankara-Kahramanmaraş arası otobüs seferimde, Nevşehir Kapadokya dinlenme tesislerinde tamda bunu gördüm. Bulanık’lı Çocukları

Sabahın ilk saatleri, dinlenme tesislerine üç ayrı otobüs yaklaştı. Otobüslerin üzerinde “Bulanık Kaymakamlığı Çanakkale Gezi Programı” yazıyordu. Her biri 15-16 yaşlarında pırıl pırıl aslan gibi delikanlılar, gözlerinden ışık saçan gencecik kızlar. Gençler Çanakkale’ye gidiyordu. Türk, Kürt, Çerkez, Sünni, Alevi her birinin bu ülke için can verdiği koyun koyuna yattığı Çanakkale şehitlerini ziyarete gidiyordu.Bu pırıl pırıl gençlere derslerde saatlerce bu ülkenin birliğini bütünlüğünü, Türk Kürt kardeşliğini anlatsanız, medyada günlerce bu konuyu işleseniz bu etkinlik kadar başarılı olamazdı.

Bulanık’lı çocuklar gidecekler, kendi gözleri ile görecekler. Diyarbakır, Urfa, Hakkari, Şırnak benim diyecekler. Ama Ankara’da benim. İstanbul benim. İzmir benim. Nevşehir benim diyecekler. Ama en çok Çanakkale’de benim diyecekler. Orda hepimizin ataları yatmakta çünkü. Bu ülke benim senin, hepimizin diyecekler.Muş ili Bulanık Kaymakamlığı ile bu tür etkinlikleri düşünüp hayata geçirenler kocaman bir alkışı hak ediyor.

Terörün en büyük silahı insan olgusu. Bu insanlara, bu çocuklara sahip çıkmalı. Benzeri faaliyetler arttırılarak sürdürülmeli…