Bugün günlerden 7 Şubat. Bazıları için acının yıldönümü. Yaşayanlar için değil. Yaşayanlar 6 Şubat 2023 sabahı saat:04.17 de zaman durdu. Onlar için her gün acının başka tonu.

Dün, önceki gün Türkiye bizi konuştu. Bugün de biraz konuşurlar.  Kahramanmaraş merkezli asrın felaketi tüm ana haber bültenlerinin ilk sıralarında yer aldı. Canlı yayın araçları geldi. Röportajlar yapıldı. Deprem görüntüleri ve yıkılan binalar yeniden ekranlara sunuldu. Yaşanılan acılara dem vuruldu. Üç beş uzman konu ile ilgili üç beş bildik laf edildi. Üç beş gün sonra bu şehir , bu bölge biyolojik ve ruhsal acıları ile yine baş başa kalacak.

6 Şubat 2023 sonrası insanlar daha enkaz altında iken "seçimler ertelenir mi" tartışmasına giren siyaset gündemi, birkaç gün sonra yine, yeni bir seçim gündemine yol açacak.

Aslında üç gün acına ortak olup, yıldönümünde hatırlanmak; canından can yitiren komşuna, dilinin ucuyla baş sağlığı dileyip, kapısının önünde davul çalmaktan çokta farkı yok.  

Toki, hızla yükselen binalar, devletin bu işe ekonomik olarak gövdesini koyması tamam. Ancak yıkım o kadar büyük, biyolojik ve psikolojik çöküntü o kadar hat safhada ki, böyle bir ortamda kolay çözümlerin bunca zorlaştırılmasını kabullenmek çok zor. Örneğin;

İnanılır gibi değil ama felaket üzerinden bir yıl geçmesine rağmen, hantal bürokrasi orta hasarlı binaların akıbetine karar veremedi. On binlerce insan orta hasarlı binasına , tadilat yaptırıp giremiyor.

Binlerce insan hala Dask denen kurumdan poliçe karşılığını alamadı.

On binlerce insan hala yaşadığı bölgenin zemin etüdü sonucunu bekliyor, imara yeniden açılacak mı, kamulaştırılacak mi belli değil.

On binlerce insan evinin hasar durumu ile ilgili adli mercilere açtığı davanın sonucunu bekliyor.

Şehirde halen yıkılmayı bekleyen, depremin ağır izlerini taşıyan binlerce bina kaderine terk edilmiş bekliyor.

İklim olarak daha yumuşak olan Hatay’da, Gaziantep’de konutlar teslim edilmeye başlanılmışken, Göksun’da, Elbistan, Afşin’de insanlar eksi 20 derecelerde konteynırda çadırda hayatta kalmaya çalışıyor.

On binlerce belki yüz binlerce insan geceleri uyku uyuyamıyor, kar yağmasından korkuyor, psikolojik travmalar herkeste devam ediyor.

Depremden en az hasarla çıkan Gaziantep’e büyük bir şehir hastanesi kısa zamanda yapılıp hizmete açılırken, Kahramanmaraş halkının gideceği hastane yok.

Ulusal basın, medya grupları, siyasetçiler, geldiniz, dudak ucuyla başsağlığı dileyip gittiniz. Şehir yine acılarıyla, tereddütleriyle, bilinmezlikleriyle, uykusuz geceleri ile evinde yaşamaya, yada bir türlü ısıtamadığı 40 metrekare konteynırında hayatta kalma çabasına devam edecek.

            Siyasetten öte, insanlıktan beri;

            Şehir kırgın, şehir küskün…