Yeniden Refah Partisi Kahramanmaraş İl Başkanlığı 1. İl Olağan Kongresi Genel Başkan Dr. Fatih Erbakan’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezi’nde düzenlenen kongreye katılım oldukça yoğun olurken, 54. Hükümetin Başbakanı Merhum Necmettin Erbakan’ın oğlu olan Fatih Erbakan’a ilgi adeta sevgi seline dönüştü. Divan heyetinin teşekkülü ile başlayan kongre, İstiklal Marşı’nın okunması, faaliyet raporu ve mali raporların okunmasıyla devam etti. Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Doğan Aydal ile Yeniden Refah Partisi İl Başkanı Mehmet Dere, günün anlam ve önemine binaen birer konuşma yaptı. Aydal ve Dere’nin konuşmasının ardından, “İşte Ordu İşte Komutan”, “Mücahit Erbakan” sloganlarıyla kürsüye gelen Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan, sözlerine kendisi karşılamaya gelen kalabalığa teşekkür ederek başladı. “Bu topluluk arkamızda medya gücü sermaye gücü devlet desteği olmamasına rağmen bunların hiçbiri olmasa da, “Davamız için biz varız” deyip öne atılmış bir topluluktur” diyen Erbakan, Yeniden Refah iktidarıyla birlikte Türkiye’nin ayağa kalkacağını söyledi.

“BU SALONU DOLDURANLAR ŞEREFLİ İNSANLARDIR”
Erbakan, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Bizlere kendi nefsimiz, kendi ismimiz, kendimiz için çalışmak yerine 7 milyar insanın kurtuluşu için bu kutlu kervanının yolcusu olmayı nasip ettiğinden dolayı Cenabı Allah’a sonsuz şükürler ediyoruz. Türkiye’nin dört bir yanında Yeniden Refah Partimizin programlarında, il kongrelerinde toplantılarında bugün Kahramanmaraş’ımızda olduğu gibi bu salonları dolduran bu topluluklar kutlu topluluklardır. Bu salonu dolduranlar şerefli insanlardır. Bu salonu dolduranlar millet için ümmet için davası için 7 milyar insan için bütün mazlumlar ve ezilenler için kendi nefsinden geçmiş kahramanlardır da onun için. Bu salonları dolduran topluluklar, her fırsatta ifade ettiğimiz gibi Gazzeli Abdullahlar, Somali’de Çad’da Afrika’nın dört bir yanında açlıktan kemikleri sayılan o yavrular için Arakan’da anne babası katledilmiş o minicik yavrular için burada yanı başımızda Türkiye’de yalın ayak buz üzerinde ekmek dağıtan arabanın peşinden koşan o yavrular için yola çıkmış olan şerefli ve kutlu bir topluluktur.

“YENİDEN REFAH PARTİLİLER BİR LİRA İLE 11 LİRANIN YAPACAĞI İŞİ YAPMIŞLARDIR”
Bu salonu dolduran bu kutlu topluluk hiçbir destek olmamasına rağmen en zorlu engelleri aşmıştır. Bu Yeniden Refah Partililer bir lira ile 11 liranın yapacağı işi yapmışlardır. Medyada gazetelerde televizyonlarda bir satır bir dakika dahi haberimiz verilmediği halde sesimizi, varlığımızı, milyonlara duyurmuşlarıdır. Bu topluluk arkamızda medya gücü sermaye gücü devlet desteği olmamasına rağmen bunların hiçbiri olmasa da davamız için biz varız deyip öne atılmış bir topluluktur. Bu topluluk merhum Erbakan hocamızın iman varsa imkân da vardır sözünün doğruluğunu ispat etmiş bir topluluktur. İkinci 40 yılın kahramanlarına milli görüş erlerine gerçek dava adamlarına da zaten bu yakışırdı. Sizin bu azminiz bütün zorluklara rağmen ortaya koyduğunuz bu manzara manevi olarak mana olarak cennet mekân Fatih Sultan Mehmet Hanın bir gecede 70 parça gemiyi karadan yürütüp Haliç’e indirirken gösterdiği kararlığa azme ve kahramanlığa benziyor.

“ADALET MEKANİZMASI CAN ÇEKİŞİYOR”
Bugün içinde bulunduğumuz ülkede baktığımız zaman nasıl bir manzara ile karşılaşıyoruz? Devletin millete karşı yapmakla yükümlü olduğu asli görevleri bakımından mevcut iktidarın karnesine baktığımız zaman ne görüyoruz? Devletin asli görevlerinden en önemlisi adaletin tesis edilmesi, kuvvetin değil, hakkın ve haklılığın üstün tutulduğu bir adalet sisteminin hayata geçirilmesidir. Ancak bugün Türkiye’mize adalet sistemine baktığımızda adalet mekanizmasının can çekiştiğini görüyoruz. Bugün Ankara’da adli mercilerde dosya takibi yaparak milyonlar kazanan hukuk büroları kuruldu. Bugün artık hukuku iyi bilen değil, ilişkileri iyi olan avukatların revaçta olduğu bir döneme geçilmiş. Hak hukuk pazara düşmüş, hukuka güven kalmamış, adalet kara borsaya düşmüş. Devlette belediyelerde bürokrasilerde de adalet kalmamış. Adam kayırma ve torpil hat safhada. Ehliyet ve liyakat pek iç açıcı değil.

“ÖZEL SEKTÖRDEKİ SAĞLIK HİZMETLERİ EL YAKIYOR”
Bir ülkede gençler şu inanca sahiplerse; kardeşim bu ülkede en iyi üniversitelerden 2-3 tane diploman olacağına bir tane adam akıllı dayın olsun daha iyi diye düşünüyorlarsa vay o ülkenin haline. Adalet yoksa huzur ve barış olmaz.             Adalet yoksa kardeşlik olmaz. Devletin diğer çok önemli görevi sağlık hizmetlerini sağlamasıdır. Bugün devlet sağlık sistemini özel sektöre havale etmiş. Özel sektördeki sağlık hizmetleri el yakıyor. Yanından bile geçmek mümkün değil. Şehir hastaneleri yaptınız ama bu devlet ve şehir hastanelerinde randevu alabilmek fermana bağlı. Bir randevuyu alabilmek için 6 ay beklemeniz gerekiyor. Benim bugün yaptırmam gereken tetkiki 6 ay sonra yaptırıyorsam ne yapayım ben o hastanenin modernliğini. Böyle sağlık hizmet olmaz.

“TIP ALANINDA YENİDEN REFAH OLARAK YENİDEN TÜRKİYE’Yİ BİZLER İNŞA EDECEĞİZ”
Biz şehir hastanesi modellerini mutlaka gözden geçireceğiz. Eğer iptal edilebiliyorsa iptal edeceğiz. Devlet hastanelerindeki randevu çilesine Yeniden Refah İktidarında derhal son vereceğiz. Tıp ve sağlık alanında sadece hastanelerle ilgilenmeyeceğiz aynı zamanda yerli ve milli aşı ve ilaç sanayine tıp alanında Ar-Ge’ye en büyük yatırımı yapacağız, en büyük desteği sağlayacağız. Tıp alanında Yeniden Refah olarak Yeniden Türkiye’yi bizler inşa edeceğiz. Bugün Türkiye’de emeklilerimiz aldığı para ile torunun düğününe bir çeyrek altın alsa aybaşını nasıl getireceğim diye kara kara düşünmeye başladı. Torununun düğününe giderken bir çeyrek altın alan emeklinin bütün sistemi alt üst oluyor. Böyle Sosyal Güvenlik mi olur?”

“ÜLKE SIKINTIDADIR”
Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Doğan Aydal ise şunları kaydetti: “Keşke her şey çok güzel olsaydı. Keşke bize hiç ihtiyaç duyulmasaydı. Keşke güllük gülistanlık olsaydı da biz şehir şehir ilçe ilçe köy köy dolaşmasaydık. Sizlere cennet gösterilmektedir. Bize düşen ise bu yalancı cenneti sayılarla adım adım size gösterebilmektir. Bizim niyetimiz sen çok oturdun, kalk birazda biz oturalım değildir. Ülke sıkıntıdadır. Biz bu sıkıntıyı bıkmadan usanmadan sizlere anlatmalıyız ki neden bu yollara düştük, binlerce kilometreyi kat ediyoruz bunun bir anlamı olsun. Ülkede işsizlik var demek çok kolay. Ama tane tane söylediğimiz zaman bir anlam ifade eder. Eğer o bindiğiniz otomobilleri üreten otomobil sektörü, sadece geçen yıl bir milyon 754 bin adet otomobil üretirken, bu yıl bir milyon 550 bin adede düşmüş ve 200 bin eksik üretim yapmışsa çok değerli otomotivle uğraşan 2 bin 500 kişi bir yılda işsiz kalmışsa o zaman toplumda sanayide bir sıkıntı var demektir. Eğer 16 yıl içinde açılmış tek bir önemli sanayi kuruluşunu gösteremiyorsanız, o zaman toplumda bir sıkıntı var demektir.”

“EĞİTİM MÜFREDATINDAN ÖĞRETMENLERİNDE, ÖĞRENCİLERİNDE BAŞI DÖNDÜ”
Eğitim müfredatındaki sürekli değişikliklerin öğretmenlerin ve öğrencilerin başını döndürdüğüne dikkat çeken Aydal, “Eğer toplumda var olan sanayi kuruluşlarının tamamını 68 milyar dolara sattıysanız bu sizin yıllık faizinizin yarısını bile karşılamıyorsa, toplumda sıkıntı var demektir. Eğer sadece geçtiğimiz 5 yıl içerisinde 437 maden şirketi kapatıldıysa bunların çıkardığı maden kanunu sebebiyledir. 2015 yılında madenden taş ocaklarından elde edilen gelir 54 milyar, bir yılın ardından kanun çıktıktan sonra 10 milyara düşüyorsa bu gelir o zaman çıkarttığınız kanun berbat demektir. İnşallah biz o kanunu yeniden yazacağız. Toplumun temeli eğitim. Biz 17’inci büyük ekonomiyiz diyorlar da Dünya Ekonomik Formu sizin eğitiminizi 101’inci sırada gösteriyorsa ya siz yalan söylüyorsanız ya Dünya Ekonomik Formu yalan söylüyor demektir. Belli ki siz yalan söylüyorsunuz. Şekil değiştire değiştire müfredat programlarında öğretim üyelerinin, öğretmenlerin de başı döndü öğrencilerde sarhoş oldular” diye konuştu.

“KÖY NÜFUSU YÜZDE 9.75’E DÜŞTÜ”
Aydal, son olarak sözlerine şunları ekledi: “Eğer siz hayvanları otlatacağınız toprakları, meraları iktidara geldiğinizde 24 milyon hektarken bunu tutup şimdi 8,5 milyon hektara indirdiyseniz daha ne soruyorsunuz bu hayvancılık nereye gitti diye. O hayvanları besleyen genellikle köyde yaşayan vatandaşları şehirlere sürdüyseniz ve köy nüfusunu olmayacak bir biçimde Türk nüfusunun sadece yüzde 9.75’ine düşürdüyseniz daha ne soruyorsunuz patates ve soğan neden böyle oldu diye.”

“RABBİMİZ BİZLERE GÜÇ VER”
Yeniden Refah Partisi Kahramanmaraş İl Başkanı Mehmet Dere’de, “Firavunların yeniden hortladığı, zulmün insanlara kâbus gibi çöktüğü, misket bombalarının çocuklara oyuncak diye atıldığı izzet ve şeref timsali Müslümanların hapishanelerde çırılçıplak işkencelere maruz kaldığı, Myanmarlı kardeşlerimizin ateşlerde diri diri yakıldığı bir dünyada bir an bile duracak vaktimizin olmadığını düşünüyorum. Nemrutların hazırladığı bu dünya cehenneminde firavunların kurduğu kölelik sistemine, “Vallahi sağ elime güneşi, sol elime ayı verseniz ben bu davadan vazgeçmem” diyen Efendimizin yolunu takip etmek, asrın firavununa dur demek, bizleri dünyanın en şerefli insanı ve en şerefli dava adamı kılar. Rabbimiz bu yolda nefislerimizden sana sığınıyoruz. Rabbimiz bizlere güç ver. Kahramanmaraş düşünce ve tefekkürün eyleme dönüştüğü yerdir. Ahmet Cahit Zarifoğlu, Nuri Pakdil, Abdürrahim Karakoç, Erdem Bayazıt, Rasim Özdenörenlerin yetiştiği mümbit bir şehirdir.  Milli görüşçülerin harman olduğu bir ildir” ifadelerini kullandı.

Haber: Emre Akkış

Editör: Mahmut Beyaz