Kış aylarının gelmesi ile birlikte soğuk ve sert rüzgârlı havalar yavaş yavaş hâkimiyetini göstermeye başladı. Değişiklik gösteren hava şartları ise en fazla cilt yüzeyini etkiliyor. Yaz mevsimindeki güneşli havaların ciltte oluşturduğu lekelerin ardından, kış mevsiminde soğuk havaların kuruttuğu cilt yüzeyi için bakımın tam zamanı. Soğuyan havalara karşı insan bünyesi, vücut ısısının kaybolmaması ve azalmaması için kan dolaşımını azaltıyor, ter ve yağ bezleri daha yavaş çalışmaya başlıyor. Bu durumda ise cildin besleyici maddeleri ve gerek duyduğu antioksidanları almasını zorlaştırıyor ve bu da cildin kurumasına, kuruyan cildin de hasar görmesine yol açıyor.  Peki, cildi bu zararlardan kurtarmak için nelere dikkat etmek gerekiyor? Kış aylarında cilt bakımı nasıl yapılır? Güzellik merkezinde yapılan işlemler insana yüzde yüz güven verir mi? Cilt tipini tanımanın önemi nedir? Tüm bu soruların yanıtını Cildiye Uzmanı Doktor Hüsniye Önelmiş, açıkladı.

Önelmiş, konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi: “Güneşten yıpranmış ciltler bakıma ihtiyacı duyuyor, özellikle duşa girmeden önce bir peeling işlemi uygulanabilir. Sonrasında ise cildi yenilemek adına franksiyonel lazer ile cilt yenileme lazeri yapılabilir. PRP, mezoterapi gibi uygulamalar cildin nemini ve cildin yenilenmesini sağlar. Güneşin getirdiği cilt yaşlanmasını durdurur ve toparlar. Sonbaharda özellikle havalar kuruduğu için mevsim itibariyle ciltte kuruluklar yaşanabilir. Özellikle de kullandığımız sabunlar, şampuanlar, duş jelleri cildin kuru olmasına etki eder. Duş jeli yerine kalıp sabun kullanılmasını vatandaşlarımıza tavsiye ediyorum. Ayrıca nem özelliği olan sabunlar kullanılmalı, doğal ve zeytinyağlı sabunlar özellikle. Yoğun nemlendiricili sabunlar tercih edilmelidir bana göre sabun anlamında kullanmak için. Onun dışında da özellikle baz nemlendirici kullanılmalı. Güneş koruyucuyu zaten biz cilt uzmanları olarak yaz-kış kullanılmasını öneriyoruz. Çünkü güneş çıktığı için gün içinde aydınlatıcı ürünler kullanmıyoruz, yani ışığı kullanmıyoruz yani o zaman güneş var aktif olarak hayatımızda ve direk yansıması değil, ışınların yansımasıyla da geliyor. Onun için güneş koruyucularını yaz-kış öneriyorum. Ayrıca güneş koruyucuları havanın kuruluğundan da cildi korumuş oluyor. Cildi nemlendirip, kuru ortamdan korunmasını sağlamış oluyor.

Güzellik merkezlerine giden hastalar cilt tipini öğrenemeyecektir, ayrıca hastalığın cildinde oluşacak yapıların işlemi ya da etkileri de vardır. Tüm işlemlerde bir yan etkisi riski vardır. Her uygulamada bir komplikasyon riski vardır. Güzellik merkezleri bunları göz ardı eder, ne yapılıp yapılmayacağını bilmezler. İşlemin yanlış olup olmayacağını, sonuçların neler olacağını bilmezler. Hangi cilt tipi buna uygundur asla bilmez. Esmer tenlilerde risk daha farklıdır, beyaz tenlilerde risk daha farklıdır. Kişiye uygulanacak işlemin, kişiye uyumlu olup olmayacağını değerlendiremez. Her cilt tipine o işlemi yapabileceğini düşünür güzellik merkezleri ve o zaman da yanılırlar. Yanıldıklarında da hastayı suçlarlar, senin cildin uygun değilmiş derler. Oysa ki biz cilt uzmanları bu konuda tecrübeli ve bilgili olduğumuz için kişinin o riskini göz önüne alarak davranırız. O zaman yapılan işlem hastayı da mutlu eder. Yoksa mutlu etmeyecektir ve üzücü olacaktır.

 Kişiye özel olarak belki birinde sorun çıkmayabilir ama size denk geldiğinde onun için sorun çıkıp çıkması önemli değil, sizin için önemlidir. Olan insanların cildine oluyor. ‘Beş kişiye yaptım bir şey olmadı, size oldu’ diyeceklerdir. Bu çok yanlış bir durum, çünkü cilt tipini tanımıyor, oluşacak riskleri bilmiyorlar. Yapılan işleminin risklerini bilmek çok önemlidir. Nasıl yapılacağını, nerede durması gerektiğini bilmeli. Öyle olmazsa çeşitli sorunlar oluşuyor ama hastalarda oralardayken çok fazla sorun çıkarmıyor çünkü kendisinin de suçlu olduğunu biliyor.  Bize gelen hastalara sürekli, beklenti olarak maksimuma oynuyor. Biz gerçekleri paylaştığımız için hasta çok da mutlu olmuyor. Yeniden bir cilt yaratmıyoruz, o ciltteki mevcut sorunları en aza indirmeye çalışıyoruz ama mevcut cildi tamamıyla başka bir ciltle değiştirmiyoruz. Ama güzellik merkezleri bunu vaat ederek yapıyorlar. Günün sonunda da onların söyledikleri çok da önemli olmuyor, sorun çıkarsa da senin cildin sorunlu diyerek işin içinden çıkıyor.

Ben cilt uzmanı olduğum için bütün cilt hastalıklarının tedavisi üzerine çalışmalar yapıyorum. Onun dışında kozmetik uygulamalarda da lazerler vasıtasıyla, franksiyonel lazer var, franksiyonel erbium yağ lazer var. Bunlarla cilt yenileme, cilt kırışıklıklarını açma, cilt tonunu dengeleme noktasında uygulamalar yapıyoruz. HİFU denilen bir cihazım var, fukos ultrason ile ameliyatsız yüz germe ve toparlama yapıyoruz. Sonrasında ise epilasyon lazerim var, epilasyon yapıyoruz. Ayrıca damar lazerim var, bununla da damar tedavileri yapabiliyorum. Onun dışında dolgu, botoks ve ip uygulaması yapıyoruz. Ameliyatsız yüz germede baskı yöntemi uyguluyoruz. Kozmetik uygulamalara yoğun bir ilgi var ama doğru yerde, doğru şekilde davranmayı bizim halkımız pek de bilmiyor.”

Editör: Mahmut Beyaz