Türk Şiirinin Dede Korkut’u, Bahaettin Karakoç tarafından Dolunay dergisi adına geleneksel “Dolunay Şiir Şöleni’nin 18.si Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesinin katkılarıyla Sabancı Kültür Merkezi Salonunda gerçekleşti. Düzenlenen programda şair Bahaettin Karakoç’a övgü dolu sözler yağdı.

Sunuculuğunu Mehmet Yaşar’ın yaptığı “Geleneksel 18. Dolunay Şiir Şöleni” 28 Kasım 2015 Cumartesi günü saat14.00’te Sabancı Kültür Merkezi Salonu’nda Şair Bahaettin Karakoç’un açılış konuşmasıyla başladı. Karakoç konuşmasında şunları söyledi:

“Her şeyin bir sevdası vardır. Şiirin de sevdası aynıdır. Şiir bir gönül oyunu, gönül avuntusu, oyuncağı değildir. Şiir kendi dalında bin bir ilim dalıdır. Dolunay Şiir şölenlerin son iki tanesini Sayın belediye başkanlarımızın sponsorluğunda gündeme getirdim, ben istiyordum ki kimseye muhtaç olmadan bunu yürütebileyim, buna da imkân yok. Size bir müjde vereceğim ama bugün vermeyeceğim.

Dolunayın amacı genç yeteneklerin elinden tutmak, onları Türk Edebiyatını kazandırmaktır. Türkiye’ de 100 yıldan beri şölenler vardır, kötü şöhretler vardır, sömürüler vardır, ismi büyük ama hacmi küçük. Türk Edebiyatının yolunu kesiyorlar. Türk Edebiyatını belli gruplar halinde bir ticaret merkezi haline getirmeye çalışıyorlar. Ben diyorum ki “Ticaret kokusu olan yerde her şey olur ama edebiyat olmaz” Ve Türkiye’ ye hodri meydan diyecek bir dosya hazırlıyorum, tabii sayeniz de. Bana bundan sonra hiç gereği de yok. Neyse sözü fazla uzatmayalım mikrofonu yöneticilerimize ve şairlerimize bırakalım ki onlarda gereğini yapsınlar. Ben sizi Allah’a emanet ediyorum, tekrar tekrar saygıyla hepinizi selamlıyorum” dedi.

‘BELEDİYE OLARAK ÇOK MUTLUYUZ’
Şair Bahaettin Karakoç’un bu açılış konuşmasından sonra, mikrofona davet edilen Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Fatih Mehmet Erkoç, şu konuşmayı yaptı.

“Gerçekten bugün çok önemli bir faaliyet icra etmekteyiz belediye olaraktan. Bugün çok mutluyuz çünkü Türk Edebiyatının, Türk şiirinin usta ismi, üstadımız, Bahaettin ağabeyimizin “Dolunay Şiir Şöleni”ni yapmak üzere buradayız. Az önce çok üzücü bir haber aldık, Diyarbakır’da bizimden tanıdığımız bir polisimizin şehit oluşu haberini aldık. Buradan aziz milletimize, güvenlik güçlerimize ve ailesine baş sağlığı, kendisine Allah’tan rahmet diliyorum. Bu üzüntüyle bu şiir Şöleni’ni gerçekleştirmek durumundayız. Bu saldırıları yapanları lanetliyoruz, inşallah akıttıkları bu kanda boğulacaklardır. Nikâhlarda çok önemli bizim için. Aziz Milletimizin geleceği için, yeni haneler, yeni aileler kurulması gerekmekte, bunun mutluluğunu yaşıyoruz. En çok mutluluk duyduğumuz faaliyetlerden birisi de nikâh kıymak, milletimizin geleceği için bir aile arttırmak bu çok önemli. Milletimize haince, kalleşçe saldırılar, yapılmakta milletimizin geleceğine kastedilmekte. Yeni aile kurumu kurulması da bence çok önemli. Tabii şiirin, edebiyatın başkenti diye övünürüz. Övünç kaynaklarımızın temelinde Bahaettin ağabeyler, Necip Fazıllar başta olmak üzere diğer şair ve üstatlarımızın yatmaktadır. Rahmetli Abdurrahim Karakoç ve Bahaettin ağabeyin şiirleri bize hep örnek olmuştur. Bu nedenle de onun şiir şölenine katkıda bulunmak gerçekten bizi mutlu etmektedir. Bu tür çalışmalara devam edeceğiz. Nuri Pakdil ağabeyimizle ilgili bir belgesel filmin galası var inşallah Bahaettin ağabeyimizle de ilgili bir belgesel çekeceğiz, rahmetli Abdurrahimle de ilgili bir belgesel çekeceğiz. Bahaettin ağabeyle ve eserleriyle gurur duyuyoruz. Onlar eserleriyle hem kendilerini, hem de şehrimizi ölümsüzleştirmekteler. Çünkü onların Kahramanmaraşlı olduklarını herkes çok iyi bilir, kendileri de gittikleri yerde Kahramanmaraşlı olduklarını övünerek, gururlar söyledi. Bundan dolayı da kendilerine müteşekkiriz” dedi

‘TÜRK ŞİİRİNİN DEDE KORKUTU’
Daha sonra kürsüye gelen Kahramanmaraş Valisi Mustafa Hakan Güvençer geldi ve şu ifadeleri kullandı:“Takdir ederseniz ki benim için şu anda konuşmak oldukça güç. Az öce, Kahramanmaraş’ı Kahraman kılan, kimliğimizi oluşturan bayrak hadisesinin 96. Yıldönümü münasebetiyle bir tören icra ettik. Coşkuluyduk, gururluyduk bana da hepimizin ortak coşkusunu Kahramanmaraş’a ve Kahramanmaraşlılara tercüman olarak dilimin yettiği kadar kelimeleri ifade etmek düştü. Lakin işte görüyorsunuz hayat böyle aradan geçen birkaç saat içerisinde aldığımız bir şehit haberiyle yüreklerimiz bir hüzne büründü. Ama bu hüzün Allaha şükür bu güzel memlekette, bu güzel insanların içerisinde, asla boyun büken bir hüzün değil belki düşünmeye sevk eden, düşünüp gereklerini yerine getirmeye sevk eden anlamlı, cesaret karmalı bir hüzün. Kürsüye çıkmamın nedeni ana olan saygım ve şölenin ifade ettiği derinliğe saygımdan bu şölenin tertipleyicisi büyük şehre saygımdan ama hepsinden öncede Bahattin Karakoç’a olan saygımdan dolayı çıktım. Kendisini herkes adına samimi bir hürmetle selamlıyorum. Ne güzel söylemiş sunucu kardeşim, ” Türk Edebiyatının Beyaz kartalı, Türk şiirinin dede Korkut’u” Şehidimize, tüm şehitlerimize rahmet diliyorum. O mübarek insanlar hepimizin yegâne sahibi, mevcut olan büyük ve mutlak hakikatin gizlendiği sırrın ihtişamına şahit oldukları için şehit olarak isimlendirilmişlerdir. Bu sırra mazhar olan mahzar olabilme lütfuna kavuşan herkes istekli bir şekilde şehit ya da şehit adayıdır. Bizlerde birer Müslüman olarak gücümüzce birer şehit ve şehit adayıyız.”

‘ELLERİ ÖPÜLECEK KİŞİ’
Vali Güvençer, “Aslında hayatın manası bizzat kendisidir. Bu sırra mazhar olmak üzere düşe kalka arayış macerasıdır. Her birimiz bu sırrın birer taliplisi, aşığı, olarak nefes aldığımız her an dakika dakika, saat saat, menzil menzil bu sırra uzaklaşır ya da yakınlaşırız. Hayatı yaşamayı sanata dönüştürebilmiş olanlar bu hayatı bu sır arayışını şairane bir üslupla yaparlar hayatlarını şiire dönüştürürler. Yapabilir ve yapabildiklerini diğer insanlara rehberlik olmak üzere mesaj niteliğinde satırlara dökebilen sanatkârlar vardır ki bizler şu anda öyle bir sanatkârın bir sanat zirvesinin yakınında yanında refakatinde şu anı paylaşıyor ve onun özel mutluluğunu yaşıyoruz. Keşke Türkçemizde ve dünya lisanlarında manzume yazanlar ya da şiir olsun diye şiir yazanlarla hayatını gerçek anlamda şiir gibi yaşayıp birde yazabilenler arasında bir kelime farklılığı olabilseydi. Keşke rahmetli Necip Fazıl Kısakürek, rahmetli Abdurrahim Karakoç, muhterem Bahaettin Karakoç gibi hayatın zirvesinde ki insan gibi insanlara sadece yazdıkları satırlar sebebiyle diğerlerine hitap ettiğimiz gibi şair demeseydik te başka bir şey diyebilseydik. Kelime olarak karşılığını bilmiyorum ama kelimeler sadece hecelerden ve kulaklarımızdan girdiği zaman zihnimizde yaptıkları şehri fonların ötesinde kavram olduklarında kelime olarak ifade ettiklerinin çok çok üzerinde ifade ederler. Ben biliyorum ki Müslüman Türk dünyasında hayatını şiir gibi yaşayan insanların satırlarına dökülen o yüksek ruh ve yürek sesinin karşılığı şiir bu satırların sahiplerine şairde dense bizim şairlerimiz kavramsal olarak sadece şiirleri okunacak şiirleri ezberlenecek insanlar değildir. Onlar elleri öpülecek yanlarında durulacak onlarla birlikte bir yolda zaman geçirmekten mutluluk şeref duyulacak insanlardır. Ne mutlu ki Kahramanmaraş toprağı bu tür insanların mevcudiyetinde şereflidir şereflendirmektedir” dedi.

‘ŞİİRLERİMİZ AĞLASIN GÖZLERİMİZ YAŞARMASIN’
Vali Güvençer, konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi: “Şu anda Bahaettin Karakoç’un o güzel yüreğiyle şereflenmektedir. Sükutu ile çok şey söyleyebilen insanlardan olan Bahaettin Karakoç hepimiz adına saygıyla selamlıyorum. Dolunay da birleşik bir kelime olmaktan çıkıp Türk edebiyatı, tarihi Türk milli ruhuna bir kavram olarak yerleşmiş bir müessesenin adıdır. Bahaettin Karakoç’suz bir dolunay, Dolunaysız bir Bahaettin Karakoç düşünülemez. Şiirin sembolik dilinde şiirlerimiz ağlasın gözlerimiz hiç yaşarmasın hem dilimizle hem sözümüzle ondan da önce dilimizi ve sözümüzü besleyen yüreğimizde imanımızın sadakat borcunun gereği olarak yaşamayı kardeşçe el ele yürüyelim gerektiğinde de hayırlı bir ömrün sonrasında insan gibi kahramanlar gibi onurlu insan olarak emanetimizi teslim edelim. Allah’ın selamı üzerimize olsun.”

Ahmet İrgin, Ali Şeyh Özdemir, Arif Bilgin, Asuman Soydan Atasayar, Aşık Elbrus, Bahtiyar Aslan , Bestami Yazgan, Can Yalınkılıç, Celalettin Kurt, Cevat Akkanat, Çiçek Mahmutkızı, Elmeddin Nijat, Emine Asya Kızıltaş, Fatma Şengil Süzer, Feride Bektaş ,Hamdi Ülker, Haşan Akçay, Haşan Ejderha, Hayrettin Durmuş, Filiz Nur Atalan, Gülnar Kasımlı, İnci Okumuş, Kemal Deniz, Muhammet Nurdoğan, Metin Önal Mengüşoğlu, Mustafa Özçelîk, Mustafa Okumuş ,Nesrîn Çaylı, Ömer Faruk Arlı ,Said Edip Akdağ, Samiha İkbal, Selçuk Küpçük ,Sıddık Elbistanlı, Sıddık Özer, Süleyman Aydenmir, Şahin Taş, Tacettin Şimşek, Yalçın Yücel, Yasin Mortaş, Yaşar Bayar Şölenin son bölümünde Dolunay şiir Şöleni sahibi şair Bahaettin Karakoç’a Büyük Şehir Belediye Başkanı Fatih Mehmet Erkoç’ adına Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Mehmet Fetih Yanardağ tarafından plaket takdim edildi. Daha sonra 18. Dolunay Şiir Şöleni yönetiminde görev alan Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi   Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Mehmet Fetih Yanardağ , Kütüphaneler Şube Müdürü Serdar Yakar, Sabah Çevik, Yasin Mortaş, İbrahim Gülsu ve Oğuz Karakoç’a plaket verildi. 19. Geleneksel Dolunay Şiir Şöleni ‘de buluşmak temennisi ve toplu resim enstantanesiyle program son buldu. Şölene Kahramanmaraş Valisi Mustafa Hakan Güvençer, Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Fatih Mehmet Erkoç,KSÜ Rektörü Durmuş Deveci, Göksun Belediye başkanı Hüseyin Coşkun Aydın, KSÜ eski Rektörü Mehmet Fatih Karaaslan, İl Millî Eğitim Müdürü Mehmet Emin Akkurt, Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi   Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Mehmet Fetih Yanardağ, Aksu Televizyonu Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Erol Öner, Kütüphaneler Şube Müdürü Serdar Yakar, şairler, yazarlar, şiir severler katıldı.
Haber Merkezi

Editör: Mahmut Beyaz