Milyonlarca öğrenciyi ilgilendiren üniversite yerleşim tercihleri bugün itibariyle başlayacak. Adaylar, sıralamalarına ve puanlarına göre geleceklerini şekillendirecekleri tercihleri yapacak. Uzmanlar ise tercih konusunda pek çok fikri ortaya atarken, seçilecek bölümlerin iş bulma imkanı ve istenilen mesleğin bölümünü seçme kriterini en üst sıralarda tutuyor. Gazetemize değerlendirmelerde bulunan Final Özel Öğretim Kursu Rehberlik Öğretmeni Seda Basan Parladı, öğrencilere mutsuz olacakları bölümlerin tercihini yapmamaları konusunda uyarılarda bulundu. İş bulma imkanının önemli olduğunu vurgulayan Parladı, ancak öğrencilerin kendi yapmak istedikleri meslekleri de gözardı etmemesi gerektiğini belirtti.

ÖĞRENİM GÖRÜRKEN KENDİNİ GELİŞTİRMEK ÖNEMLİ ETKEN

Üniversite döneminin bireyin hayatının sonuna kadar etkileyeceğinin altını çizen Parladı, öğrencilerin öğrenim görürken kendini geliştirmesinin önemli etken olduğunu ifade etti. Parladı, “Geçen hafta başında açıklanan Yükseköğretim Kurumları Sınavının (YKS) sonuçları ile hem öğrencileri hem de aileler için heyecan verici ve aynı zamanda stresli bir dönem başladı. Bu sürecin en başında “öğrencilerin açıkta kalmamak ve bir sene daha YKS’ye hazırlanmamak için istemedikleri yerleri tercih etmemelerini tavsiye ediyorum.  Üniversite serüveni bireyin hayatının sonuna kadar sürecek bir yolculuktur ve bu yolculukta bize eşlik eden kimliğimiz mezun olduğumuz bölümler ilişkilendirilecektir. Bu yüzden ilgi ve alakamızın olduğu, kişisel özelliklerimiz ve yeteneklerimiz ile örtüşecek bölümler seçmeliyiz. Öğrencilerin kendilerini geliştirebilecekleri bölüm ve üniversiteleri tercih etmeleri en önemli husus. Üniversite mezun sayılarına bakıldığında öğrencilerin mezun olduğunda avantajı yakalamak için öğrenim görürken kendini geliştirmesi en önemli etken. Bu yüzden tercih yaparken kendini aktif hissedeceği, farklı eğitim programlarına ve kulüplere katılacağı, yurtdışı olanaklarının mümkün olduğu bölümlere yönelmeli.   Tercih yaparken bir önemli hususta meslekler hakkında bilgi sahibi olunması. Bölümün çalışma alanları, o meslekte çalışan kişilerle sohbet ederek, üniversite tanıtımlarına katılarak ya da internet gibi sosyal ağlardan incelemeler yaparak bilgi edinmeli. 5 yıllık meslek hayatımda tercih sürecinde karşılaştığım ilk soru “Acaba kolay iş bulur muyum?” Burada amaç kolay iş bulabilme durumunun da dışında, o işi yapmak istiyor muyum? Aslında önemli husus bu istemediğimiz bir mesleği icra etmek bireyi uzun sürede mutsuz edeceğini unutmamalılar” diye konuştu.

HER GÜN UYANILDIĞINDA AYAKLARIN GERİ GERİ GİTMEYECEĞİ MESLEKLER SEÇİLMELİ

Son yıllarda çıkışta olan mesleklerden bahseden Parladı, “Hayat her yönüyle değişirken mesleklerde bu süreçten payını alıyor.  Yaşanan gelişmeler birçok işi yok olmaya mahkûm ederken bazılarının da iş olanaklarını artırıyor. Teknolojinin gelişmesi yaşamımızı kolaylaştırırken, robotlaşma insan gücünün hatta zekâsının yerini alıyor. İlaçtan hizmete, endüstriyelden askeriyeye varana kadar günümüzde pek çok alanda robotların yardımına başvuruluyor. Hal böyle olunca da “geleceğin mesleklerini teknoloji domine ediyor” bir yandan binlerce işi tehdit ederken diğer yandan sayısız iş imkânı yaratıyor. Son yıllarda öğrenci ve eğitim uzmanlarının yönlendirmeleri de bu yönde çalışmalar yapan bölümler yönünde. 3D Üretim Mühendisliği, Bilgisayar Mühendisliği, Yapay Zekâ Mühendisliği, Robot Mühendisliği, Dijital İçerik Uzmanlığı gibi daha birçok bölüm.  Aynı zamanda ülkemizde yaşanılan gelişmelerde bölümlerin geleceğini etkiliyor. Savunma sanayisindeki yapılan çalışmalar uçak mühendisliğinin tercih yönelimini artırdı. Yaşam devam ettiği sürece ihtiyaç duyulan hukuk, eğitim programları, sağlık bölümleri ve hizmet sektörü de öğrencilere tavsiye ettiğimiz bölümler arasında. Son olarak günümüzde çok kazançlı olan meslekler yıllar içinde körelebiliyor. Öğrencilere verilebilecek en güzel tavsiye ilgi ve alakalarının olduğu, kendini geliştirebilecekleri bölümlere yönelmeleri. Her gün uyandığında iş gitmek için evden çıktığında ayakların geri geri gitmeyeceği meslekleri seçmeliler” şeklinde konuştu.

SEÇİLEN ÜNİVERSİTENİN LOKASYONUNUN ÖNEMİ

Gidilecek üniversitenin bulunduğu şehrin önemine de dikkat çeken Parladı, “Öncelikli konularımdan birisi lokasyon. Öğrencilerde karşılaştığım ve daha sonra büyük pişmanlık yaşadıkları problem araştırma yapmadan tercih edilen şehirler. Ulaşım, yurt-barınma imkânları veya öğrencinin isteklerini tatmin edecek sosyal aktivite olanakları titizlikle öğrenciler ve aileler tarafından incelenmeli. Bu etkenler dışında bazı bölümlerin daha gelişmiş olduğu üniversiteleri barındıran şehirler, öğrencilerin tercihlerine göre belirlenmeli. Genel olarak mühendislik düşünen öğrencilerin yönelimlerini teknik üniversite aynı zamanda kolay staj imkânı sağlayacak İstanbul, Bursa, Kocaeli havzası gibi şehirler ön plana çıkıyor. Hukuk ve Siyasal Bilimler gibi bölüm tercih eden öğrencilere ise bürokrasinin kalbi olan Ankara ve çevresini öneriyorum. Bir başka tercih yönelimi ise öğrencinin üniversite yaşamından beklediği sosyal faaliyetlerin daha etkin olduğu ve öğrenciye sunulan imkânların geniş yelpazede sunulduğu şehirler. Bu noktada tercihlerimiz daha çok İzmir, Eskişehir gibi öğrenci dostu şehirler olmalı” ifadelerini kullandı.

MEZUNA KALMAK BAŞARISIZLIK VE YIPRATICI SÜREÇ OLARAK DÜŞÜNÜLMEMELİ

Son olarak mezuna kalıp sınava bir yıl daha hazırlanacak öğrencilere de tavsiyelerde bulunan Parladı, sözlerini şu şekilde tamamladı: “Bir yıl mezuna kalmaya karar veren öğrencilere ilk tavsiyem cesaretlerinden ötürü aynanın karşısına geçip kendilerini tebrik etmeleri. Çünkü birçok öğrenci bir yıl daha çalışma cesaretinde bulunmayıp bir ömür pişmanlık yaşayabiliyor. Mezuna kalmayı sadece bir başarısızlık ve yıpratıcı bir süreç olarak düşünmemeliler. Başkalarının ne düşündüğü bir yıl sonra hayallerinize kavuştuğunuzda hatırlamadığınız ayrıntılar olacak. Bu kararı aldıktan sonra yapacağımız ilk iş bu düşüncelerden kendimizi soyutlamak.  Sizi umutlandıracak hayaller kurun, istediğiniz bölümün sonuç ekranını veya okumak istediğiniz şehrin otobüs biletini. İşte odaklanacağımız düşünceler bunlar ve düşünceler bizi daha fazla motive edecek.  Daha sonra ki tavsiyem planlı olmak. Burada bahsettiğim plan sizi mutsuz edecek aşırı yorucu programlar değil. Sadece sürecin gidiş hattı yönünde yılı zihninizde planlayıp kendinize uygun basit ama işlevsel bir program oluşturmak. Evet, en önemlisi ertelemeyin! Bugün yarın diyerek sınav gelir. O gün bugün deyip hayallerinize giden yolculuğa başlayın.  Ve son olarak önceki sınavınızdaki tecrübelerinizi fırsata çevirin. Zorlandığınız dersleri, eksik olduğunuz konulara öncelik verin. Farklı kaynaklar ya da önceki uygulamadığınız deneme sınavlarına ağırlık verin. Bu süreci yönetirken maksimum faydayı, hatalarınızı tekrarlamayarak alabilirsiniz.  Küçücük bir not hepimiz için ”Tek yapmam gereken adımlarını doğru atmak ve asla pes etmemek.”

Haber: Didem Kayabaşı

                                                          

Editör: Mahmut Beyaz