İnsanların tüketim çılgınlığındaki marka merakından terzilerde nasibini aldı. Son zamanlarda büyük giyim firmalarının artmasıyla insanların ve talepleri de marka kıyafetlere yoğunlaştı. 2006 yılından bu yana terzilik mesleğini icra eden ve 7 yıldır Kahramanmaraş’ın Dulkadiroğlu İlçesindeki Namık Kemal Mahallesinde terzi dükkanı işleten Murat Salman, kıyafet konusunda markalaşmanın yoğun olmadığı zamanlarda işlerinin daha iyi olduğunu belirtti. Murat Salman, “Kıyafet konusunda tüketim çılgınlığı ve markalaşmanın yoğun olmadığı dönemde işlerimiz daha iyiydi. O zamanlarda elimde kumaş oluyordu, müşteri geliyordu ‘şu kıyafetten yap, bu kıyafetten yap’ diyerek kıyafet siparişi veriyorlardı, şimdi bu şekilde çok az sipariş alıyoruz. O zamanlarda ürettiğim ürünleri 15-20 liraya satıyordum ve daha çok para kazanıyordum, şuan da kendi ürettiğim ürünleri 60-70 liraya satıyorum ama eskisi kadar kazanamıyorum. Bunun nedeni de haddinden maliyetler haddin de fazla yükseldi. 70 lira gelen elektrik faturası 500 lira gelmeye başladı. Ekonomik kriz herkesi olumsuz etkilediği gibi bizi de olumsuz etkiledi. Ekonomi bir çark ve her şey ile ilintilidir” şeklinde konuştu.

İNSANLAR KIYAFETTE MARKAYA PARA VERİYORLAR

Son dönemlerde insanların kaliteyi ikinci plana bırakıp markaya yöneldiğini dile getiren Salman, “Son dönemlerde kıyafette insanlar markaya yöneldi. İnsanlar kıyafette markaya isme para veriyorlar. Markanın bir kalitesi vardır ona sözüm yok. X markalı bir tişörte gidiyorlar 200 lira 250 lira para verip alıyorlar, aynı kalitedeki kumaştan yaptığım tişörtü ben burada 60 liraya satıyorum. Kıyafet konusunda kalite, insanlar için ikinci planda artık. Herkes markaya yöneldi, insanlara anlam veremiyorum, bir pantolona 700-800 lira veriyorlar. Bir tişörte 200-300 lira veriyorlar. Bu birazda bilinçsiz tüketicilerden kaynaklanıyor. Bu durumun bize yan etkisi olduğu gibi tüketicilere de yan etkisi oluyor. Birisi x markalı bir tişört alıyor, bize geliyor tişörtü daraltıyor ya da boyunu kısaltıyor, bu işlemleri yaptıktan sonra o tişörtü değiştirmek ya da iade etmek istediklerinde değiştiremiyorlar ve iade de edemiyorlar. Çünkü biz üzerinde işlem yaptık, bu olayın bizde yaşanmasının imkânı yok. Bizim sattığımız ürünlerin her türlü arkasındayız. İnsanların bilinçlenmesi lazım, hangi kumaş kalitelidir, hangi kumaş serin tutar bunları araştırması lazım. İnternetten araştırabilir bizlere gelip sorabilirler. Maddi geliri düşük olan insanların markaya yönelip marka kıyafetler giymesine, bir tişörte 200-300 lira vermesi tuhafıma gidiyor. Bu, bilinçsiz tüketiciliktir” dedi.

KUMAŞLAR ÇOK PAHALI!

Kumaşların pahalı olmasından dolayı terzilere takım elbise diktirmenin maliyetinin yüksek olduğunun altını çizen Terzi Murat Salman, “Kumaşlar ucuz olsa insanlar takım elbiseyi hazır almak yerine diktirmeyi tercih ederler. Kumaşlar kilo hesabıyla değil, metre hesabıyla satılıyor. Metresi 80 lira, 100 lira, 300 lira, 400 lira olan kumaşlardan bahsediyoruz. Kumaşların fiyatları kalitesine göre de fiyatlar değişiyor. Bu da terzilerin dezavantajına oluyor. Takım elbise üreten firmalar genel olarak, işçiliğin çok ucuz olduğu Çin, Hindistan gibi ülkelerde üretim yapıyorlar. 

Bu yüzden de takım elbiseleri daha uyguna satabiliyorlar, buna karşı değilim. Şuan bir terziye gidip takım elbise diktirmek isteyen birisi yok denecek kadar az. Çünkü terzide takım elbise diktirmek hazır takım elbiseden daha maliyetli. Terzi kumaşın parasını ayrı alıyor, işçiliğin parasını ayrı alıyor. Bunu da zaten dar gelirli birisinin yaptırabileceği bir şey değil. Bunu genellikle gelir düzeyi yüksek insanların yaptıracağı bir şey. Hazır takım elbise almak daha karlı” ifadelerini kullandı.

E-TİCARETE YÖNELMEDİM

Büyük firmaların üreticiden daha çok kazandığı için e-ticarete yönelmediğini vurgulayan Murat Salman, “E-ticarete yönelmedim, çünkü e-ticarette asıl parayı büyük şirketler kazanıyor. Üreticilerden daha çok kazanıyor. İnternet sitesi sahipleri yüzde 20 komisyon alıyor. Bana karı değil, zararı oluyor. Burada 60 liraya sattığım bir ürünü oraya 100 lira olarak yazdığımı varsayarsak, 20 lirası internet sitesi komisyon alıyor, 10 lirası da kargoya gidiyor. Ben burada 60 liraya tişört satıyorum, daha çok satıyorum kar marjım daha fazla oluyor” diye konuştu.

ZANAATKÂR YETİŞMİYOR!

Meslekte çırak bulamadıklarını ve mesleğinin geleceği ile ilgili de koşan Salman, “Zanaatkâr yetiştirmek için çırak bulamıyoruz. Bu konuda şuan biraz daha iyi durumda ve iyi bir dönemdeyiz, daha kötü dönem gelecek. Alttan yetişen çırak bulamayacağız. Bizler çekirdekten yetiştik çekirdekten yetişen kimse kalmadı eskisi gibi. Adam terzi dükkânı açmıştır ama işi çok iyi bilmiyordur, işin ehli değildir. Müşteri oraya gider pantolonu verir, terziyim diyen adam pantolonu kapriye çevirir verir. 10 yıl sonra terzilik mesleğinde işçilik ve zanaat diye bir şey kalmayacak. Çırak almak istiyorsun çırağa zanaat öğretmek istiyorsun ama ilk başta, çocuğun annesi babası ‘çocuğuma kaç para vereceksin?’ diye soruyor. Çocuğu işe alıyorum Çıraklık Eğitim Merkezine gönderiyorum, çocuk ikinci günden oradan kaçıyor okula gitmiyor. Usta Öğreticiliği Belgesini aldım, yanıma bir çırak aldığım zaman öğreticilik yaparım diye. Bu seferde, çocuğun anne babası ‘yok benim oğlum okul okusun. Yaz tatillerinde yanına gelsin’ diyor. Maalesef bu konuda ailelerimizde bilinçsiz, ‘Oğlum devletin bir kuyruğundan tutsun da gerisi önemli değil’ diyor. Bu zihniyet var bizde, her çocuk okuyacak diye bir kural yok. Herkes okuyup memur olursa, terziliği kim yapacak, zanaatkârlar kim olacak. Bence aileler çocuklarındaki yetenek neyse ona göre çocuklarını yönlendirmeli. Şuan benim elimin altına bir çırak gelse hemen Çıraklık Eğitim Merkezine gönderirim, devlet bin 500 lira maaş veriyor, 500-600 lira da ben veririm asgari ücrete tekabül etmez ama 13-14 yaşındaki bir çocuk için bu para da iyi para.”

İŞİN EHLİ OLAN KİŞİLER BU İŞİ YAPSIN

Terzilik mesleğinde işin ehli olmayan kişilerin olduğunu belirten Terzi Murat Salman, “Boynuna mezruyu takıp ‘Ben terziyim’ diyen çok insan var. Bu insanların yaptığı yanlışlardan bizde nasibimizi alıyoruz. Dün birisi geldi, adamın 3 tane pantolonunu mahvetmişler, bir bacağı dar, bir bacağı bol, bir bacağı uzun, biri kısa bunu düzeltene kadar alnımızın damarı çatladı. Terzilik gerçekten güzel meslek, ben severek yapıyorum işimi. Ama bu işin ehli olmayan birçok insan da var. Bu işi, işin ehli olan kişiler yapsın” şeklinde konuştu.

HABER: Ömer Harmankaya

Editör: Mahmut Beyaz