Son dönemde kamuoyunu sıkça meşgul eden konulardan birisi olan ev sahibi ve kiracılar arasında çıkan anlaşmazlıklarla ilgili, Kahramanmaraş halkının kira sözleşmesindeki haklarını bilmediğini belirten Av. Aksoy “Ev sahiplerinin de kiracılarında kira sözleşmesindeki haklarını pek fazla bilmediğini söyleyebilirim. Ev sahiplerinin kiraya konu taşınmazın mülkiyetinin kendilerine ait olmasından ileri gelen bir özgüvenleri var. Yani amiyane tabirle ‘mal benim değil mi istediğimi yaparım’ gibi bir hakka sahip olduklarını düşünüyorlar. Kira artışlarının fahiş olduğu bu dönemde makul artışın dışında kira talebinde bulunan ya da kiracıyı çıkarmak için türlü bahaneler ve gerçek olmayan iddialar da bulunan ve bu şekilde yeniden evini yüksek kiralarla kiralamak isteyen ev sahiplerine çok rastladık. ‘Evi satıyorum çık, ben oturacağım çık vb.’ Ama realitede ve hukuken bakıldığında durum öyle değil’’ dedi.

KANUNLAR KİRACIDAN YANA

Kanunların kiracılardan yana olduğunun altını çizen Nur Şevval Aksoy, “Kanun kiracının haklarını daha geniş tutmaktadır. Öte yandan kiracılarında piyasa koşullarını göz önünde bulundurarak ve ev sahibini mağdur etmeyecek şekilde artış hususunda akil davranması gerekir. Kira artışı dışında diğer karşılıklı hak ve yükümlülüklerde avukatlara danışmak gerektiğini söyleyebilirim. Kira hukuki olarak ayrıca ve özenle düzenlenmiştir. Kira ilişkisi için Türk Borçlar Kanununda ayrı bir başlık açılmıştır. Eğitimini almayan birinin bu ayrıntılı konuda zaten tam yeterlilikte olması mümkün değildir” şeklinde konuştu.

SÖZLEŞME YAZILI OLMALIDIR

Kira sözleşmesinin sözlü ya da yazılı olabileceğini ancak ispat konusunda sıkıntı yaşanmaması için yazılı olmasının daha faydalı olacağının vurgulayan Av. Aksoy, “Kira sözleşmeleri herhangi bir şekle bağlı değildir. Yazılı ya da sözlü olarak yapılabilir. Ancak herhangi bir ihtilafta ispat sıkıntısı yaşanmaması açısından yazılı yapılması tavsiye edilir. Taraflar aralarında kira sözleşmesinin şeklini kararlaştırmışlarsa sözleşmenin o şekle bağlı olarak yapılması gerekir.  Bu doğrultuda kırtasiyelerde maktu olarak bulunan sözleşmeler için şunu söyleyebiliriz genel sözleşme şartlarına, sözleşmenin esaslı unsurlarına aykırılık olmadığı müddetçe kullanılabilir’’ ifadelerini kullandı. 

EV SAHİBİNİN HAKLARI

Ev sahibinin haklarından bahseden Nur Şevval Aksoy, “6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu kira ilişkisini düzenleyen 299 ve devamı maddelerde kiracı ve kiraya verenin hakları ile birbirine karşı olan yükümlülüklerini düzenlemiştir. Ev sahibi kirasını zamanında ve tam almak hakkına sahiptir. Kiracı kira süresince kullandığı konutun kullanım giderlerini ödemekle mükelleftir bu giderleri ev sahibine yükleyemez. Kiracı kiraladığı evi özenle kullanmakla yükümlüdür ev sahibi olağan kullanımdan kaynaklanan eskimeler dışında kiracıya evi teslim ettiği şekilde teslim alma hakkına sahiptir. Yine ev sahibinin hakkı kiracının yükümlülüğü olan bir diğer durum kiracının komşulara saygı gösterme borcudur. Ev sahibi kira süresince evin temizlik ve bakım giderlerinden sorumlu değildir bunun yanında evde meydana gelecek ayıpların kiracı tarafından ev sahibine bildirilmesi gerekir. Kiracının kirasını ödemekte temerrüde düşmesi halinde ev sahibi en az 30 gün süre verip ifa gerçekleşmezse sözleşmeyi feshedeceğini bildirebilir’’ diye konuştu.

KİRACININ HAKLARI

Av. Aksoy, “Kiracı, ev sahibinden, evi kiralamadan önce eğer varsa evdeki kusurların uygun bir sürede giderilmesini talep edebilir. Belirlenen sürede, ev sahibi eksikleri gidermezse kiracı, masrafı giderip, ev sahibine ödeyeceği kiradan düşebilir veya kiralananın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteyebilir. Kiracı, kiraya verenden konutla ilgili kusurların giderilmesini veya kira bedelinden evdeki kusurla orantılı bir indirim yapılmasını ya da zararının giderilmesini isteyebilir. Evin demirbaş niteliği taşıyan kısımlarıyla ilgili tadilatların bedelini ev sahibi karşılamalıdır. Kiracı eğer kendi zevkleri için değişiklik yapmak isterse, yapacağı masraftan kendi sorumludur. Kiracı, kiraya verene zarar verecek bir değişikliğe yol açmamak şartıyla ve sözleşmede aksine hüküm bulunmaması koşuluyla, kiralanan konutu, tamamen veya kısmen başkasına kiraya verebilir ya da kullanım hakkını başkasına devredebilir. Ev sahibi kira kontrat süresi dolmadan kiracıyı evden çıkaramaz. Ayrıca kontrat süresi bitimine 1 ay kala ev sahibi, kiracısına ihtarname çekmediği sürece, söz konusu kontrat kendiliğinden yenilenir ve süresiz kontrat niteliğine dönüşür. Kiracı, kiraladığı evden yeteri kadar yararlanamadığında ve evin sorunları olduğunda, kontrat süresinin dolmasını beklemeden haklı gerekçesini bildirerek evden çıkabilir. Kiracı, evden çıkarken söz konusu konuta zarar vermediği, evi aldığı gibi bıraktığı sürece depozitosunu alma hakkı vardır. Şunu da belirtmek gerekir ki hukukumuzda kira ilişkisi ile ilgili hükümler kiracı lehinedir’’ dedi.

MAKUL BİR FİYAT ARTIŞI EV SAHİBİNİN HAKKIDIR

Av. Nur Şevval Aksoy, “Kiracıya yıllık maksimum kira artışını ve kiracı ile aralarında yapılan sözleşmeyi göz önünde bulundurarak yeni fiyat üzerinden evini kiralamak isteyen ev sahibi haksızdır denilemez hatta makul bir artış ev sahibinin hakkıdır. Ev sahibi kiracının evden çıkmasını istiyorsa bu durumu kira süresinin bitimine 1 ay kala çekeceği bir ihtarname ile bildirmelidir. Süresi dolan kira ilişkisini sonlandırmak usule uygun bildirimleri yaptığı takdirde ev sahibinin hakkıdır’’ şeklinde konuştu.

DAVA SÜRELER ÇOK UZUN

Dava sürelerinin 2-3 yıl sürdüğünü dile getiren Aksoy, “Kira sözleşmesinden kaynaklanmak şartıyla, her türlü tahliye davaları, sözleşmenin feshine ilişkin davalar, kira bedelinin tespiti ve diğer olumlu ya da olumsuz tespit davaları, kira sözleşmesinden doğan alacak veya tazminat davaları ve bunlara karşı açılan davalarda görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir.  Yetkili mahkeme ise taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir.  Ülkemizde dava süreleri maalesef çok uzun.  Bu doğrultuda kira sözleşmelerine ilişkin davalarında ortalama 2-3 yıl sürdüğünü söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı.

Haber : Ömer Harmankaya

Editör: Mahmut Beyaz