Mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcaklıklar, kuraklık tehlikesini kapımıza kadar getirirken, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu geçtiğimiz aylarda 2017 yılının son 44 yılın en kurak yılı olduğunu söylemişti. Türkiye genelinde sulama, enerji ve içme suyu ihtiyacını karşılayan birçok barajın doluluk oranlarında ise hızla bir düşüş yaşanıyor. 2018 yılının Ocak ayının yarısını tamamladığımız şu günlerde hala yağışların olmaması vatandaşları tedirgin ederken, Türkiye ve Kahramanmaraş ikliminde yaşanan değişimleri gazetemiz muhabiri Ahmet Güneçıkan, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Karabulut’a sordu. Muhabirimizin yağmur ve kar neden yağmıyor? Yakın gelecekte içme suyu problemi yaşanacak mı? Kuraklık noktasında ne gibi önlemler alınmalı? Kahramanmaraş’taki barajlar Kahramanmaraş’ın iklimini etkiler mi? şeklindeki sorularımıza yanıtlar veren Karabulut, Kahramanmaraş’ta yazların sıcak ve kurak, kışların ise yağışlı geçtiğini söyledi. İklim değişikliğinin uzun vadede olduğunu belirten Karabulut, küresel ısınmanın iklimlerin değişiminde daha etkili olduğunu da sözlerine ekledi. Kahramanmaraş’ta ki barajların iklimi değiştirecek bir etkiye sahip olmadığını da ifade eden Karabulut, yağışların azalmadığını fakat yağışlı gün sayısında azalmaların meydana geldiğini belirtti. Karabulut ayrıca sulamalı tarımın artık Türkiye’de teşvik edilmemesi gerektiğini de söyledi.

İşte Prof. Dr. Murat Karabulut ile yaptığımız röportajın detayları:

KAHRAMANMARAŞ’TA YAZLAR SICAK, KIŞLAR DA YAĞIŞLI GEÇER”

İklim nedir, iklim değişikliği diye bir olay olabilir mi?

İklimin tarifini yaptığımızda genellikle belli bir süre içeresinde, belli bir alanda etkili olan hava olaylarının ortalama durumu olarak ifade edilir. Yani iklim, uzun süreli belli bir alanda karakterize olmuş hava durumudur. Dolayısıyla bu iklim uzun süre orada kendisini belli bir özellikle göstermeli. Örneğin yazın az yağış oluyorsa uzun süre az yağış olmalı, kışın da çok yağış oluyorsa uzun süre yağış olmalı. Yani karakterize edildiğinde böyle olur, Kahramanmaraş’ın iklimini bu şekilde değerlendirdiğimizde yazlar kurak geçer, kışlar da yağışlı geçer özelliği budur. Dolayısıyla bu söylediğimiz özelliklerde bir sapma olduğunda, kışın yağış azaldığında yada yazın yağış olduğunda tersi bir durumda iklimde bir değişme oluyor mu diye sorular sorabiliriz. Fakat iklimde herhangi bir değişimin olup olmadığını söyleyebilmemiz için uzun yıllar ortalamalarındaki sapmaların çok belirgin hale gelmiş olması ve bir daha geriye dönmeyecek şekilde karakter kazanmış olması lazım. İklimin ancak bu şekilde değiştiğini söyleyebiliriz.

DÜNYADA NELER OLUYOR ONA BAKMAMIZ LAZIM”

Kahramanmaraş’ta bir iklim değişikliği oldu mu?

Baktığımızda Kahramanmaraş’ta yaşayan insanlar yaş grubuna göre sorduğumuzda bunu farklı farklı cevaplandırır. Mesela 70’li yıllarda yaşamış kişiler bugün sorduğumuzda bizim zamanımızda daha çok kar yağıyordu daha çok hava soğuktu diyebilirler. 90’larda doğup günümüze kadar gelenler ise bunun böyle olmadığını düşünür. Buda bize şunu anlatabilir iklimde bir değişme meydana geliyor düşüncesini ortaya çıkarabilir. Bunları söyledikten sonra Kahramanmaraş’ın iklimi dediğimiz zaman, aslında hiçbir yerin iklimi yerel koşulların bir sonucu değildir. Yani Kahramanmaraş’ın iklimini ortaya çıkaran Kahramanmaraş’ın kendisi yada çevresinin topoğrafyası sonucu değildir. İklimi kontrol eden mekanizma genellikle global ölçektedir. Bu nedenle bir yerin ikliminde değişme olup olmadığını anlayabilmemiz için küresel anlamda neler oluyor ona bakmamız lazım. Yani bugün Kahramanmaraş’ta kuraklık oluyor dediğimizde bunu kendi üstümüze alınmadan acaba dünyada ne oluyor diye sormamız lazım. Çünkü bizi şekillendiren olay bizim dışımızda bizden çok uzak yerlerde gerçekleşen olaylardır. O nedenle küresel anlamda iklimde herhangi bir değişme meydana geldiğinde kesinlikle yerel ölçekte iklim değişecektir. Kahramanmaraş’ta da aynı sonuçla karşı karşıya kalacağız.

SON YÜZYILDA DÜNYA SICAKLIĞI BİR DERECE ARTTI”

Küresel ölçekte peki iklim değişikliğinde neler meydana geldi?

Son zamanlarda popüler olarak iklim değişti mi yada küresel ısınma gerçekleşiyor mu diye insanlar soruyorlar. Bu iki kavram çok farklı iki kavramdır, küresel ısınma ayrı bir kavram, iklim değişikliği ayrı kavramdır. O yüzden ikisi arasındaki farkı söyleyeyim küresel ısınma ortalama yer küremizin bir sıcaklığı var, bundan yüzyıl önce 14 civarındaydı, şimdi ise 15 derece civarında. Dolayısıyla son yüzyıl içerisinde dünya sıcaklığı ortalama bir derece arttı. Dolayısıyla bu bize küresel anlamda sıcaklığın yükseldiğini gösteriyor. Bu bir derece önemli mi önemsiz mi diye düşünecek olursak, şöyle bir örnek vereyim. Mesela ateşimiz var hastaneye gidelim dediğimizde aslında vücut ateşimiz 36 yada 36 buçuk iken bir derece arttığında bunu hissederiz. Yani insan vücudunun bir derece sıcaklığı arttığında hasta hisseder kendisini. Dolayısıyla yer kürenin de sıcaklığının bir derece artıyor olması, yer kürenin bu artmadan ciddi anlamda etkileneceğini gösterir. Bu bütün dünya üzerindeki ortalama. Yerel ölçeğe girdiğimiz zaman bu çok değişir, yani mesela bizim bulunduğumuz enlemlerde daha yüksektir bu oran. Kuzey enlemlerine doğru gittiğimizde farklılaşır, güney enlemlerine gittiğimizde farklılaşır. Yerel ölçekte bunun etkisi çok farklı ortaya çıkabilir. O nedenle her yerel alanda nasıl bir sonuç ürettiğinde yerel ölçekte incelenerek bulunması gerekiyor.

KAHRAMANMARAŞ KÜRESEL ISINMADAN FAZLA ETKİLENİR”

Küresel iklim ısınmasından Kahramanmaraş ne kadar etkilenir?

Biz Kahramanmaraş’ın son 70-80 yılını araştırıyoruz, sıcaklık global ölçektekine benzer şekilde artmış. Yani ortalama bir derecenin biraz daha üzerinde. Dolayısıyla Kahramanmaraş’taki sıcaklığın artışı globale yakın düzeyde. Bu da şunu gösteriyor Kahramanmaraş, küresel iklim ısınmasından en çok etkilenecek şehirlerden birisidir. Bunun da sebebi bulunduğumuz yer, güney enlemlerinde yer alıyoruz, çöl ikliminin sınırındayız. Çöl iklimini genişliyor ve bizim de onun etkisinde kalabilme ihtimalimiz yüksek. Örneğin bir Sivas’a göre hatta Göksun’a göre, Göksun’un buraya göre daha az etkilenme ihtimali var. Kahramanmaraş daha fazla etkilenir. Küresel ısınma var bunu görüyoruz, iklim değişikliği biraz daha zor bir mesele, çünkü uzun zaman ortalamaların da meydana gelen değişikliklerin olması lazım. İklimimiz değişiyor mu, değişme eğiliminde. Tam anlamıyla değişti mi bunu söyleyemeyiz çünkü biz hala yazlar kurak kışlar yağışlı diyorsak iklimimiz devam ediyor demektir.

KAHRAMANMARAŞ BİR KAPALI HAVZA DEĞİLDİR”

Küresel ısınma kapalı havzaları etkiler mi? Kahramanmaraş bir kapalı havza sayılır mı?

Küresel ısınmanın şöyle bir özelliği var, küresel anlamda sıcaklık arttığında topoğrafik olarak bunu destekleyecek durumda olan yerlerde sıcaklık artışı daha farklı olabilir. Mesela kapalı havzalar, Kahramanmaraş bir kapalı havza değildir. Türkiye’deki kapalı havza mesela Konya havzası yada Van Gölü havzasıdır. Kapalı havzaların hepsi için bir genelleme yapamayız. Ama Konya havzası gibi etrafı yüksek dağlarla çevrili yerlerde bunu daha şiddetli hissederiz. Çünkü hava kütleleri bu kapalı havzalara doğru alçaldığında ısınır ve daha güçlü bir ısınma hissedilir ve kuraklık daha belirginleşir. Mesela Konya havzasında kuraklığın olma nedeni çevresindeki yüksek dağlardan alçalan havanın ısınmasıyla birlikte, bu bizim bağım nem dediğimiz oranın düşmesi ve buna bağlı kuraklığın ortaya çıkmasıdır.

BARAJLAR KAHRAMANMARAŞ’N İKLİMİNİ DEĞİŞTİRMEZ”

Kahramanmaraş’ta ki barajların iklimin değişmesine etkisi var mı?

Barajlar daha çok lokal ölçekte etki yapabilir. Mesela Kahramanmaraş’ın iklimini değiştirecek bir etkiye sahip olmaz. Şöyle düşünün bir odanız var odaya iki kova su koyuyorsunuz, bu odanın iklimini ne kadar değiştirirse, Kahramanmaraş’taki barajda Kahramanmaraş’ın iklimini o kadar değiştirir. Ama barajın kenarındaki çok yakın çevresini değiştirir. Bitki örtüsü değişir, nemlilik artar ama Kahramanmaraş şehriyle şöyle düşünün bir tarafta baraj var bir tarafta şehir. Şehir beton, baraj su. Birisi kuraklığı yada havadaki nispi nemi düşürecek özellik yaratıyor betonlaşma, diğer tarafta da su kütlesi var. Hangisi daha güçlü etki yapar diye bana sorarsanız, şehirleşme daha etkili. Çünkü içinde arabalar var, insanlar var, binalar var, onlar yakıt üretiyorlar, enerji tüketiyorlar bunların hepsi atmosfere etki yapıyor. Ve diğer ısınma sürecinde kullanılan yakıtlarla ısı gönderiyorlar. Dolayısıyla Kahramanmaraş şehrinin çevresine etkisi, barajlardan daha yüksektir. Öyle bir durum oluşabilir.

YAĞIŞLARDA BELİRGİN BİR AZALMA YOK”

Hocam yağışların olmaması nedeniyle kuraklık ülke gündeminde yer alıyor, yağışlı gün sayısı sizce neden azaldı?

Kuraklık olduğu için yağış konusu bugünlerde çok popüler, şimdi yağış konusu genellikle yanlış anlaşılıyor. Son 50 yılın en kurak dönemini yaşıyor gibi görünsek de normalde biz Kahramanmaraş’ı da Türkiye’yi de araştırdık. Çok az bir azalma eğilimi gösterse de yağışlarda çok belirgin bir azalma yok. Sıcaklıktaki bu hızlı yükselmenin tersi olan yağışlarda azalmayı çok şiddetli görmüyoruz. Fakat neyi görüyoruz, önemli bazı değişiklikleri görüyoruz. Yağışlı gün dediğimiz bir kavram var, yılın 365 gününün kaç günü yağışlı olur bir yerde. Biz buna yağışlı gün deriz. Ne kadar çok yağış düşerse yağışlı gün o kadar fazla demektir. Dolayısıyla çok güne dağılmış bir yağıştan söz ederiz. Bu iyi bir durumdur. Çünkü az yağar ama kullanılacak kadar yağar. Yada şöyle diyelim bitki için, canlılar için gerekli olan yağış alınmış olur. Fakat son yıllarda Kahramanmaraş’ta dahil olmak üzere Türkiye’de yağışlı gün sayısı azaldı.

YAĞIŞLAR AZALMIYOR, YAĞIŞLI GÜN SAYISA AZALIYOR”

Hocam yağış azalmazken yağışlı günlerin azalması ne demek?

Yağışlar ani ve şiddetli oluyor, güçlü oluyor, kısa süreli oluyor. 10 günde düşmesi gereken yağış, bir günde düşüyor. Hatta bazen bir ayda düşmesi gereken yağış bir günde düşüyor. Dolayısıyla yağış miktarı azalmıyor ama yağışın düştüğü gün sayılı azıldığı için güçlü ve şiddetli yağışlar oluyor. Buda sel gibi durumları meydana getiriyor. Bir de bitki o anda belli bir miktar suyunu aldıktan sonra diğer su yüzeysel akışla gidiyor. Diğer kurak günlerin sayısı arttığı yada yağışın olmadığı günler arttığı için ise strese giriyor. Bunun da sebebi küresel ısınma. Şiddetli yağışların frekansının artması, havanın aşırı ısınmaya doğru gitmesini sağlar. Daha güçlü ısınmalar güçlü yağışları beraberinde getirir. Havadaki nemi tüketir yani, tekrar o nemin yağışlara dönüşmesi için uzun zamanlar geçmesi gerekir. O yüzden yağışlı gün sayısı azalıyor. Güçlü yağışlar, kısa süreli yağışlar ve az gün denilebilen yağışlar meydana geliyor.

BU SENE RİSK VAR”

Ocak ayının yarısına geldik ve hala önemli derecede yağış olmadı, sizce sorun nedir, risk var mı?

Bu seneki durum daha önce yaşanmış bir durum, sürpriz bir durum değil. Kahramanmaraş’ta üç ile beş yıl arasında kuraklık oluyor. Kuraklık aslında şu, yıllık yağış ortalamasından daha az düzeyde yağışın o yıl için meydana gelmiş durumudur. Her yıl Kahramanmaraş’a 700 milimetre yağış düşüyor ortalama olarak bu sene bundan az yağış düştüğünde kuraklık olur. Fakat burada temel sorun ortalamadan ziyade hangi mevsimde yağışın az düştüğü önemli. Kahramanmaraş için olmazsa olmaz yağış dönemi Kasım ile Mart arasında yağış düşmezse çiftçiler zarar görür. Dolayısıyla biz son aylarda yağış görmüyoruz. Ne geçti, Kasım, Aralık geçti Ocak ayının ortalarındayız nerdeyse söylediğim periyotun yarısı gitti, yeterince yağış alamadık. Dolayısıyla bu sene risk var.

HAVA KÜTLESİNİN ÖNÜ TIKANDIĞI İÇİN KURAKLIK YAŞIYORUZ”

Hocam Kahramanmaraş’a kış aylarında yağmayan yağışlar bahar aylarında yağıyor, çiftçiler de bundan olumsuz etkileniyor bunun nedeni nedir?

Bizim yaptığımız araştırmalar şunu gösteriyor Kahramanmaraş için kış kurak geçtiğinde bahar yağışlı geçiyor böyle bir karakteri var kendisini dengeliyor. Ama bu da Kahramanmaraş’ için örneğin Mayıs ayında düşen yağışın bitki için, tarım için bir önemi yok. Artık suya ihtiyacı olmadığı dönemde yağış düşüyor. Hatta geçtiğimiz yıl hasat sırasında bitkiler çürüdüler. Çünkü o dönemde kuru bir hava istiyor bitkiler, bunun sebebi ise Türkiye’ye yağış getiren hava Kuzey Atlantik’ten gelir, hatta biraz daha geriden Kanada’dan gelir, Atlantik’ten geçerken nem kazanır, Avrupa üzerinden gelirken bu nemin bir kısmını kaybeder Türkiye’ye ulaşır ve Türkiye’ye yağış gelmiş olur. Bir kısım da biraz daha güneyden gelir Akdeniz üzerinden, bu Kahramanmaraş için en beklenen en istenilendir. Akdeniz üzerinden geldiğinde de bol yağış getirir kar getirmez. Bizim kışın yağış alabilmemiz için bu yolun açık olması lazım. Bunu bir otoban olarak düşünün Kanada’dan gelen hava kütlesinin önü hiçbir zaman tıkanmadan buraya gelmesi lazım. Bu sene bu böyle olmadı. Bizim 30 derece enlemi civarında, subtropikal yüksek basınç alanı dediğimiz bir alan var, buna azor yüksek basınç alanı da denir. O genişlediğinde kış mevsiminde, normalde kışın güneye gider daralır. Dolayısıyla bize gelen hava kütlelerinin önü açılır. Ancak bazen bu kışın genişler kuzeye doğru döner, Avrupa’dan Atlantik’ten gelen hava kütlesinin önünü tıkar. Ve bu sayede Kahramanmaraş gibi yada Türkiye’ye hava kütleleri gelemez, o yüzden de yağış olmaz. Bu sene bu oldu. Bu hava kütlelerinin önü tıkandığı için bu sene hava kütleleri Türkiye’ye ulaşamadı ve dolayısıyla kuraklık yaşıyoruz. Şimdi biz bu duruma pozitif nao dediğimiz Kuzey Atlantik salınımı diyoruz . Bu yıl içerisinde sürekli değişiyor ben bugün baktım geriye çekilmeye başlamış yani pozitif nao zayıflıyor. İzlanda alçak basıncı daha doğrusu bize nemli hava kütlelerinin gelmesini sağlayan sistem etkisini arttırmaya başlamış bugünlerde. İnşallah önümüzdeki günlerde yağış Türkiye’ye de gelir. Ama ne kadar gelir gelemez, onu bilmiyorum.

KAHRAMANMARAŞ RİSKLİ GÖZÜKÜYOR”

Yağışlar tahmini olarak Türkiye’ye ne zaman gelecek, yakın gelecekte yağış bekliyor musunuz?

Bu sıcak havanında sebebi şu, Sahra üzerine yerleşmiş olan hava buraları etkiliyor, dolayısıyla da Sahra’dan gelen kurak karakterli havanın etkisinde kaldığımız için şuan da kışı daha sıcak ve daha yağışsız geçiriyoruz. Dolayısıyla çok fazla yağış almıyoruz ve önümüzdeki günlerde de Avrupa üzerinden bir hava kütlesi geliyor, önümüzdeki günlerde Türkiye’nin yağış alma ihtimali yüksek. Kahramanmaraş’ın üzeri biraz riskli gözüküyor, biraz kurak gibi de gözüküyor hafif ama onu bilemeyiz nasıl bir durum gerçekleşecek. Önümüzdeki günlerde yağış ihtimali var, bu bir tahmin tabi ki, değişebilir de. Gelecekte pozitif yağış olma ihtimali gözüküyor.

KAHRAMANMARAŞ DAHİ İÇME SUYU SIKINTISI YAŞAYABİLİR”

Yakın gelecekte içme suyu sorunu yaşar mıyız? Bu problemin çözümünde yerel yönetimler ne yapmalı?

Kahramanmaraş için içme suyu sorunu ihtimal dışı gözükse de biz Karasu’dan suyu alıyoruz mesela, eğer kar yağmazsa yüksek kesimlere, taban suyu çekmezse yada zamanında yağış düşmezse hissedebiliriz. Bu kadar çok barajın olduğu Kahramanmaraş’ta dahi içme suyu sıkıntısı çekilebilir. Taban suyunu besleyen asıl mesele yüksek dağlara düşen karlar, bunlar düşmediği takdirde sıkıntılı. Bu aslında kaynakları nasıl kullandığımıza da bağlı, biz her şeyi değiştirdik. Her yere baraj yapmak iyi mi sorusu akla geliyor. Her yere baraj yaptık mesela. Örneğin Ceyhan Nehri’nin bir kapasitesi var, biz onun kapasitesinin üzerinde baraj yaptık. Buradaki baraj eksik kaldığında hep doğaya suç buluyoruz, iklim değişiyor diyoruz. Bu tür olayların meydana gelme sebebi aslında bizim yaptığımız kapasite üstü işler. Su gelecekte eğer böyle giderse insanlar için sorun olacak Türkiye’de. Çünkü biz iyi kullanamıyoruz. Bir de

SULAMALI TARIM TEŞVİK EDİLMEMELİ”

Hem yağış yok hem de biz insanları sularımızı pek de dikkatli kullanmıyoruz, özellikle tarımsal sulamada, bunun önüne nasıl geçebiliriz?

Türkiye’de tabi sulamalı tarım çok teşvik ediliyor. Sulamalı tarım biraz önce demiştim yağış değişmiyor fakat belli zamanlarda çok yağıyor. Yağışın miktarının değişmemiş olması, fakat kullanım miktarının artmış olması bize gelecekte bir su sorununun yaşanacağını gösteriyor. Yağış artmadığı sürece ve tüketim arttığı sürece bu fark git gide büyüyecek. Gelecekte de su sorunuyla karşı karşıya kalacağız. Türkiye gibi ülkeler hala sulamalı tarımı teşvik ediyorlar ve bu da su kaynaklarının aşırı kullanımına sebep oluyor. Gerek yeraltı suyu gerekse de baraj ve yer üstü suları. Bunun sonucunda insanlar içecek suyu zor bulacaklar görüntü bu. Gelecekte ne olur bilemiyoruz, iklim ile ilgili çok iddialı konuşmak tehlikeli. Ben mesela derim ki beş dakika sonra yağmur yağacak, sen yolda güneş açar giderken bana neler söylersin. Ama biz aşırı kullanmaya başladık. Bu da kaynak sularımızı zarara uğrattı.

GAVUR GÖLÜ’NÜ KENDİ HALİNE BIRAKIRSAK KAZANIRIZ”

Türkiye'nin önemli sulak alanlarından biri olan ancak 1950’li yıllarda kurutulan Gavur Gölü, tekrar ayağa kaldırılmaya çalışılıyor...?

Eskiden Kahramanmaraş ovasında birkaç metreden su çıkarken şimdi ise onlarca metreden su çıkarıyoruz. Mesela burada Gavur Gölü vardı, şimdi gidin oraya kanallar yapmışlar suyu boşaltıyorlar. Şuan da kış mevsiminde, yazın git pompaları kurmuşlar yerden su çıkararak sulama yapıyorlar. Çok tezat bir durum, kışın kurtulmak için yazın da su bulmak için para harcıyoruz. Mesela orada bir göl olsa güzelce, orası kuşlarında geçiş noktasıydı. Artık kuş gelmez, çünkü kuşlar gelirken aynı dinlenme tesisi gibi buralar Amik’e konuyor sonra diyor Gavur Gölü’ne de konacağım. Bir dinlenme tesisi, şimdi burada gölü yok ettin kuş gelir mi? Sadece kuş değil biz orayla ilgili çok çalıştık, araştırmalar yaptık. Orayı kendi haline bıraksak Kahramanmaraş’ın kazancı olur. O tür yerler taban suyunu korur, taban suyunu koruduğu zaman çevredeki çiftçiler taban suyunu çok derinden almak zorunda kalmaz. Biz her şeyi aşırı tüketiyoruz. Yani şehirler büyüyor, tarım arazilerinin sulama sistemleri ile suluyoruz. Sürekli harcıyoruz fakat gelen yağış artmıyor, ne olacak gelecekte sürekli tükettikçe su sorunu olacak. Çöle yakın yerlerde Kahramanmaraş gibi, bu sorun daha fazla hissedilecek.

(Haber: Ahmet GÜNEÇIKAN)

Editör: Mahmut Beyaz