Milliyetçi Hareket Partisi Elbistan İlçe Başkanı Ali Demir, Türkiye’nin zor bir süreçten geçtiği vurgusunu yaparak, İktidarı sert sözlerle eleştirdi.
MHP Elbistan İlçe Başkanı Ali Demir, Ülke’nin zor bir süreçten geçtiğini, hain saldırılarda hayatını kaybeden güvenlik güçlerine baş sağlığı diledi. Demir yaptığı basın açıklamasında şunları söyledi; Hayatını kaybeden güvenlik güçlerine baş sağlığı dileyerek Başta Silahlı kuvvetlerimiz ve ülkemizin uğramış olduğu bu elim ve vahşi saldırı, terör eylemi dolayısı ile hayatını kaybeden bütün şehitlerimize Allah'tan rahmet kederli ailelerine başsağlığı, tüm yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Söylenecek ve yazılacak çok şey olmasına rağmen susuyor ve susturuluyoruz. Neden doğrular bu cennet ülkemizde suç, doğruları söyleyenler vatan haini ilan ediliyor. İnsanlarımız televizyon kanallarında yer alan ahlak dışı yayınlarla uyutularak bizlerin, çocuklarımızın ve doğmamış torunlarımızın yarınları yok ediliyor. Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi "Memleket dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet delalet ve hatta hıyanet içinde olabilirler, şahsi emellerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit etmiş olabilirler" sözleri şu an yaşanıyor. Her fırsatta yapmış oldukları icraatları Gazi paşamızla kıyaslayanlar dahası bu kıyasa yelteneler dini siyasete alet etmeyi marifet mi zannediyorlar? Şöyle bir hafızalarınıza seslenmek ve unutanlara hatırlatma yapmak istiyorum diyerek şunları söyledi.
1.Açılım safsatası ile mülki amirlere pkk yandaşlarına ve pkk eylemlerine müdahale etmeyin emrini vermek vatan hainliği değilmidir? 2.Habur sınır kapısında seyyar mahkeme kurup pkk mensuplarını kim affetti? 3.Nevruz bayramı kutlanması bahanesi ile terör örgütü ve yandaşlarına şov yapma fırsatı verenler kimdi? 4.Oslo'da terör örgütü mensuplarıyla görüşüp ülkemizin kaderi hakkında pazarlık yapılmasına müsaade edenler kimdi? 5.Bu ülkenin vatandaşlarının ödemiş olduğu vergilerle alınmış olan Ana uçağıyla Salih Müslim adlı terör örgütü liderini Çankaya'da ağırlayan kimdi? 6.Kobaniye yardım etsinler diye peşmergelerin ülkemizden geçişlerine izin veren kimdi? 7.Toplamış oldukları sözde aydın diye geçinenleri Akil insan ilan edip onlara yemekler veren aç karınlarını doyuran doksan bin lira maaş ödeyen kimdi? 8.Dolmabahçe sarayında pkk’nın meclis deki uzantılarıyla on maddelik mutabakat imzalayıp daha sonra bunu inkâr eden kimlerdi? Ve daha onlarca soru sorulabilir.
Soruyorum sizlere yıllardır oturduğu koltuğa çörekleşmiş mit müsteşarı Hakan fidanın Yüzlerce vatan evladını şehit verdiğimiz şu günlerde istifa etmesi gerekmiyor mu acaba? Tekrar yüce Türk milletine sesleniyorum; milli istihbarat birimlerimiz görevinin farkında mı veyahut kumanda mı ediliyor acaba? Son günlerde oluşan olaylar yüce Türk milletini ve milliyetçi ülkücü hareketi derinden yaralamaktadır. Diyorum ki Uyan Türk evladı uyan, uyuma uyan. Artık tam "At izi it izne karıştı".Mızrak çuvala sığmıyor bir hafta içinde şamda Cuma namazı kılacağız diye açıklama yapanlar Suriye politikasında, tüm dış politikalarında olduğu gibi iflas ettiler. Şanlı Türkiye Cumhuriyetini üç beş çapulcu ile muhatap olmak zorunda bıraktılar.7 Haziran seçimlerinde bozguna uğrayacaklarını anladıkları zaman ayaklar altına aldıkları milliyetçiliğe sığınıp terörün kökünü kazıyacağız diye açıklamalara başladılar. Sonuç her gün gelen ve ardı kesilmeyen şehit haberleri artık haber sunucularının ilk cümlesi oldu.
7 Haziranda "Aklınız başınıza alın" mesajı veren halk iradesine saygısızlık yapıp hükümeti kurmayanlar terör saldırılarını "Bizi seçin bu olaylar bitsin. Bizi seçmezseniz beyaz toroslar dolaşır"diye tehdit ettiler. Tehdit ve şantajla 1 Kasımda iktidara geldiler ve "kurtlar kuzu ile gezecek"diyenler ülkemizin tüm sorunlarını bir kenara bırakıp başkanlık olmazsa olmaz demeye başladılar. Bu anayasa ve parlamenter sistemle hiçbir başarı kazanılamaz diyenler siz bu sistem sayesinde buralara geldiniz unutmayın. Bizim önceliğimiz Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığı ve bütünlüğüdür. Ülkemizde binlerce aç ve yardıma muhtaç insanımız varken şimdi üç milyon gayri meşru Suriyeli çocuğumuz oldu. Bu Suriyeli mülteci adı altına Ülkemize ellerini kollarını sallayarak gelenler hain terör eylemlerinde baş aktör oldular. Daha ne kadar can vermemiz gerekiyor, daha kaç fidan solacak? Buradan tekrar şunu belirtmek istiyorum ki; artık sabrımız kalmadı gelin bir olalım birlik olalım. Terör denilen bu beladan kurtulmanın tek yolu Milliyetçi Hareket Partisi ve sarsılmaz iradeye sahip olan Ülkücü harekettir. Bir kez daha tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet dilerken genç yaşta kuzlarını toprağa emanet eden analarımıza, gençliklerinin baharında dul kalan bacılarımıza ve yetim kalan şehit çocuklarına Allah'tan sabır dilerken tüm gazilerimize acil şifalar diliyorum diyerek sözlerini sonlandırdı. Erdi İşbilir
1.Açılım safsatası ile mülki amirlere pkk yandaşlarına ve pkk eylemlerine müdahale etmeyin emrini vermek vatan hainliği değilmidir? 2.Habur sınır kapısında seyyar mahkeme kurup pkk mensuplarını kim affetti? 3.Nevruz bayramı kutlanması bahanesi ile terör örgütü ve yandaşlarına şov yapma fırsatı verenler kimdi? 4.Oslo'da terör örgütü mensuplarıyla görüşüp ülkemizin kaderi hakkında pazarlık yapılmasına müsaade edenler kimdi? 5.Bu ülkenin vatandaşlarının ödemiş olduğu vergilerle alınmış olan Ana uçağıyla Salih Müslim adlı terör örgütü liderini Çankaya'da ağırlayan kimdi? 6.Kobaniye yardım etsinler diye peşmergelerin ülkemizden geçişlerine izin veren kimdi? 7.Toplamış oldukları sözde aydın diye geçinenleri Akil insan ilan edip onlara yemekler veren aç karınlarını doyuran doksan bin lira maaş ödeyen kimdi? 8.Dolmabahçe sarayında pkk’nın meclis deki uzantılarıyla on maddelik mutabakat imzalayıp daha sonra bunu inkâr eden kimlerdi? Ve daha onlarca soru sorulabilir.
Soruyorum sizlere yıllardır oturduğu koltuğa çörekleşmiş mit müsteşarı Hakan fidanın Yüzlerce vatan evladını şehit verdiğimiz şu günlerde istifa etmesi gerekmiyor mu acaba? Tekrar yüce Türk milletine sesleniyorum; milli istihbarat birimlerimiz görevinin farkında mı veyahut kumanda mı ediliyor acaba? Son günlerde oluşan olaylar yüce Türk milletini ve milliyetçi ülkücü hareketi derinden yaralamaktadır. Diyorum ki Uyan Türk evladı uyan, uyuma uyan. Artık tam "At izi it izne karıştı".Mızrak çuvala sığmıyor bir hafta içinde şamda Cuma namazı kılacağız diye açıklama yapanlar Suriye politikasında, tüm dış politikalarında olduğu gibi iflas ettiler. Şanlı Türkiye Cumhuriyetini üç beş çapulcu ile muhatap olmak zorunda bıraktılar.7 Haziran seçimlerinde bozguna uğrayacaklarını anladıkları zaman ayaklar altına aldıkları milliyetçiliğe sığınıp terörün kökünü kazıyacağız diye açıklamalara başladılar. Sonuç her gün gelen ve ardı kesilmeyen şehit haberleri artık haber sunucularının ilk cümlesi oldu.
7 Haziranda "Aklınız başınıza alın" mesajı veren halk iradesine saygısızlık yapıp hükümeti kurmayanlar terör saldırılarını "Bizi seçin bu olaylar bitsin. Bizi seçmezseniz beyaz toroslar dolaşır"diye tehdit ettiler. Tehdit ve şantajla 1 Kasımda iktidara geldiler ve "kurtlar kuzu ile gezecek"diyenler ülkemizin tüm sorunlarını bir kenara bırakıp başkanlık olmazsa olmaz demeye başladılar. Bu anayasa ve parlamenter sistemle hiçbir başarı kazanılamaz diyenler siz bu sistem sayesinde buralara geldiniz unutmayın. Bizim önceliğimiz Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığı ve bütünlüğüdür. Ülkemizde binlerce aç ve yardıma muhtaç insanımız varken şimdi üç milyon gayri meşru Suriyeli çocuğumuz oldu. Bu Suriyeli mülteci adı altına Ülkemize ellerini kollarını sallayarak gelenler hain terör eylemlerinde baş aktör oldular. Daha ne kadar can vermemiz gerekiyor, daha kaç fidan solacak? Buradan tekrar şunu belirtmek istiyorum ki; artık sabrımız kalmadı gelin bir olalım birlik olalım. Terör denilen bu beladan kurtulmanın tek yolu Milliyetçi Hareket Partisi ve sarsılmaz iradeye sahip olan Ülkücü harekettir. Bir kez daha tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet dilerken genç yaşta kuzlarını toprağa emanet eden analarımıza, gençliklerinin baharında dul kalan bacılarımıza ve yetim kalan şehit çocuklarına Allah'tan sabır dilerken tüm gazilerimize acil şifalar diliyorum diyerek sözlerini sonlandırdı. Erdi İşbilir
Editör: Mahmut Beyaz
