Aslen Kahramanmaraşlı olan fakat Ankara’da ikamet eden Ressam Sema Erdoğan, memleketi Kahramanmaraş’ın birçok değerini yansıttığı tuvallerden oluşan sergisini hemşerileriyle buluşturdu. Resmi bir tutku olarak gören, çocukluk yıllarından bu yana da kalemini ve kağıdını elinden hiç bırakmayan Ressam Sema Erdoğan, özellikle yüksek çözünürlüklü fotoğrafa benzeyen bir resim tekniği olarak bilinen hiperrealist teknikle yaptığı eserlerle dikkatleri üzerine çekiyor. Gerek yurt içinde gerekse de yurt dışında pek çok karma sergi ve sosyal sorumluluk projelerine katılan Erdoğan, yağlıboya ve soft pastel çalışmaları ile sanat hayatını Ankara’da bulunan atölyesinde sürdürüyor. Kahramanmaraş’a olan bağını hiçbir zaman unutmayan Erdoğan, Kahramanmaraş değerlerini de tuvale yansıtırken, yaptığı birbirinden güzel eserleri hemşerileriyle buluşturdu. İlk kişisel sergisini Ankara’da açan Erdoğan, ikinci kişisel sergisini ise Kahramanmaraş’ta açtı. Necip Fazım Kısakürek Kültür Merkezi’nde açılan resim sergisine ilgi yoğun olurken, Erdoğan, ‘Kalbin Masalı’ adını verdiği sergide bulunan resimleri ziyaretçilerine tek tek anlatıyor. 10 gün boyunca açık kalacak olan serginin açılışı ise Dulkadiroğlu Belediye Başkanı Necati Okay, AK Parti Dulkadiroğlu İlçe Başkanı Şahin Avşaroğlu ve çok sayıda davetlinin katılımıyla gerçekleştirildi. Sergideki bütün resimleri tek tek inceleyen Dulkadiroğlu Belediye Başkanı Necati Okay, Ressam Sema Erdoğan’ı tebrik ederken, başarılar diledi.

“İKİNCİ KİŞİSEL SERGİMİ KAHRAMANMARAŞ’TA AÇMAK İSTİYORUM”

Resim sergisi hakkında bilgiler veren Ressam Sema Erdoğan, ikinci kişisel sergisinin Kahramanmaraş’ta açmaktan mutluluk duyduğunu belirterek, “Bu benim ikinci kişisel sergim ve ismi Kalbin Masalı. Sergimin adını Kalbin Masalı koymamın sebebi, resim benim için çocukluktan beri büyük bir aşktı, ilkokuldan beri elimden kağıt ve kalem düşmez. Kalbimde ürettiklerimizi resme dökmek, onu sizlerle buluşturmaktı amacım. Ben Ankara’da yaşıyorum, sergiyi Kahramanmaraş’ta açtım çünkü burada gençlerimizi, çocuklarımızı ne kadar çok sanatla tanıştırabilirsek, ne kadar çok çocuğumuz ve gencimizin içinde resme karşı bir aşk uyandırabilirsek, resim aşkı aşılayabilirsek burada en mutlu olacak kişi benim. Bir kişi bende resim yapayım, bende sizin öğrenciniz olayım derse ne mutlu bana. Biraz önce küçük bir kız geldi, resimlerimi görünce bayıldığını söyledi. Keşke burada kurs açsaydınız da ben de sizin öğrenciniz olsaydım dedi. İşte benim bu sergiyi Kahramanmaraş’a getirmemim amacı bu. Sanatla gençlerimizi, çocuklarımızı ve insanlarımızı buluşturmak. Tek amacım bu. Ankara’da pek çok sergiye katılıyorum zaten ama Kahramanmaraşlı bir ressam olarak kendi memleketimde de bu hizmeti sunmak istedim. Onun için resimlerimi Kahramanmaraş halkıyla buluşturdum. Bundan da çok mutluyum çünkü 10 günlük bir süremiz var, ben eminim ki daha pek çok gencimiz sergimizi ziyaret edecek ve pek çoğunda resim sevgisi uyandıracağım. Bu sergilerimizin ilerleyen yıllarda da devam edeceğini ümit ediyorum. Onlar da resmin ve sanatın bir ucundan tutarak devam edecekler” dedi.

“RESMİME BAKANLARIN DUYGUYU HİSSETMELERİNİ İSTİYORUM”

Ankara’daki atölyesinde yaptığı eserlerin sadece 18 tanesi Kahramanmaraş’a getirebildiğine dikkat çeken Erdoğan, eserlerinin hikâyelerini anlattı. Erdoğan sözlerine şu şekilde devam etti, “Şuan sergide toplamda 18 tane farklı resmim var. Resimlerim çok fazla ama Ankara’dan buraya birçoğunu getiremedim. Ben ayrıca soft pastel çalışmalar yapıyorum, portre çalışıyorum fakat o resimlerin hepsini getirmek bana sorun oluyor. Bazen camlar kırılabiliyor, ancak bu kadarını taşıyabildim. Zaten salonumuzda ancak bu kadar resim kaldırabiliyordu. Acının izleri, Atatürk, Necip Fazıl, Ulucamii ve kadın başını çalıştığım resimlerim benim için çok özeldir. Örneğin kadın başının özelliği, ben oldu bitti kadın başlarını, yöresel giysileri çok severim. Burada da Kahramanmaraş’ın yöresel bir giysisini taradım, tarayınca sergide kadın başları gözüme ilişti. Onların tamamı bir bütündü aslında, giysisi de vardı ama ben kadın başlarını sevdiğim için başındaki çiçeği aldım ve hangi ressam bir resmi yaparsa özel resimleri oluyor, o da benim özel resimlerim arasına girdi. Rengiyle, dokusuyla, anlamıyla acının izleri. Bende anlamı çok fazladır, yıllar önce yaşlı bir kadının yaşanmışlığı, bütün bir acısı yüzüne yansımış ve resme bakan herkes gerçeği hissedebiliyorsa ben en mutlu ressamımdır. Çünkü o resme duyguyu yansıtmayı başarabilmişimdir. Resmime bakanların baktığı zaman duyguyu hissetmesini istiyorum. Ressamın amacı da budur zaten, onu hissettirdiğim zaman iyi çalıştığımı düşünüyorum. Bir resmin emeği çok fazladır, nakış gibi işliyoruz, çok ince dokunuşlar yapıyoruz. Her yapışında karşına koyar seyredersin, her fırça darbesinde o biraz daha kendine gelir. Sen resmin içine dalar gidersin, izleyiciye çıkarmadan kendin seviyorsan bunu yaşarsın, içinde kaybolup gidersin.”

“SÜTÇÜ İMAM BENİM İÇİN ÇOK DEĞERLİ”

Sütçü İmam’ı resmettiği eserinin kendisi için ayrı bir öneminin olduğuna dikkat çeken Erdoğan, “Sütçü İmam benim için özeldir çünkü memleketimin bir insanıdır. Düşmanlara ilk kurşunu sıkan, halkımızı ve kadınlarımızı koruyan önemli bir değerimizdir. Ben özellikle Sütçü İmam’ı resmetmek istedim, İstiklal Madalyası ve çeşmemizle birlikte. Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcıdır o çünkü İstiklal Madalyası almamızın bir başlangıcıdır. Burada olmaktan çok mutluyum, sergimize katılan herkese teşekkür ediyorum. Sergimiz 10 gün boyunca açıktır, Kahramanmaraş halkımızı davet ediyorum” ifadelerini kullandı.

(Haber: Tuğçe Kayar)

Editör: Mahmut Beyaz