Jeoloji Mühendisleri Odası Kahramanmaraş İl Başkanı Mehmet Kuruçay,Kahramanmaraş'ın bir deprem kenti olduğunu söyledi. Kuruçay, kentte her zaman büyük depremler olabileceğini bu noktada gerekli hazırlıkların yapılması gerektiğini öne sürdü.

Jeoloji Mühendisleri Odası Kahramanmaraş İl Başkanı Mehmet Kuruçay 1-7 Deprem haftası dolayısıyla Manşet Gazetesi'ne önemli açıklamalarda bulundu. Kuruçay, Kahramanmaraş'ın birinci derecede deprem bölgesi olduğunu hatırlatarak, depreme heran hazırlıklı olunması gerektiğine dikkat çekti. Deprem Haftası'nda nelerin hatırlanması gerektiğine işaret eden Kuruçay, "En önemli konulardan birtanesi, deprem olduktan sonra çok kötü sonuçlarla karşılaşılmasıdır.

“EN AZ 7 ŞİDDETİNDE OLACAK”
Doğu Anadolu Fay hattı ve Kuzey Anadolu Fay hattı olarak 2 deprem kuşağının olduğunu hatırlatan Kuruçay, “Bu kıtalar sürekli birbirleri ile hareket halinde oldukları için yılda 20 milim değişik noktalarda Türkiye’nin kaydığını ve Arap plakasının sürekli bizi sıkıştırdığı bilimsel olarak tespit edilmiştir. Bu iki fay hattından en tehlikelisi Doğu Anadolu fayıdır. Çünkü tüm güç buradan geliyor“ dedi. Doğu Anadolu fayı üzerinde Erzincan, Bingöl depremleri gibi değişik depremler yaşandığına dikkat çeken Kuruçay şöyle dedi: “Kahramanmaraş şehir olarak bu fayın 10 kilometre kuzeyinde. Fay hattı Kapıçam’dan geçiyor ve biz buna yaklaşık 10 kilometre uzaklıkta mesafedeyiz. Kahramanmaraş depremsellik açısından önemli bir yer ortaya koymak zorunda. Doğu Anadolu Fayında Türkoğlu ile Gölbaşı arasında çok büyük bir segment var bu da yaklaşık 400 yıldan beri kırılmadı. Kahramanmaraş’ın en büyük tehlikesi de bu fay kırıldığı takdirde çok büyük bir deprem oluşturacaktır. Kahramanmaraş’ın da bu fay üzerine odaklanması gerekir” ifadesini kullandı. 400 yıldan beri kırılmayan yaklaşık 100 km bir Türkoğlu gölbaşı sekmentinin olduğunu kaydeden Kuruçay, “Doğu Anadolu fayının 400 yıldan beri kırılmayan gölbaşı türkoğlu sekmenti var. Bu sekmenti tüm bilim adamları ortak kararları eğer bu Doğu Anadolu fay üzerinde bir deprem olduğu takdirde bu depremin en az 7 şiddetinde olabileceğinde mutabıktır“ dedi.

"1 SANİYE SONRASINI BİLE DÜŞÜNMELİYİZ"
Depreme heran hazırlıklı olunması gerektiğine dikkat çeken Kuruçay 1 saniye sonrasını bile düşünmemiz gerekiyor diyerek konuşmasını şöyle sürdürdü: "Kahramanmaraş'ın merkezinde yapılabilecek birşey yok. Bu 7 şiddetindeki deprem ne kadar binayı yıkar, ne kadar insan ölür onu da Allah bilir. Kaza olmadan önce siz eğerki arabanızın frenini, balatasına önlem almazsanız kaza yaptıktan sonra siz bitmişsinizdir. Deprem olmasıda kaza gibidir. Olması muhtemel yüzde yüz olacaktır. Bugün, yarın, gece, öğle hatta 10 sene sonra olabilir. Biz gelecekteki 50 seneyide hesaba almak durumundayız. Çocuklarımız ve bu memleketin insanları var. Hepimiz bu memlekette yaşıyoruz. Biz bunları düşünmek zorundayız. Devlet olarakta, belediyeler olarakta tüm kamu kurumlarıyla birlikte sivil toplum örgütleri de olarakta bunları düşünmek zorundayız, hepimizin görevi odur. Sivil toplum görevi olarak bunları insanlara hatırlatmak zorundayız. Yoksa sivil toplum örgüt olmamızın oturduğumuz yerde ahkam kesmenin hiç bir anlamı yok. İnsanlara doğru bildiğiniz şeyleri anlatmak zorundasınız. Anlatmazsanız ve siz anlatmadığınız içinde insanlar tedbirler almazsa o alınmayan tedbirlerden dolayı insanlar ölürse sorumluluk sizindir, günahı sizedir. Biz elimizden geldiği kadar bu toplumu aydınlatmak durumundayız."

"KONTROL EDİLİYOR MU?"
Eskiden Kahramanmaraş'ta yapılan binalarla ilgili zemin etütleri sondajları jeoloji mühendisleri odası tarafından kontrol edildiğine dikkat çeken Kuruçay şöyle dedi: "Bir yasayla jeoloji mühendisleri odası rolü ortadan kaldırıldı. Tabi onun gerekçesi neydi bilmiyoruz. Hala da anlamış değiliz. Fakat öyle bir başı boşlukla oldu ki birçok müteahidlerimiz şunu yapıyor. Bir müteahid jeoloji mühendisini çağırıyor diyor ki bu etütü kaça yaparsın. Jeoloji mühendisi müşteriyi kaçırmamak için belli bir fiyatı söylüyor. 4 katlı bir binanın zemin etütü raporu 2 bin artı KDV'dir bunlar standart fiyattır. Bunda iki tane sondaj, laboratuvar numuneleri vardır. Bunları yapmak zorundasınız. Belediyede şimdi bunlar yapılmadan raporlar geçmiyor. Siz 2 bin lira olacak bir etütü 500-600 liraya yapıyorsanız bir yerde yanlışlık yapıyorsunuz demektir. Mal mukaatlarını doldudurup doldurup rapor hazırlıyorsunuz demektir. Üzülerek söylüyorum şuan belediyeler ne kadar kontrol ediyorlar bilmiyorum. İnşallah kontrol ediyorlardır. Jeoloji mühendislerin bu sondajları mutlaka dört dörtlük kontrol etmesi lazım. Kahramanmaraş'ta 25 tane jeolojik mühendisi var bu jeolojik mühendislerinin en fazla 10 tanesi zemin etütü hazırlıyor."

KENTSEL DÖNÜŞÜMDE DEPREM FAKTÖRÜ
Kentsel Dönüşümün öneminede vurgu yapan Kuruçay, kentsel dönüşümde deprem faktörüne değindi. Kuruçay iki türlü kentsel dönüşüm yapıldığına dikket çekerek şöyle dedi: "Birincisi depreme yönelik kentsel dönüşüm. Yani depremde yıkılması muhtemel olan evleri mahalleleri ortadan kaldırıyoruz, çürük olanları yıkıyoruz onun haricinde oraya depreme dayanıklı evler yapıyoruz. Bu bir yönü kentsel dönüşümün ikinci tarafıda şehir manzarasını bozan çok eskiden yapılmış derme çatma evlerin görüntü kirliliğinin ortadan kaldırılması için mesela bizim Tekke gibi oradaki evlerin temeli iyi fakat görüntüsü kötü tabi buralara 20 katlı 30 katlı evler yapamazsınız. Tabi amacımız bizim orayı güzel göstermekse triplex gibi villa gibi evler yapıp güzel görüntü kazandırmak. Tarihi bir görüntü, turizme yönelik bir görüntü kazandırmamız lazım, örnek bi yerde heyelan olma ihtimali varsa o evleri kaldırıp yenisini yaparsanız bu kentsel dönüşümdür. Diğer yandan deprem riski olan bir bölgede 2 katlı 3 katlı evleri yıkıp yerine 8 veya 10 katlı evler yapıyorsanız bu kentsel dönüşüm değildir. Bazı yerlerde eski evler yapılmış. Bu evleri yıkıp eğer yer sağlamsa isterse 20 kat 30 kat yapın hiç bir problem yok.

"AKİBETİ DÜŞÜNMEK GEREKİR"
Kentsel dönüşümün kent genelinde devam ettiğini belirten Kuruçay, "Orman Bölge Müdürlüğü'nün alt tarafları temizlendi. Orada ki evleri heyelan bölgesi olduğundan yıktılar. Zaten orman bölgesi tarafında evlerde yer yer çatlama vardı. Bu alanın batısından başlayın oralarda yer yer oynak yerler vardır. Buralara bina yapmaya kalktığınız zaman o binalar kayar. Buraya gelip birileri villa yapmaz çünkü etrafının görüntüsü kötü. Oraya bence bir mezarlık yapılabilir. Büyük büyük ağaçlar koyulur uzaktan zaten o ağaçlar görünür. Zaten şehrin girişinden bakınca güzel görüntü için bir ağaçlandırma bir park yapılması lazım. Bunların hepsini bazı toplantılarda yetkililere anlatıyoruz fakat yinede planlamada eksiklikler var. Ben diyorumki bu kentsel dönüşüm olmadan daha önceden akibetini düşünmek lazım. Bazı insanlar 4 katlı evleri yıkıp buraya 12 katlı yapmak istiyor. Bu insanlar haklı yapabilirler. Burada arsadan da kar etmek demektir sonuçta 4 katlı yerine 12 katlı 3 arsanın toplamı demek oluyor. Bu ekonomidir. Parayı kim kazanırsa kazansın. Önemli olan orda güzel binaların yapılması. Bunlar dönüşüm değil. Mütait gidiyor pazarlığını yapıyor. Vatandaşımızında 100 metre kare evi varken 200 metre kare eve sahip oluyor. Bu onlar için güzel bir şey."

PROJELENDİRME ÇOK ÖNEMLİ
Kentsel dönüşümde depremselliğin önemli olduğunu söyleyen Kuruçay, "Bir kentsel dönüşümü tasarlarken planlarken, projelendirirken depreme yönelikte projelendirmeliyiz. Yani bir kentsel dönüşümle ilgili şehri güzelleştirmek, eski binaları yıkarak yerine daha düzgün binaları yaparken aynı zamanda da bulunduğu yerin zemin etütlerini, zemin parametreleri, taşıma gücü ve titreşim periyodu yani jeotermik paremetler dediğimiz parametreleri tespit ederek o binayı daha düzgün depereme dayanıklı hale getirmeliyiz. Hem kentsel dönüşüm yaparak hem de depremsellik açısından inceleyerek ikisini birleştirmiş oluruz. Yani kentsel dönüşümle biz depremsellik açısından da oranın tehlikeli olup olmadığını da araştırır ve öğreniriz. Bu çok önemli bir projedir" ifadesini kullandı.

“SAĞLAM BİNALARI İNŞA ETMEK ZORUNDAYIZ”
1999 depreminden sonra oradaki insanların betonlar altında ki bağırmalarını haykırışlarını yaşadığımızı hatırlatan Kuruçay, deprem konusunda vatandaşın bilinçlenmesi gerektiğinin altını çizdi. Depremlerin insanlara sık sık hatırlatılması gerektiğini vurgulayan Kuruçay,

“Kahramanmaraş birinci derecede deprem kuşağında yer alıyor. Biz sağlam zeminde sağlam binaları inşa etmek zorundayız. Bina yapımında sadece zeminin sağlam olması önemli değildir. Binalarında sağlam olması önemlidir. Hem bina hem zemin sağlam olacak bunun içinde her türlü bilimsel araştırma yapılmadan binalarda yapılmamalıdır.

Müteahhitlerde zemin etütü yapımında en ucuz yapacak olan adama yaptırıyor. Onlar için amaç binanın sağlamlığını ölçmek değil prosedürü yerine getirmek diye algılanıyor.

O binayı yapıp orada yaşayan insanların ölümüne sebep olursanız katil olursunuz. Katil olmak sadece silahla adam vurana denmez. Bunu yapanda katildir. Marmara depreminde insanların katili o binaların yanlış yerde yanlış yapan insanlardır. Bizde de yarın bir gün böyle bir deprem yaşandığı takdirde bunun sonucu ölecek insanların katili bu binaların yanlış yerde yanlış yapan insanlardır. Sağlam zeminde sağlam binalar yapmayanlar ölen insanların katilidir” şeklinde konuştu.

Kuruçay son olarak depreme herkesin heran hazır olması gerektiğini ifade ederek sözlerini şöyle noktaladı: "Kahramanamaraş Doğu Anadolu Fay hattının 10 kilometre yakınında ve bu fay hattında yaklaşık 400 yıldan beri kırılmayan bir sekment var. Bu sekment krıldığında yaklaşık en az 7 şiddetinde bir deprem oluşturma ihtimali bütün bilim adamları tarafından kabul görmüş bir durumdur. Dolayısıyla biz birinci derece deprem bölgesi içerisindeyiz. Bu tehlikeyi, bu özelliğini her zaman aklımızda tutmak zorundayız." Haber: Mücahit Dalkara

 
Editör: Mahmut Beyaz