Yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte orman yangınları açısından kritik günlerin başladığını belirten Altındaş, orman yangınlarına karşı, özellikle çobanlar, çiftçiler ve piknik yapanların yaktıkları ateşte dikkatli olmaları gerektiği konusunda uyarılarda bulundu. Yağışlar nedeniyle sahaların tamamının otluk olduğunu söyleyen Altındaş, otların kurumasıyla birlikte olası yangınların olabileceğine dikkat çekti. Uyarılar ve alınabilecek tedbirler konusunda bilgiler veren Altındaş, önemli tehlikelerden birinin de anız yangını olduğunu vurguladı.

ORMANLIK ALANLARDA VE ARAZİLERDE OT FAZLALIĞI”

Kahramanmaraş’ta 2016 yılına göre bu yıl yağış oranın fazla olması sebebiyle ormanlık alanlar ve arazilerde çok fazla otun bulunduğuna dikkat çeken Altındaş, vatandaşlardan bu konuda hassasiyet beklediklerini söyledi. Altındaş, “Geçen yıla oranla bu yıl yağışlar çok olduğu için ormanlık alanlarımızda ve normal arazilerimizde çok fazla ot var. Otlar, havalar ısınınca, sıcaklıklar artınca kurumuş ot olarak karşımıza çıkacak. Bu aynı benzin gibi yandığı zaman bunun önüne geçilmesi çok zor olacak. Bu noktada 2016’ya göre biraz daha orman yangınları noktasında vatandaşımızdan hassasiyet bekliyoruz. İnşallah bizde bölge müdürlüğü olarak bu konuda hassasız vatandaşımızdan da bu konu da daha da hassas olmasını bekliyoruz” dedi.

KIZILÇAM DEMEK YANGIN DEMEKTİR”

Kahramanmaraş’ta özellikle kızılçam ağırlıklı ağaçların bulunduğunu ve Kızılçam’ın yangına çok hassas olduğuna değinen Altındaş, “Kahramanmaraş’ta özellikle kızılçam ağırlıklı ormanlarımız var. Kızılçam demek zaten yangın demektir. Kızılçam ağacı yangına çok hassas bir türdür. Dolasıyla bizim ormanlarımızda bulunan ağaç türü de kızılçam olduğu için, gerekli tedbirleri almaz, gerekli müdahaleleri yapmazsak her an Ahır Dağı’nın her gün yandığını görebiliriz. Bizde bu yüzden Ahır Dağı’nın farklı farklı yerlerinde hem seyyar hem de sabit ekipler bulunduruyoruz. Bu sabit ve seyyar ekipler bize ihbar geldiği anda hemen orman yangınına müdahale ediyorlar. Bizde büyümeden sabit ve seyyar ekiplerimizle yangına müdahale ediyoruz” ifadelerini kullandı.

TERÖRDEN DOLAYI KASITLI ORMAN YAKIYORLAR”

Hatay, Kilis ve Gaziantep illerininde Kahramanmaraş Orman Bölge Müdürlüğü’ne bağlı olduğunu belirten Altındaş, Hatay ilinin Suriye sınırında bulunan ilçelerde ormanların terörden dolayı kasıtlı yakıldığını söyledi. Altındaş, “Bölge Müdürlüğü olarak Hatay, Kilis ve Gaziantep ili de bize bağlı. Özellikle bizim Hatay ilimizin Suriye sınırında bulunan ilçelerde özellikle kasıtlı olarak yakılan orman yangınlarımız oluyor. Bunun çeşitli sebepleri var. Esrar, eroin, Hint kenevirinden çıkan yangınlarımız var. Bunlar kasıtlı olarak rüzgârın aşırı olduğu zamanlarda yakıyorlar. Bizim en büyük sıkıntımız aşırı rüzgâr olduğu zaman çıkan yangınlardır. O nokta da yangın ihbarı aldığımız zaman acil, erken ve etkili müdahale ediyoruz. Bölge Müdürlüğümüzde iki tane hava aracımız var ve o noktada şanslıyız. Helikopterlerimizi hemen kaldırıyoruz. Arkasından su tankerlerimizi yönlendiriyoruz. Gerekirse dozerlerimizi yönlendiriyoruz. Yangını büyümeden önlemeye çalışıyoruz” şeklinde konuştu.

ORMAN İŞÇİLERİMİZ HAZIR!”

Orman işçilerine her yıl sezon başından itibaren 6 aylık iş başı eğitim verildiğini ve bundan dolayı işçilerin yangına karşı hazırlıklı olduğuna vurgu yapan Altındaş, şunları kaydetti: “Orman işçilerimiz hazır. Bu işçilerimiz 6 aylık işçilerimiz. Biz bunları her yıl aldığımız zaman eğitime tabii tutuyoruz. Yangına müdahale ve araç kullanma eğitimi oluyor. Bunların bir kısmı şoför olarak, bir kısmı da yangına müdahale işçisi olarak çalışıyor. Biz bunlara her yıl sezon başında iş başı eğitim veriyoruz. Yangına nasıl müdahale edilir, hangi yangına nereden girilir nereden çıkılır diye. Çünkü her yangına direk müdahale edemezsiniz. Duman zehirlenmesi riskiniz var. dolasıyla arkadaşlara biz her yıl bu konularda mutlaka eğitim veriyoruz.”

YANGIN HAVUZLARI, CAN SİMİTİDİR!”

Yangın havuzlarının kesinlikle tehlike saçmadığını dile getiren Altındaş, “Bilakis yangın havuzları can simitidir” dedi. Altındaş, “Yangını söndürmek için bize su lazım. Su da her yerde bulunmuyor. Bizde yangına helikopterlerle ve arazözlerle müdahale edebilmemiz için 5 dakika çapında hemen hemen her yere yangın havuzu yapıyoruz. Şuanda bölge müdürlüğümüzde 64 tane yangın havuzumuz var. Biz bunların etrafını dikenli telle çeviriyor, güvenlik önlemi alıyoruz. Yangın havuzları hangi mahallenin sınırlarındaysa mahalle muhtarına yazı yazıyoruz, kesinlikle girilmemesi hakkında. Bazen vatandaşlar suyumuzu da kullanıyor. Kullanmasın diye içerisine renkli boya katıyoruz. Etrafını kafeslerle çeviriyor, jiletli tel denilen telden çeviriyoruz. Kesinlikle biz güvenlik tedbirlerini alıyoruz. O nokta da vatandaş bizim yaptığımız sistemi bozmadıktan sonra herhangi bir güvenlik açısından sıkıntımız yok” diye konuştu.

ERKEN VE ETKİLİ MÜDAHALE ÖNEMLİ”

2016 yılında Bölge Müdürlüğünde 232 adet yangın çıktığını kaydeden Altındaş, konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi: “Alan olarak da 315 hektar yani 3 bin 150 dönüm alan yanmış. Yangın Türkiye’nin bir gerçeği, mutlaka olacak. Ama burada önemli olan yangın çok olsa bile büyümeden önlemek. Rakamlara baktığımız zaman 232 yangın, 315 hektar yani 15 dönümün altında tutuyor. Buda bizim yangınlara zamanında müdahale ettiğimizi gösteriyor. Yangının çıkmasını biz önlemeye çalışıyoruz ama önleyemiyoruz. Bu yangın kesinlikle çıkıyor. Yangın çıktığı zaman erken ve etkili müdahale bizim için önemli. Biz bunu yapmaya çalışıyor ve yapıyoruz. Bu nokta da Türkiye Akdeniz kuşağı ülkelerle kıyaslandığında çok başarılıdır. Bizim Bölge Müdürlüğümüz de Türkiye ile kıyaslandığında bizde başarılıyız diye düşünüyoruz.”

ANIZ YAKMAYIN!

Anız yakmanın cezası olduğunu fakat vatandaşların bunu dikkate almadığını söyleyen Altındaş, “Anız yakmanın cezası var ama maalesef vatandaşımız onu dinlemiyor veya kimsenin görmeyeceği zamanda yakıyor. Aşağı yukarı anız yanığının nerden başladığını tespit edebilseniz bile maalesef görmeniz ve ispat etmeniz gerekiyor. O noktada da çok fazla bir yaptırınız olamıyor. Sadece mahallelerde bilgilendirme toplantıları yapıyoruz. Vatandaşları anız yapmamaları konusunda bilgilendiriyoruz. Ama maalesef vatandaşımız eski usul bildiğini okuyor. Çok fazla da bizi dikkate almıyor” dedi.

YANGINDA EN ÖNEMLİ UNSUR İNSAN!

Orman yangınlarının genelde Temmuz, Ağustos, Eylül ve Ekim başı gibi çıktığını ifade eden Altındaş, burada ki en önemli unsurun insan olduğuna vurgu yaptı. Altındaş, son olarak şunları kaydetti: “En önemli unsur orman yangınlarında yapılan tespitlere göre yüzde 95’i insan kaynaklı. Ormanlarımız hem Dünya’nın hem de Türkiye’nin akciğeri. Bu noktada vatandaşlarımızdan özellikle rica ediyoruz Orman yangınlarının çıktığının istatiklerini tutuyoruz. Çıktığı saatler genelde öğleden sonra, çıktığı günler ise Cuma, Cumartesi, Pazar bu da ne demek? Kahramanmaraş’ta da çok yaygın olan mangal kültürü var. Her ağacın altında gölgelik bulan hemen mangal yakıyor. Kahramanmaraş’ta bağ kültürü de çok fazla. Bu yüzden de bağ, bahçe temizliği de yapıyorlar ve buradan yangın kaçırıyorlar. Vatandaşların bu konuda daha duyarlı olmasını istiyoruz. Çünkü ormanlarımız bizim akciğerlerimiz, oksijen depolarımız. Nasıl oksijen alamazsak, akciğerimiz olmaz nasıl yaşayamazsak bu nokta da daha tedbirli, daha dikkatli ve daha özverili olmalarını istiyoruz. Oldu ki herhangi bir orman yangını gördüler ve duydular hemen 177 ve 112’ye telefon açmalarını istiyoruz. İkisi de aynı yere bağlı. Bize hemen ulaşıyorlar, bizde gerekirse havadan helikopterlerle, seyyar ve sabit ekiplerimizle yangını büyümeden önleriz. İnşallah az yangınlı, az kayıplı bir yıl olur diye temenni ediyoruz.”

HABER: MELİHA ŞEYDA AKÇAKALE

Editör: Mahmut Beyaz