Yeni et uygulaması ile ilgili Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, "Amacımız, dar gelirli vatandaşların protein ve et ihtiyacını karşılamak, ama bu arada da üreticilerimizi korumak. Normalde 23,80 liradan almış olduğumuz Karkas'ı yerli besicilerden 25 liraya çıkardık. Bir taraftan halkımıza ucuz et verirken, bir taraftan üreticilerimize destek sağlıyoruz” dedi ve belirli market zincirlerinde ucuz et satışı başlamıştı. İthal olarak alınıp bazı marketlerde satılan et uygulamasına yönelik gündemde ki bu konuları değerlendiren ve gazetemize açıklamalar da bulunan Dulkadiroğlu Ziraat Odası Başkanı Mehmet Çetinkaya, ithal etten çok yerli üreticilerin desteklenmesinin altını çizerek, “Hayvancılık alanında çalışan çiftçilerimiz çok tedirgin” dedi.

TAŞIMA SUYU İLE DEĞİRMEN DÖNMEZ!”
Yeni getirilen et uygulamasına yönelik hayvancılıkla uğraşan çiftçilerin buna çok olumlu bakmadığını ve tedirgin olduklarını belirten Çetinkaya, “Yeni et uygulaması üreticimiz için hayvancılıkla uğraşan işçilerimiz için bir dezavantajdır. Çiftçilerimiz üretmek için bir maliyet harcıyorlar. Girdiler son derece yüksek. Çiftçimiz yüksek fiyata üretirken, yurt dışından gelen ithal etler fiyatının düşük olması ister istemez bizim yerli üreticimizin ve hayvancılıkla uğraşan çiftçilerimize ekstra bir maliyet biniyor. Ne zamana kadar yurt dışından ithal et getireceğiz ne kadar getireceğiz? Burada en önemlisi; yurt dışından ucuz et getirilebilir ama ucuz et getirilirken üreticimizin de desteklenmesi ve hayvan varlığımızın her geçen gün azalmaması, artması lazım. Damızlık hayvanlarımızı burada kendi üreticimizin üretmesi lazım. Dolayısıyla taşıma suyu ile değirmen dönmez. Önemli olan iç piyasada ki üreticimiz, bizim köylümüz, bizim çiftçimiz, çiftliği olan insanların desteklenmesi lazım ki bunlardan alıp uygun fiyata devletin satması lazım. Bizim şahsi düşüncemiz önce yerli hayvancılığın desteklenmesi ve bu desteklerin artırılması lazım. O zaman da hayvancılık alanı, ya da et üretimi kendiliğinden çoğalacak, herkes hayvancılığa önem verecek. Etimiz o zaman da kendi ürettiğimiz eti ucuz fiyata yiyebilelim. Nasıl ki dışarıdan aldığımız ete para veriyoruz. Dışarıdan aldığımız ete verdiğimiz parayı yerli üreticimize aktarıp, yerli üreticimizi destekleyebiliriz. Zaten şuan için yeni et uygulamasının gelmesiyle birlikte Kahramanmaraş’ta şuan için bir düşüş gözlenmemekte ama insanlarımız da bir tedirginlik var. Yani insanlarımız ne olacağını bilemiyor, tedirgin bir bekleyiş devam ediyor. İnsanların elinde ki hayvanlarının maliyeti belli, harcadığı para belli, girdilerin fiyatları belli ama dışarıdan etin gelmesiyle et fiyatlarının düşmesi burada ki hayvancılıkla uğraşan çiftçilerimizin elinde ki mallarının zarar etmesi demek. Ama şuan da belirsizliğini hala koruyor. İç piyasada ki üreticimizin ne olacağı nasıl olacağını nasıl olacağını kimse bilmiyor, endişeli bekleyiş devam ediyor. Dediğim gibi, Kahramanmaraş’ta da tam anlamıyla düşmüş değil ama tedirgin bekleyiş devam ediyor” dedi.


“TARIMDA SÖZ SAHİBİYİZ”
Kahramanmaraş’ın Türkiye genelinde tarım alanında ki potansiyeliyle ilgili konuşan Çetinkaya şunları kaydetti: “Kahramanmaraş’ta genellikle birinci sırada buğday, Mısır, Arpa, Ayçiçeği ve şeker pancarı gibi ürünler birinci sırayı almakta bunların en başında ise Buğday gelmekte. Bunlar arasında yurt dışına ihracatımız var ama Kahramanmaraş bundan tabi payını alıyor. İhraç ettiğimiz ürünler arasında direk Buğday ve Mısır olarak değil de şeker olarak veya da yağ olarak gönderdiğimiz ürünler var. Yurt dışına ihraç ettiğimiz gibi yine şehir dışına da ihraç ediyoruz. Bunlar arasında mısır var. Türkiye genelinde birçok ile Kahramanmaraş’tan hayvansal yem olarak, yemlik tane mısır, arpa ve buğday gönderiyoruz genelde. Kahramanmaraş Türkiye genelinde tarımda yaklaşık olarak yüzde 10 söz sahibidir.”

BU YIL ÇOK BİR ARTIŞ OLMADI”
Hava şartlarından dolayı bu yıl istedikleri verimi alamadıklarını söyleyen Çetinkaya, “Geçtiğimiz yıllara nazaran bu yıl biraz daha yağışların bol olması, kuraklığın bol olması Kahramanmaraş’ta mısır üretimini biraz daha ön plana çıkarttı tabi. Bunun yanı sıra Mısırın desteğinin kalkması mısır üretiminde biraz azalmasına ve insanların pamuk ile soyaya dönmesine neden oldu. Dolayısıyla çok bir artış olmadı diyebiliriz. Çiftçilerimiz bu yıl itibari ile Buğdayda verimimiz daha iyiydi ama Mısırın hava şartlarının biraz sıcak gitmesinden dolayı, Döllenme dönemine denk gelmesinden dolayı ürünün biraz düşmesine neden oldu. Ama bu yıl devlet desteklerinin artmasıyla da birlikte pamuk ve şeker pancarı iyiydi, iyi bir verim aldığımız söyleyebilirim. Bu yıl Kahramanmaraş’ta en çok hasat ettiğimiz ürün her zaman ki gibi en başta gelen buğdayımızdı. Buğday her yıl olduğu gibi yine birinci sırada Buğdayımız yer alıyor. Hasadı artan ürünümüz ise pamuk oldu. Pamuğun serbest piyasada ki fiyatının yüksek oluşu ve devlet tarafından da desteklenmesi, desteklerin artırılmasıyla da pamuk ta bu yıl için Kahramanmaraş genelinde bir artış gösterdi. Fiyat ve desteklemeler bu şekilde devam ettiği sürece önümüzde ki yıllarda da pamuğun biraz daha artacağını tahmin ediyorum” dedi.

DESTEKLENEN ÜRÜNLER VAR”
Çetinkaya, “Kahramanmaraş’ta tarım alanında ihracatı artırılacak ürünümüz olarak pamuk var. Pamuk böyle devam ederse ilerleyen yıllarda hem devlet destekleri hem de serbest piyasada ki fiyatlar doğrultusunda biraz daha üretimi ekilen arazilerin artacağı, bu artışla beraber ihracatına da yöneleceğini tahmin ediyorum. Geçtiğimiz yıllara oranla verimi düşük olan ürünlerimiz arasında mısırımız var. Çünkü mısırımız 45 dereceli sıcaklıkları gören sıcaklıkları yaşadı bu dönem. Bunun sebebi mısırı olumsuz etkiledi. Döllenmenin sıcaklara denk gelmesi ve mısırda ki rekolte kaybınız yaşamamıza neden oldu. Dolayısıyla hava şartlarından dolayı en çok etkilenen mısır oldu. Devletin desteklemiş olduğu ürünlerde var. Kahramanmaraş’ta Pamuk, Soya, Arpa, Nohut ve şeker pancarı gibi ürünlerimize destek var. Mısırın desteği ise diğer yıllara göre bu yıl biraz azaldı” ifadelerini kullandı.

Haber: Hakan Aydın

Editör: Mahmut Beyaz