Doba, mesajında şu ifadelere yer verdi: “Baki kalan bu kubbede hoş bir sada imiş… Babamız Mehmet Doba’yı (Doboğlu) 01.10.2021 Cuma günü öğle saatlerinde kaybettik. Allah’a, hak dinine, davasına, peygamberine adanan bir ömrü geride bırakarak ahiret yurduna intikal etti babam. Cenazesine katılan katılamayan, geride kalan biz evlatlarına ve eşi annemiz Songül Doba’ya taziyesini bildiren bildiremeyen, telefonla ulaşan herkesten Allah razı olsun.

Hayatını Allah’ın ve onun elçisi Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (s.a.v.) çizdiği yol üzerine dizayn eden, evlatlarını ve öğrencilerini bu istikamet üzere yetiştiren ve dostlar meclisinde bulunduğu her daim lafı Allah kelamına getiren bir insanı kaybetmiş olmanın hüznünü yaşıyoruz. Babam hakkında konuşurken lafa ‘babam rahmetli’ diye başlamak, her cümlede biraz daha içimizi sızlatsa da cenazeye ve taziyeye gelen dostlarının babamızın imanına şahitlik etmeleri, kilometrelerce öteden arayan öğrencilerinin babamı rahmetle anmaları bizlerin içini bir nebze olsun rahatlattı. Zira bunların para dahil hiçbir şey ile satın alınamayacağının bilincindeyiz.

Hayatı boyunca elden ayağa düşmemek ve son nefeste kelime-i şehadet getirebilmek için dua eden babamın duaları kabul oldu. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (s.a.v.) adını her anışında dudakları titrer, gözleri dolar ve sesi çatallaşır, sonra da Habib-i Zişan’a olan muhabbetinden bahsederdi. Eski insanlara yaşları sorulduğunda eğer 63 yaşından büyükler ise ‘haddi aştık’ diye cevap verirlermiş; zira Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) de 63 yaşında vefat etmişlerdir. Ağabeyim Alaeddin Doba, kardeşlerim Ahmet Onur Doba ve Zafer Türkmen Doba ile olan muhabbetlerimizde babam rahmetlinin de 63 yaşında vefat ederek haddi aşmadığını konuşuyoruz. Bizlere tutunacak birkaç dal bıraktı babam, o dallara tutunup gözyaşı dökerek rahmet ile anıyoruz kendisini.

Babam geride birçok miras bıraktı. Yaratılmışlara olan sevgisi, dostlarına karşı muhabbeti, bağ evinde yaşadığı hayat, ailesine bağlılığı, yazıları, kitapları, biz evlatları ile olan yarenliği ve her şeyden önemlisi Allah korkusu. Şimdi bizler evlatları olarak bir yandan onun arkasından gözyaşı dökerken, bir yandan da bıraktığı mirasa sahip çıkma niyeti ile hareket ediyoruz. Bağ evindeki zeytin ağaçları ile konuşan, kedilerine en soğuk havada bile yemeklerini götüren, yaratılanı Yaratandan ötürü seven babamızı unutmamak, bir yandan devam eden hayata adapte olmaya çalışırken bir yandan da akıp giden zamana aldanmamak için çabalıyoruz.

Sayfalarca yazabilirim babam hakkında ama ne övgü ne de yerginin ona hiçbir faydası veya zararı yok artık. Dünya hayatında bir tek Kâbe-i Muazzama’da mutlu olduğunu her fırsatta dile getiren babamızın ve siz değerli okurların bilcümle geçmişlerinin kabirlerinin cennet bahçelerinden bir bahçe olmasını, kabirlerinin nur ile dolmasını, yoldaşlarının salih ameller olmasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ederim. Babam rahmetlinin dostlarını unutmamak ve elimizden geldiğince her daim yanlarında bulunmak niyetindeyiz. Sağlıkla ve muhabbetle kalın. Okurlardan babamızın ve bilcümle geçmişlerimizin ruhu için Fatiha okumalarını rica ederiz.”

Editör: Mahmut Beyaz