Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs pandemisinden dolayı yaklaşık 2 yıldır kapalı kalan okullar 6 Eylül’de açılacak. Tam zamanlı olarak yüz yüze eğiteme başlayacak olan öğrencilerin, okula uyum süreciyle ilgili velilere önemli tavsiyelerde bulunan Atın Bilgi Okulları Psikolojik Danışmanı Hasan Hüseyin Çetinay, “Okula yeni başlayan çocuklar arkadaş bulma veya öğretmenle iyi bir ilişki kurma konusunda endişe duyabilirler. Bu endişelerini sakince dinleyin ve doğal davranın. Onu anlamaya çalışın ancak kaygılarına ortak olmayın” dedi. Okul Psikolojik Danışmanı Muhammed Akyol ise özellikle anaokulu, ilkokul 1. sınıf 2. sınıf hatta diğer kademeleri de kapsayacak bir uyum sürecinin normal zamanlara göre daha sancılı geçebileceğini söyledi. Bunun bir hastalık, bozukluk veya rahatsızlık olmadığını vurgulayan Akyol, “Aileler ve çocuklar sadece mevcut yaşam tarzının o konfor alanının dışına çıkacak” diye konuştu.

“OKULA BAŞLAMA KONUSUNDA HER ÇOCUĞUN TEPKİSİ FARKLIDIR”

Okula yeni başlayan her çocuğun karakterine göre okula uyum sürecinin değiştiğini ifade eden Altın Bilgi Okulları Psikolojik Danışmanı Hasan Hüseyin Çetinay, “Araştırmalar 7-12 yaş arasındaki çocukları kaygılandıran konuların başında okulun geldiğini ortaya koymaktadır. Çocuk bir yandan anne-babadan ayrılıp yeni yetişkinlerle bağ kurmaya çalışırken bir yandan da tamamlaması gereken; okuma-yazmayı öğrenmek, ödevler ve sınavlarla tanışmak, arkadaş edinmek, spor ve sosyal faaliyetlere katılmak gibi görevler edinecektir. Okula başlama konusunda her çocuğun tepkisi farklıdır. Bazı çocuklar yeni durumlara kolayca uyum sağlayabildikleri için okula da hızla uyum sağlarlar. Ancak bazıları ise yeni durumlara daha yavaş ve zor alıştıkları için okula uyumları da daha zor ve zaman alıcı olabilir. Okula yeni başlayan çocuklar arkadaş bulma veya öğretmenle iyi bir ilişki kurma konusunda endişe duyabilirler. Bu endişelerini sakince dinleyin ve doğal davranın. Onu anlamaya çalışın ancak kaygılarına ortak olmayın. Öğrencinizle birlikte okulunu ziyaret edin. Okullar açılmadan önce anne ve babaların çocuklarıyla birlikte okuyacağı okulu ziyaret etmesi önemlidir. Okul ziyaretinde hem okul müdürü, sınıf ve rehber öğretmeniyle tanışmak, hem de sınıfı dışında çocuğun kullanabileceği; spor salonu, bilgisayar odası, kütüphane, yemekhane ve kafeterya gibi bölümleri görmek çocuğun rahatlamasını sağlar ve kaygılarını azaltır”  şeklinde konuştu. 

“PERFORMANSIMIZI ARTIRMA ZAMANI GELDİ”

Öte yandan okula başlayacak öğrencilere de tavsiyelerde bulunan Çetinay, “Değerli öğrenciler, uzun bir süreden sonra yeniden okullarımıza kavuşma zamanı geldi. Tüm dünyayı etkisi altına alan salgın sonrası yeniden evlerimiz olan okullarımıza dönmenin heyecanı içindeyiz. Salgın devam ederken okullarımıza dönerken tedbirleri elden bırakmayalım. Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi “TAMAM” kuralına uyarak temizlik, maske ve mesafe noktasında üst düzeyde dikkat edelim. Alacağımız tedbirlerle salgının okullarımızı kapatmasına izin vermeyeceğiz. Hepimiz okullarımızı çok özledik. Bu özlemle tedbirlerimizi alarak okullarımıza, arkadaşlarımıza ve öğretmenlerimize kavuşacağız. Tabi geçen dönemleri öğretmenlerimizin üstün gayretleri ile uzaktan eğitim süreci ile değerlendirdik. Uzaktan eğitim sürecinde daha fazla yoruldunuz. Ancak artık yüz yüze eğitim süreci ile birlikte performansımızı artırma zamanı geldi” dedi.

“KENDİ YAŞADIKLARI KAYGININ ÇOCUKLARINDA YAŞADIĞINI ÇOK BU NOKTADA ZANNETMESİNLER”

“Hepimizin ilk defa deneyimlediği kadar çok fazla okula ara verdik” diyen Muhammed Akyol ise konuyla ilgili konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Bu süreçte aslında öğrencilerden çok velilerimize bir şeyler söylemek isterim. Çünkü 2 yıllık büyük bir aradan sonra hepimizin: Veliler, öğretmenler ve öğrenciler uyum noktasında biraz adaptasyon problemi yaşayacağımız aşikar. Öncelikle bu bir hastalık, bir bozukluk değil. Velilerimize bunu söylemek isterim ki çocuklarımızda özellikle anaokulu, ilkokul 1. sınıf 2. sınıf hatta bu pandemiyle birlikte 3. ve 4. sınıfa başlayan ve diğer kademeleri de kapsayacak olan bir uyum süreci bu noktada biraz daha diğer normal zamanlara göre daha sancılı geçebilir. Ama bu bir az önce dediğim gibi bu bir hastalık, bozukluk, rahatsızlık değil. Aileler ve çocuklar sadece mevcut yaşam tarzının o konfor alanının dışına çıkacak. Ama olumlu anlamda şunu da belirtelim ki: Çocukların uyum kabiliyeti biz yetişkinlere göre çok daha iyi. Çocukların psikolojik esnekliği, bizlere göre daha gelişmiş, daha iyi durumda. O yüzden anne-babalar kendi yaşadıkları kaygının çocuklarında yaşadığını çok bu noktada zannetmesinler.

“VELİLERİN ÖDÜLDEN DE CEZADAN DA UZAK DURMALARINI TAVSİYE EDİYORUZ”

Evet, çocuklar bu noktada uyum sürecinde bir problem yaşayacaklar, uyku problemleri, belki altını ıslatma, yeme-içme bozuklukları bu noktada olabilir. Ama bu geçi bir süreç. Özellikle biz uzmanlar 15 günle 1 ayı çok makul buluyoruz. Ama pandemiyle birlikte belki bu süre 40 gün 45 gün arasında seyredebilir. Burada anne babalara ve biz eğitimcilere düşen görev, çocukların bu yaşadığı uyum sürecini biraz daha her zamankine göre daha anlayışlı karşılamamız ve çocuğu okula teşvik etmek noktasında ödül ve ceza kontrol sistemlerini çok kullanmamamız lazım. Okula gidersen sana çok sevdiğin bisikleti alırım ya da okula gitmez isen senin sokağa çıkmanı yasaklarım gibi ödülden de cezadan da uzak durmalarını tavsiye ediyoruz. Daha çok onları iletişim kanalıyla, kurdukları o tatlı sert ilişkiyle yani ne şımartmak ne de baskı kurmak. 2’si de çocuk eğitiminde yanlış olagelen davranış yöntemleri. Ve bunu kontrol altına alabilmek için anne-babalar genelde bu 2 ucu kullanıyor. Biz bu 2’sini de tavsiye etmiyoruz. Bunun yerine iletişimi, diyalog kuraraktan, onun yaşayabileceği kaygının çok normal olduğunu, bu kaygının okula uyum süreciyle arkadaşlarıyla tanışaraktan zaman içerisinde geçebileceğini zaten çocuğumuz da görecektir. Az önce de dediğim gibi bizden çocuklar çok daha esnek bu noktada, çok daha çabuk adapte olabiliyorlar. Ama ilk dönemlerde özellikle dikkat ve konsantrasyon sorunu yaşayacaklar. Tabii bunda pandemiyle birlikte teknoloji kullanımının özellikle çocuklarda çok daha artması, çok daha etkileyecektir bu süreci. O yüzden okula uyum biraz daha zor olacaktır ama çocuklar bu süreci eminim biz yetişkinlere göre daha sağlıklı bir şekilde atlatacaktır.”

Haber: Abdulsamet İspir- Emre Akkış

Editör: Mahmut Beyaz