Mayıs ayı geldiğinde Vakıflar Haftası münasebetiyle vakıfları konuşuyoruz. Toplantılar, paneller, kermesler ve çeşitli sosyal etkinlikler vesilesiyle vakıfların mana ve önemini kavramaya çalışıyor, vakıf insanların ruhlarına hediye edilmek üzere mevlidler fatihalar okuyoruz.  Vakıfların piri Hz.İbrahim (as) ise de, vakıf insanların piri Hz.Muhammed Mustafa (sav)'dir. Tüm hayatını ümmetinin şahsında bütün insanlığa adayan Sevgili Peygamberimiz, bir gün olsun rahat yüzü görmeden bütün bir hayatını matemlerin civarında geçirmiş; yetimlerin, öksüzlerin, dulların, aç ve susuzların hamisi olmuş, doyasıya hiçbir gün yememiş, kanasıya içmemiştir. Ebu Hureyre (ra)'in çok aç olduğu bir günde komşudan gelen bir tas sütü Ashab-ı Suffa arasında pay eden Peygamberimiz, sıra kendisine geldiğinde bir yudum almış ve Ebu Hureyre'ye süt kabını uzatarak "Otur da sen de iç" buyurmuş. Ebu Hureyre: "Öyle içtim ki, belim dümdüz oldu" demiştir. Oysa Efendimiz  de en az onun kadar açtı, fakat bir iki yudum içmişti.  Hz.Peygamber (sav), Nadiroğulları yurdundaki Yahudi alimi olan Muhayrık'ın vasiyeti üzerine eline geçen yedi adet bahçeyi vakfetmiştir. Gelirlerini Medine'de sadaka olarak vakfetmiştir. Hayatı boyunca bu arazilerin gelirleri kamu hizmetine ve fakirlere aktarılmıştır. Bu mallara mirasçı olunamayacağını işaret etmiştir. Efendimiz'in vefatı üzerine Hz.Ebubekir (ra) Efendimiz, bu arazileri devlet hazinesine devretmiştir. Peygamberimiz'in bu örnek hareketinin ardından "Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe asla hayrın kemaline eremezsiniz. Her ne infak ederseniz, Allah onu hakkıyla bilir." (Al-i İmran Suresi, 92) ayet-i kerimesinin gelişiyle bütün sahabe vakıf konusunda birbiriyle yarışmışlardır. Herkes kudretince bir şeylerini vakfetmek suretiyle Peygamberimizi takip etmişlerdir.  Anadolu'da ilk kurulan vakıf 1048'de Erzurum'da Seyyid Şerif Halil Gucî tarafından kurulan vakıftır. Anadolu'da Selçuklu ve Osmanlılar döneminde vakıf müesseseleri o kadar gelişme göstermişlerdir ki, Osmanlı'da ekonominin beşte biri vakıfların elinde idi.  Osmanlı'nın yıkılışı ve Cumhuriyetin kuruluşuyla birlikte 2 Mayıs 1920'de kurulan Şer'iyye ve Evkaf Vekaleti bünyesinde toplanan vakıf mülkleri, maalesef korunmak yerine şeflik döneminin yanlış uygulamalarıyla satılmış, el değiştirmiş. Yıkılmış, harabeye döndürülmüştür. 1956'da kabul edilen Vakıflar Genel Müdürlüğü teşkilat kanunu ile vakıflar idaresinde köklü değişiklikler yapılmıştır. Ve nihayet 2002 yılından sonra gelen hükümetlerce yepyeni bir anlayışla vakıflar yeniden ele alınmış, büyük bir restorasyon hareketi başlatılmış, adeta restore edilmeyen vakıf eseri kalmamıştır. Ancak ne var ki, restorasyon ehil ellerle yapılmadığından tarihi eserlerde bazı aslına uymayan yanlışlıklar yapılmaktadır. Burada da ecdadın hassasiyetini gösteremeyen insan unsurunun etkili olduğunu görmekteyiz. Günümüzde hızla çoğalan ve kanunla kuruluşları, idareleri ve denetimleri teminat altına alınan vakıflar, çok hayırlı hizmetler sunmaktadırlar. Şehrimizde de yeni kurulan vakıflar, ulusal vakıfların şubeleri de aynı şekilde çok hayırlı hizmetlerde bulunmaktadırlar.  Saçaklızade Vakfı ve Abdulhamidhan Vakıfları da yeni kurulan vakıflarımız arasındadır. Her iki vakfın da kurucuları arasında bulunduğumdan, toplumumuz için ne anlama geldiklerini çok iyi biliyorum. Bilhassa Saçaklızade Vakfı, kurulduğu günden beri eline geçen bütün imkanları fakir fukaranın ihtiyaçlarına sarf ettiğinden, doğru düzgün bir genel merkez binasının olmayışı sizlerin de dikkatini çekmiştir. Ama Saçaklızade Vakfı bu şehre Beyza Eğitim Kurumları, Simya Eğitim Kurumları , Ali Şirikçi Öğrenci Yurdu, Aşevi, Gıda Bankası gibi birçok eser kazandırmıştır. Binlerce çocuğumuz bu vakıftan istifade ederek yarınlara ve ülke yönetimine hazırlanmışlardır.  Her günün akşamında elindeki sefertasıyla evine en yakın beş merkezden sıcak yemeğini 365 gün aksamadan alabilen fakir fukaranın duası bu vakfın en büyük sermayesidir. Vakıf mütevelli heyeti ve yönetim kurulu büyük bir fedakarlıkla kurulduğumuz günden beri gönüllülük esasıyla hizmet etmektedirler.  Abdulhamidhan Camii Vakfımız ise Abdulhamidhan Camimizin inşaatını tamamlamaya, eksiklerini gidermeye çalışmaktadır. Ayrıca Abdulhamidhan Kur'an Kursu'na yardım etmektedir. Camimizin eksikleri tamamlandığında Abdulhamidhan Camii Vakfı da sosyal faaliyetlere devam edecektir.  Bütün kanunla kurulmuş vakıflar, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün denetimine, ayrıca iç denetim müesseselerinin denetimine tabidir. Vakıfların yönetimine tabi olan vakıf insanlar ise Halik-ı Zü'l-Celal'in murakabesinde olduklarının bilinciyle hareket ederler.  Onların hesap endişeleri vardır. Murakıpları ise bizzat kendi vicdanlarıdır. Vicdan muhasebesini asla göz ardı etmezler. Onun için de vakıflar, uzun ömürlü müesseselerdir.  Vakıf çalışanları vakıf insan olabilmeyi, Peygamberimizin izinden gidebilmeyi kendilerine gaye edindikleri sürece de Allah'ın koruması altındadırlar. Bunun örneklerini bu aziz millet tarih boyunca ibretle ve imrenerek seyretmiştir. Eğer dünya telaşı sizi sıkar bunaltırsa, her günün ikindi namazı sonrası aşevimizde yemekler dağıtılırken ya da gıda bankamızın alışveriş günlerinde sizleri misafir etmek isteriz. Gelin, hizmetlerimizi yakından görün, sorgulayın, gözlemleyin, yardımcı olun, destek verin, ama ne olur vakıflar hakkında yargısız infazlarda bulunmayın. Kurulduğumuz günden beri bir gün olsun elimize makbuz alıp çarşıda dolaşmadığımız halde günde 4.000 kişilik, Ramazanlarda 6.000 kişilik yemeği 365 gün nasıl çıkardığımızın sırrını sizlerle paylaşalım. Hiçbir gün, hiçbir ihtiyacımıza kayıtsız kalmayan bu şehrin gizli kahramanlarına şahid olun.  Bir de vakıf insanları incitmeyin. "Mazlumun duası ile Allah arasında perde yoktur" buyuran Peygamberimizin ikazına kulak verin. Vakıf insanların Hamisi Allah'tır. Bakın uyarıyorum, vakıf insanların etleri zehirlidir. Isıran ölür, benden söylemesi. Canınızı seviyorsanız vakıflara ve vakıf insanlara sataşmayın. Son olarak, eğer dua almak ve Allah'ın himayesinde olmak istiyorsanız, bir güzel vakfın eteğinden de siz tutun. Hayattan haz alır, mutlu olursunuz. Çoluk çocuğunuzun hayrını görürsünüz. Bu vesileyle, vakıfların ve vakıf insanların kıyamete kadar var olmalarını Allah'tan niyaz ediyorum.

Kalın sağlıcakla.