Cenab-ı Hak, Nahl Suresi 92.ayet-i kerimede mealen buyuruyor ki: "İpini kuvvetle büktükten sonra çözüp açan kadın gibi (Hidayete erdikten sonra dalalete düşen kişi gibi) olmayın.
" Mekke-i Mükerreme'de Saide el-Esediyye adında akli dengesi bozuk bir kadın vardı. bu kadın sabahtan öğleye kadar ip büker, öğleden sonra şüphelenir geri bozardı. Mekke döneminde cahiliyye araplarının sık sık güç ve kuvveti gördükleri, kabileler lehine eski dostlarını bıraktıklarına, ahidlerini yeminlerini inkar ettiklerine işaret buyuran Rabbimiz; müslümanları "Ahdinize sadakat gösterin, vefasızlık etmeyin, ipini kuvvetle büktükten sonra çözüp dağıtan akılsız kadın gibi olmayın" diye uyarmış, ikaz buyurmuştur.

Bu ülkede yaşayan, vatanını milletini ve dinini seven müminler olarak şu kısacık ömrümüzde başımızdan geçmedik iş kalmadı. 60 Yaşına ulaşmış herkes 60 ihtilalinden tutun, 12 Eylüle, 12 Mart muhtırasına, 28 Şubata, 15 Temmuza kadar neler çekmiş bir bakar mısınız.
Hafta sekiz cuma dokuz kapatılan partilerle, hapsedilen, işkenceye tabi tutulan, öldürülen vatan evlatlarıyla, bir yandan içerden, bir yandan dışarıdan ihanet şebekeleriyle, faili meçhul cinayetlerle, evlat acısıyla yüreği yanan annelerin ağıtlarıyla geçirdik ömrümüzü. 60 Yaşamış, bir aziz milletin evlatları, biz bir gün yüzü görmedik ama sabırla gecemizi gündüzümüze katarak, biriktirdiğimiz birlik ve beraberliğimizi, çocuklarımıza ve torunlarımıza sağlam bir temelle bırakmak istiyoruz. Buna hakkımız yok mu? Bunca vatan evladının kanlarıyla suladıkları bu aziz vatanın üstünde şerefle ve izzetle yürümek, artık bizim de hakkımız değil mi? 80 Yıldır masum mazlum milletlerin bağrına çöreklenmiş ehl-i salibin zehirli yılanını oradan söküp atmanın zamanı gelmedi mi? Çanakkale ruhunun bizim için ne anlama geldiğini yeniden kavramaya başlamışsak ve Kürdü, Türkü, Lazı, Çerkezi bir bayrak altında toplanmaya yeniden karar vermişsek, bu akılsızlık neye? İpini kuvvetlice eğirdikten sonra dağıtmak, akıl karı mı? 

Ey aziz milletim!
Çektiğin acıları, kaybettiğin evlatları, heba ettiğin emekleri, boşa giden fırsatları, artık yeter diyerek özüne dönmenin zamanı gelmedi mi? Daha önce nice diktatörler gördün ey milletim. Hani hiç görmezsin, diktatör nedir bilmezsin, birşey demem. Ama sen diktatörlerin alasını görmüş bir milletsin. Çok uzun ve çileli bir mücadeleden geçerek geldin bu günlere. Artık yeter süründüğün, ezildiğin, horlandığın, aldatıldığın. Şimdi yeni bir başlangıcın günüdür. Dünya milletleri arasında şerefli bir yerde, asilce duruş günüdür. Mazlum milletlerin imdadına yetişme, yaraları sarma, zalimin zulmüne "dur" deme günüdür.

Şurada 6 gün kaldı. Öyle bir mühür vur ki tarihe, adın insanlık tarihine altın harflerle yazılsın. yeni dünyanın muktedir milleti olarak bütün ezilenlerin, horlananların, hakları gasbedilen, ırzlarına, namuslarına, vatanlarına, hürriyetlerine tecavüz edilen milletlerin umudu olarak tarih sahnesinde yerimizi almak için vurun mührünüzü. Eğer basit mülahazalarla alanda, uçta, taşrada gördüğünüz bazı ufak tefek aksaklıkları bahane ederek büyük resme bakmaz, nihai hedefinizi unutur da nefsinize, şeytana, fetöye, pkk, daeş vs. terör taşeronlarına uyarsanız, 100 yıllık mücadelenizi berhava ederek 1.Dünya Savaşı yıllarına yeniden dönmüş olursunuz.

Hayır artık aklımız başımızda, bedeli kanla ödenmiş kazanımlarımızı üç beş şarlatanın heveslerine kurban etmeyeceğiz. Aziz ve mübarek bir yolun yolcularıyız artık. Sonu ölüm de olsa, çocuklarımıza ve torunlarımıza müreffeh, şerefli, kudretli bir vatan bırakmak, güçlü bir dünya devletinin mensupları olmaktır hedefimiz. Bu son 6 günün her bir saniyesi ayrı bir aktiviteyle desteklenmeli ve haftaya bugün Dünya Devleti, TÜRKİYE CUMHURİYETİ'nin şerefli bir mensubu olarak adımlarımızı daha bir sağlam basacağız yere. Gazanız mübarek olsun. Emekleriniz yerini bulsun. Attığınız yerden vurasınız. Kılıcınız keskin olsun.

Tayyip ERDOĞAN'dan sonrasını merak edenlere sözüm şudur ki; Peygamberimizin açtığı yoldan yürüyen ve özgüveni artan bu milletin içinden birçok liderler bahşedecektir Hz.Allah.

Kalın sağlıcakla.