Bu hafta hükümetimiz tarafından malum referanduma yönelik oldukça sert açıklamalara tanık olduk. Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) tüm bu karşı çıkışlarımıza rağmen referanduma gitmekten geri durmadı. Bu uydurma referandumun ülkemiz açısından birçok siyasi riskleri olmasının yanı sıra, ekonomik anlamda da bize dokunacak yönleri bulunmaktadır.

Risk-1: İhracat

Kuzey Irak, Türkiye’nin 8.büyük ihracat ülkesidir. 2016 yılında toplamda 4,3 milyar dolar ihracat gerçekleştirirken, bu yılın ilk yarısında Kuzey Irak ihracat rakamımız 3,3 milyar dolar. Yani yıllandırırsak, yaklaşık bu yıl 6 milyar dolar ihracat rakamına ulaşırız. Referandum sonucunun açıklanması ile birlikte sınır kapılarının kapatılması gündemdedir. Bu durumda ülkemiz böylesi bir ihracat pazarından mahrum kalacaktır.

Bu bölgelere ihracat yapan üreticilerimiz mecburen rotayı başka pazarlara çevirecektir. Bu durum aşılamaz bir problem olmasa da burada ülkemizin bir süre nakit kaybına uğrayacağı aşikardır. Bununla birlikte asıl kayıp IKBY’nin olacaktır. Özellikle yaşamsal gıdalar ve yapı malzemeleri grubunu ülkemizden tedarik eden IKBY, çevresinde başka dost ülkesi kalmadığı için büyük zorluklar yaşayacaktır.

Risk-2: Hizmetler

IKBY, bölgede almış olduğu hizmetlerinin %40’ını Türk şirketlerden temin etmektedir. Bu hizmetlerin en önemlisi inşaat ve elektriktir. IKBY’de türk müteahhitlerin halen tamamlanma sürecinde bir çok inşaat yatırımı bulunmaktadır. İlaveten bölgenin elektriği Türk üreticilerden temin edilmektedir. Ayrıca IKBY dünya ile iletişimini ağırlıklı Türk havacılık firmalarının sağladığı Erbil-İstanbul ya da Erbil-Gaziantep uçuşları sayesinde sağlamaktadır. Bölgede yaşayan iş adamları ve siyasiler Avrupa ve Amerika’ya Türkiye üzerinden aktarma yaparak ulaşmaktadırlar.

Referandum sonrası, bu hizmetleri veremiyor oluşumuzdan dolayı da ülkemiz gelir kaybı yaşayacaktır.

Risk-3: Petrol Hattı

IKBY yönetiminde bulunan Musul ve Kerkük petrolleri, Kerkük-Yumurtalık hattı sayesinde ülkemiz üzerinden satılmaktadır. IKBY sahip olduğu petrolün %85’ini bu hatla satmakta ve karşılığında yıllık 650 milyon dolar gelir elde etmektedir. Buna karşılık, petrol hattının güvenliğini Türkiye sağladığı için, ülkemiz de bu hattan dolayı 450 milyon dolar gelir elde etmektedir.

Toplam uzunluğu 1876 km olan boru hattının, 1297 km’si Türkiye topraklarından geçmektedir. Ülkemiz tarafından petrol vanasının kapatılması IKBY’nin gelirlerini durma noktasına getirecek, onlara iyi bir siyasi tokat vuracaktır ama neticesinde ülkemizde önemli bir gelirden mahrum kalacaktır.

Büyük Resim

Bilindiği üzere bu referandumun tek destekçisi İsrail Devleti’dir. Bu desteğin arkasında, İsrail’in yıllardır hayalini kurduğu Ortadoğu petrolünü kontrol altına alma planı yatmaktadır. 1990’lı yıllarda yapılan ama hayata geçirilemeyen Kerkük-Hayfa (Hayfa, İsrail’in limanıdır) boru hattı projesi bu referandumun ardından onarılacak ve hayata geçirilecektir. Bu boru hattının uzunluğu 591 km’dir, yani Kerkük-Yumurtalık hattından çok daha kısa. Kerkük-Hayfa boru hattı projesinin en önemli engeli Suriye’den geçmesidir ama İsrail, bölgede gerçekleştirdiği kirli siyaset sayesinde boru hattının güvenlik zeminini yavaş yavaş oluşturmaktadır. Burada en önemli faktör, Suriye Demokratik Güçleri ve DAEŞ’in aslında İsrail güdümünde hareket etmesidir. Bununla birlikte böylesi boru hattının önündeki bir diğer engel, Irak Merkezi Yönetimi’nin referandum sonucuna tepki olarak, IKBY sınır kapılarını kapatmasıdır. Bu durum, Kerkük-Hayfa hattının bir kısmının geçmek zorunda olduğu Irak topraklarını engel haline getirmektedir.

Şu an gelinen noktada, Irak Merkezi Yönetimi’nin politik tavrı belirleyici etkenlerden birisi olacaktır. Sıkı duruş sergilerse, IKBY, Türkiye ile uzlaşma yolunu seçer. Yok eğer zayıf bir tutum sergilerse işte o zaman sadece Türkiye’nin değil, tüm bölgenin karışacağı gündür. İşte o zaman Büyük Ortadoğu Projesi en önemli kazancını (!) elde işletmiş olur.

Gelişmelerin, sadece ülkemiz adına değil, tüm bölge adına barış dolu olmasını temenni ediyorum. Umarım bu referandum sadece geçici süreli ekonomik kayıplardan ibaret kalır ve daha fazla insan para uğruna hayatını kaybetmez.