İnsanların gittikçe yalnızlığa itildiği,şu hızlı Dünyada ;iyi ki geleneklerimiz, dini

ve milli bayramlarımız varmış.Toplumsal huzura bir nefes olan güzel bayramlar!

Bizleri evlerde veya mekânlarda buluşturan sevgiler,dostluklar, mezar ziyaretleri.Dünya ile Ahiret arasında ki dengelerin ve geçmişlerimizin hatırlanması gibi.Bizi biz yapan ulvi değerler,insan olmanın yüceliğini hatırlatan bayramlar!

Gönül her zaman istiyor bu dostlukların,görüşmelerin sürüp gitmesini.Hayatın bu hızlı temposu,kaygıları bizden hep bir şeyler çalıp gidiyor,Dünyanın içi boşalıyor.Yinede modası geçmeyen sihirli kelime ‘sevgi’ ,insana ne kadar da güzel yakışan bir elbise gibi,bizi biz yapan,dostluklara yol açan bir sözcük!

Bayramlardaki mana yaşlılarımızla, daha da derinleşir.Küçükken bizlere kol

kanat gerip sevgileriyle ruhumuzu şenlendiren,bizim için her türlü zorluğa katlanan anne babalarımız!Onların bizlere gösterdiği tahammül ve ilgiyi biz onlara sunabiliyor muyuz?

Ağarmış saçlarında, yüzlerindeki çizgide bizlere verilen emeğin kutsiyetini görürüz.Anne babaya yapılan iyiliğin bir çok amelden önce geldiğini biliyor muyuz?

Anne baba rızasının Allah ın rızası olduğunun yeterince bilincinde miyiz! Öyleyse torunlarıyla daha da güzelleşen bayramları,bayramlaştıralım,bayramlar öksüz kalmasın.

İnsanın başkalarını sevebilmesi, başkaları ile iyi diyaloglar kurması için,her şey den önce kendisini sevebilmesinden,kendisiyle barışık olmasından geçer,sevgiye,dostluğa

giden yol.İnsan eğer mutluysa,bu mutluluğunu başkalarıyla paylaşmak ister, başkalarının mutluluğu içinde çalışır.

Kendisiyle barışık olmayan, kalbinde kin, nefret tohumları taşıyan bir insan, hem kendini mahveder,hem de çevresine sıkıntı verir. Madem ki huzurlu yaşamak varken,niye hem kendimizi,hem çevremizi mutlu etmenin yoluna bakmıyoruz. Aynaya gülen bir yüzle bakmıyoruz.

Aslında bizler geleneklerimizle çok şanslı bir toplumuz,köklü bir geçmişimiz ve renkli bir kültürümüz var.İşi ister aile yapımızdan,ister toplum yapımızdan ele alalım.

Bütün mesele güzelliklerimizi görebilme meselesidir. William James in dediği gibi

‘’İnsanların bir nevi körlüğüne dair’’ adlı makalesinde “Burada anlatmak istediğim körlük kendimizden başka insanların,hislerine karşı gösterdiğimiz körlüktür’’.

Yazarın dediği gibihissetme duygularımızın yansımaması. Hissetmeli derken ,kendi şiirimden bir iki mısrayıda sizlerle paylaşmak istiyorum;

 

Hissetmeli insan!

Yağmurun yaprakla buluştuğunu

Şadırvandan düşen damlanın

Mermerle dertleşip,konuştuğunu

                    

İşte bunun içindir ki insan olduğumuzu,bize ait değerlerin ne kadar yüce bir nimet

olduğunu hatırlamak,bizim için ne büyük bahtiyarlık olsa gerek Yeter ki yaşadığımızı hissedelim .Şükür olsun ki bayramlarımız var,sizler varsınız. Herkesin mübarek Kurban bayramını kutlar,ülkemize huzur ,bereket getirmesini temenni ederim,hayırlı bayramlar!