Radyo spikerlerinin nostaljik anlatımlarında da ifade edildiği gibi,

Bahardan kalma güzel bir hava,

Zemin futbol oynamaya elverişli,

Seyirci ilgisinin de yoğun olduğu

“Düğün ve kutlama” havasında, nispeten düşük stresli bir maç oynandı…

****

Rakip “play of” u kovalayan,

Kısıtlı bir bütçe ile “örnek” bir başarıyı yakalamış, Sivas Belediye spor…

Teknik direktörleri ise, Kayseri sporda beraber çalıştığım;

Mayası bozulmuş, samimiyetsizlik ve entrikanın köşe kapmaca oynadığı futbol ortamında,

Kişiliği ile bu sisteme direnen ve savaşan,

Gönül kartvizitlerinde; samimiyet, emek ve alın terinin “özü” olan,

Temiz futbol” ortamından geriye kalan,

Birkaç futbol temsilcisinden biri olan: “Mustafa Çapanoğlu”…

****

Yetersiz hakemlerin “uygulamalı eğitim alanı” haline gelen,

Yanlış düdük çalma seanslarının icra edildiği “Pazar alanı” na dönüşen,

12 Şubat stadının en kötüsü: Ne rakip, ne ev sahibiydi; “kara elbiseli” hakemdi.

Takımımız da ise, çeşitli sebepler ile savunma bloğunun tamamı “ilk kez” yan yana oynayınca,

Olması muhtemel, uyumsuzluk ve hataları da beraberinde getirdi,

Geriye düşmemize rağmen son dakikalara kadar devam eden mücadele neticesinde,

Alınan “bir” puan ile ligde kaldığımızın “tescili” yapıldı.

Aslında ceza sahasına girmeden “intihar eden” pozisyonlar yaşatılabilseydi,

Uzatma dakikalarında galibiyet bile alınabilirdi…

Bu grupta her takımda oynayabilecek,

İstek,arzu ve motivasyonunu kaybetmiş, fizik gücü düşmüş santrafor Ramazan Yakup,

Oynadığı en kötü maçta, “tek” olumlu hareketi ile maçı “gol” ile süsledi,

Artık, küme düşme olasılığı, bu maç ile birlikte “son” bulmuştur,

Birkaç yıldır son haftalara taşınan “stres bulutları” da erken dağılmıştır,

Futbolcuların ortaya koyduğu mücadeleninde “alnından öpmek” gerekmektedir,

“O” ya da “bu” sebeple “Büyükşehir” etiketine sahip bir şehir takımı için,

Kümede kalmak bir başarı mıdır? Yoksa başarısızlığın bir tik üstü müdür? Tartışılır…

Artık, “Kusura bakma” yerine, “kusurlarımıza bakma” zamanı da gelmiştir,

****

Futbol oyunu bir “Show” dur,

Seyirci, üzülmek için değil zevk almak için bu “Show” a katılır,

Maç zevksiz olsa da, kendi çocuğunu seyretmekten zevk alırsın,

Seyir zevki olmamasına alıştığımız maçta,

Bir Teknik direktörümüz ve hakemimizin dünyaya gelemediği futbol camiasında,

Nasrettin Hoca’ nın, kazanının bile doğurduğu bir ortamda,

Kahramanmaraşspor Semih “Kazancıyı” neden doğurmasın?

****

Kahramanmaraş aslında futbol alanında yetenekli gençlerin bol olduğu bir “kaynak yeridir”,

Ancak işlenemeden “atık hale” dönüşen de bir hammaddedir,

İşte konu ile ilgili geçen hafta yaşanan bir örnek;

Türkiye Liseler arası “Kız” ve “Erkek” kategorisinde

Antrenör Ali Gitmiş ve Beden eğitimi öğretmenliğini İhsan Erkan’ın yaptığı,

Türkiye’ de İlk 8’ e giren “Spor Lisesi” kız ve erkek takımını “ayakta alkışlamak” gerekir,

Kendi profesyonel takımında direk oynayan Maraşlı futbolcu yok iken

“Buradayız” bizi fark edin potansiyelinin attığı

Başarı” kodlu havai fişekleri ile

Gözü ve kulağı kapalı ilgililerin dikkatini çeken takıma, verilecek mesaj ise şu olmalıdır:

Alnınızdan öpüldünüz

****