Son günlerde eğitim camiasına yönelik şiddet olayları maalesef arttı.

Daha üç ay önce İzmir'in Ödemiş ilçesinde,öğrencisi tarafından pompalı tüfekle vurularak öldürülen Ayhan Öğretmen’in acısı hala yüreklerde...

Bir eğitim sendikasının yaptığı bir araştırma hiç de iç açıcı değil. Karşımızda içler acısı bir tablo var.İnsanın aklına hemen toplum olarak nereye doğru gidiyoruz sorusu geliyor.

2017 Yılında ;öğretmenlerin yüzde 67.4’ü sözlü şiddete, yüzde 19.6’sı fiziksel şiddete, yüzde 12.9’u psikolojik şiddete ve yüzde 0.1’i de cinsel şiddete maruz kalmış.

Bu olumsuzluklara karşı öğretmenlerin yüzde 87.’si şiddete maruz kaldığı halde şikâyetçi olmamış. Öğretmenlerin şikâyetçi olmak istememelerin altında şiddetin tekrar yaşanması korkusu ve öğrencilerinin sicilinin bozulması kaygısı bulunuyormuş.

Öğretmenler, okul güvenliklerinin yetersiz olduğunu okul güvenliğinin öğretmenler tarafından sağlandığını dile getiriyorlar.

Aslında alışıldı galiba; gün geçmiyor ki eğitimcilere yapılan bir saldırı haberi duyulmasın...Daha çarşamba gecesi insanlar bir film sahnesi seyreder gibi televizyonlarda tekme –tokatlı saldırıya uğrayan bir öğretmenin çaresizliğini izlediler.

Günümüzde öğrencisinden,velisinden darp gören öğretmen haberleri olağan hale gelmeye başladı.

Üzülerek söyleyeyim;artık öğrencinin öğretmene parmak salladığı,velinin öğretmenin yakasına yapıştığı günlere geldik.

Bu kutsal mesleğin saygınlığının ayaklar altına alınması gerçekten kaygı verici...

Şu gerçeği de aklımızdan çıkarmamak gerekir:Öğretmenlik mesleğinin itibarsızlaştırılması, toplumun geleceğini karartmak anlamına gelir.

Bir ülkenin geleceği, ekonomik yönden kalkınması her şeyden önce öğretmenlerin görevlerinde göstereceği başarıya bağlıdır.

Ülkemizde 2018 verilerine göre Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde çalışan 885 bin 458 öğretmen görev yapıyor. 120 bin civarında da özel okullarda çalışan eğitimci bulunuyor.

Bir milyonluk eğitim ordusunda tabi ki çürük elmalar da olacak.İşini ciddiye almayan veya görevini kötüye kullanan öğretmenleri ayrı tutalım.Ama ‘vurun abalıya’ derken biraz vicdanlı olalım.Ve özeleştiri yapalım... Öğretmene yönelen şiddete sessiz kalmak suça ortak olmak değil midir?