Ne kahraman olunur, ne de kahraman doğulur. Kahramanlar zor zamanlarda ve nadiren ortaya çıkar. Milletin karşı karşıya kaldığı badireler ortaya çıkartır kahramanı. Taşıdığı yükün ağırlığından beli bükülmüş de olsa bir bahtı kara maderin çıkar ben buradayım der.
 
Merhum TÜRKEŞ cesaret ve fazilet timsali böyle bir insandı. O’nu 4 Nisan’da ebedi âleme vuslatının 19. Yılında mezarı başında rahmet ve şükranla yâd ettik.
 
Derviş Yunus ‘ölürse ten ölür, canlar ölesi’ değil demişti. Biz bunun şuurundaydık. Türkeş Bey 80 yıllık ömrü nihayete erdiğinde emaneti sahibine teslim etmişti ama O’nun asıl emaneti davasına inanmış bir nesil tarafından ‘can’ olarak ebediyen yaşayacaktı.
 
Büyük bir mücadele aynı zamanda engin bir gönül insanıydı. Buna denk çileli, fırtınalı bir hayatı oldu. Bundan da hiçbir zaman şikâyetçi olmadı. Hayatını milletine ve Türk-İslam Davasına adadı. Bu adanmışlıkla "Sandıktan bize tek bir oy dahi çıkmasa İslam’dan, insaniyetçilikten, Türkçülükten asla vazgeçmeyiz. biz politikacı değil bir Dava’nın takipçileriyiz” demişti. İnandığı gibi yaşadı, yaşadığı gibi emaneti teslim etti.
 
O hep keskin ferasetiyle ‘öteleri’ düşündü, ‘öteleri’ aradı. O’nun hayatında yenilmek, yenilgiyi kabullenmek asla olmadı. Hayatının baharında tabutluklarla tanıştı. En kudretli olduğu dönemde sürgünlerle tanıştı. Zindanlara atıldı. Ancak hiçbirinden yılmadı. Düştüğü yerden kalktı, kaldığı yerden devam etti. Çünkü “Biz aziz milletimize müreffeh, kuvvetli ve büyük bir Türkiye taahhüt ediyoruz. Kendimizi millete adıyoruz. Ve Türklük yoluna başlarımızı koyuyoruz” demişti.
 
Dün, bugün yaşadığımız bölücülük badiresine en keskin ve en doğru reçeteyi O önermişti. “Dalından kopan bir yaprağın kaderini rüzgâr tayin eder” diyerek Milletimizi daim bir ve beraber olmaya çağırdı. Bu manada “Biz ne kadar Türk’sek onlar da o kadar Türk’tür, onlar ne kadar Kürt’se biz de o kadar Kürdüz”diyerek ayrıştırıcı değil daima birleştirici oldu.
 
 
Bu necip Millete olan inanç ve itimadını hiçbir zaman kaybetmedi. Bu inanç ve feraset sebebiyledir ki “yeni bir Türk mucizesi doğmalıdır, doğacaktır, belki yarın, belki yarından da yakın” demiştir. Bugün yaşadığımız sancılar bu muştulu doğumun sancılarıdır diye düşünüyoruz.
 
Merhum Başbuğumuzu, vatan için, bayrak için, mukaddesler için ezelden ebede terki can eden aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi rahmet ve şükranla yad ediyorum.
 
Son Söz: “ İyi insanlar, iyi atlara binip gitti- NFK”