Bu hafta ‘Tüketiciyi Koruma Haftası’… Tarihçesine baktığımızda, 1962’de ABD Başkanı J.F.Kennedy, Temsilciler Meclisinde yaptığı konuşmasında; Herkesin birer tüketici olduğunu, örgütlenerek haklarına sahip çıkmaları gerektiğini belirten konuşmasından sonra, Birleşmiş Milletler tarafından 15 Mart tarihi "Dünya Tüketici Hakları Günü" olarak ilan edilmiş ve ilk olarak 1983 yılında kutlanmıştır. Ülkemizde de 1985 yılından itibaren kutlanmaya başlanmıştır. Anayasamız, 172'nci maddesinde yer alan "Devlet, tüketicileri koruyucu ve aydınlatıcı tedbirler alır, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini teşvik eder" hükmü ile tüketicinin korunması konusunu Devlet güvencesine almıştır. Bizim kültürümüzde tüketici her zaman gözetilmiştir.Bunun en güzel örneği Ahilik teşkilatıdır.Ahilik teşkilatı ,esnafların tüketiciyi koruyup korumadığını denetler. Teknolojinin hızla gelişmesi ile birlikte ürün ve hizmet bombardımanına tutulan tüketici hızla satın almaya ve tüketmeye başladı. Bunu adlandırırsak adı: ‘Tüketim çılgınlığı’ …Çağımızın en büyük problemlerinden biri...Çok fazla şeye sahip oldukça,sahip olduklarımızın değerini kaybediyoruz.Ne kadar çok şeye sahip olsak da mutlu olamıyoruz...Bu nedenle strese giriyor,yaşamımızı zora sokuyoruz.Bedenimizi doyururken ruhumuz aç kalıyor. Stephen Hawking'in güzel bir sözü vardır:'Bilginin en büyük düşmanı bilgisizlik değildir, bildiğini zannetmektir,' der.Bilinçli tüketici faktörü burada öne çıkıyor. Bilinçli tüketiciler;Bir mal veya hizmeti satın alırken temel gereksinimini ön planda tutan, satın alacağı mal ve hizmetlerin kaliteli, güvenli, ucuz ve sağlıklı olması için araştırma yapan, tüketici haklarını bilen ve savunan, reklamların etkisinde kalarak davranış göstermeyen, israf yapmayan kişilerdir. Tüketimin bir başka boyutuda;Tüketiciyi,üreticilere karşı korumak ve haklarını düzenlemekle ile ilgili tüketici örgütlerinin varlığıdır.Bireysel çözüm bulamadığımız durumlarda destek alacağımız kurumlardır.Bilinçli tüketici, örgütlü tüketicidir. Tüketirken aynı zamanda doğal kaynaklarımızı da yok ediyoruz.Dünya Doğal Hayat Fonu raporu:'Tüketim oranları aynı hızla devam ederse 2050 yılında canlı yaşamının sürebilmesi için Dünya gibi iki gezegene daha ihtiyaç duyulacağını' belirtiyor. Çocuklarımıza vereceğimiz değer:'Önce üretim sonra hesaplı tüketimdir'.