Yıllardır ülkemizin en büyük sorunu terördü.Bir zamanlar neredeyse insanımız televizyon haberlerine ve gazete manşetlerine bakamaz olmuştu.Artık o günleri hatırlamak bile istemiyoruz.

Çok şükür, terörle mücadelede tarihi başarı yakalandı. Güvenlik güçlerimiz terörle mücadele kapsamında yurt içi ve yurt dışında gerçekleştirdiği operasyonlarla önemli başarılara imza attılar.

Bugünleri de gördük; terör artık halkımızın öncelikli sorunu değil.

Son günlerde yapılan kamuoyu araştırmalarına baktığımızda,Türkiye’nin öncelikli sorunu olarak‘ekonomi’ görülüyor

Özellikle son günlerde altın ve dövizdeki artışın yarattığı karanlık tablo ister istemez toplumu geriyor ve karamsarlığa itiyor.

Burada da bir kısım çevreler kabullenmese de komplo teorileri ortaya çıkıyor.Ekonomik bir saldırı içinde olduğumuz gerçeği de daha ağır basıyor.

Terörle Türkiye’yi dize getiremeyen küresel güçler şimdi döviz kurları ve altın üzerinden köşeye sıkıştırmak istiyorlar.Bu da piyasalarda ister istemez deprem etkisi yaratıyor.

Cari açık ve enflasyon sanki yeni artmış gibi uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları da yangına körükle gidiyorlar.Bu apaçık kirli bir saldırı..

Uluslararası arenada güçlülerin keyfince hüküm sürdüğü ve güçsüzlere de istediği gibi dayatmadan geri kalmadığı bir örnekle karşı karşıyayız.

Basketbolda ‘teknik faul’ diye bir kural vardır. Saha kenarında oturan oyuncuların ve teknik ekibin aşırı müdahaleleri teknik fauldür.

Seçimlere gidildiği bir ortamda uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının topyekün birden saldırıya geçmelerini de anlamlı buluyor ve teknik faul olarak görüyorum. Yakın zamanda Avrupa’da yapılan seçimlerde hiçte ortada yoktular.

Gelelim yabancıların Türkiye’yi batırmak ister mi polemiğine...

Uluslararası finans kuruluşarı tabi ki alacaklı olduğundan dolayı ülkemizi batırmak istemez ama ayağa kaldırmakta istemez.

Bir banka veye finans kuruluşu müşterisinin nakit yönünden elinin güçlü olmasını istemez.Parayı yüksek fiyattan satmak için teminatı güçlü fakat zor durumda kalmış insanları tercih ederler.

Dünyayı yöneten şirketlerin emriyle harekete geçen uluslararası not kuruluşlarının teknik faul yaparak,ülkemizde faiz ve enflasyon canavarını hortlatmak istemelerinin altında da bu anlayış yatıyor.

Onların amacı ekonomik kaos yaratarak,daha çok kar etmek.Bunun için de bütün silahlarını kullanıyorlar.

Peki,hayallerini gerçekleştirecekler mi? İşte bu zor!..