Görgü üzerine sık sık yazıyorum.

Bu defa da selamlaşma eksikliğini tekrarlayacağım.

Kahramanmaraş için önemsediğim bir eksiklik...

Bu konuda da defalarca yazdım ve galiba tekrarlamaya devam edeceğim.

Değişim devam ettiği sürece, görgü ve selamlaşma konusunu daha sık hatırlatmak gerektiği kanaatindeyim.

En önemli görgü kurallarından biri...

En önemli insani ilişki…

En önemli iletişim aracı...

Bence selamdır.

Selam vermek.

Hal hatır sormak…

Nasılsınız? Demek bu kadar zor mu?

Hepsinden vaz geçtik;

“Notin ede?” demeyi de mi bilmiyorsun.

           ***

Maraş eskiden daha iyiydi.

30-40 yıl öncesini hatırlıyorum.

Selamsız sabahsız kimse geçmezdi.

Ya şehir küçüktü…

Ya da Herkes birbirini tanıyordu.

Ya da daha görgülüydük.

Babalarımız daha saygılıydı.

Dedelerimiz bizden görgülüydü.

Selam şöyle dursun, birkaç gün görmedikleri dostlarını, komşularını arar ne olduğunu merak ederlerdi.

            ***

Kim önce selam verecek?

Bence ilk selamlayan kazanır…

Maraş’ta sık rastlıyorum.

Bir toplantıya katılıyoruz.

Makam sahibi veya eşraf sıfatlı kişilere bakıyoruz...

Yani ağırlıklı beyler dikkatimizi çekiyor.

Herkes onlardan bekliyor selamı.

Doğrusu da ilk hamle onlara düşer.

“Nasılsınız?” Demek bu kadar zor mu?

Bu kadar kibirle nereye varacaksınız?

Tevazu her zaman yüceliktir.

              ***

  Peygamberimiz(s.a.v.)’in bu konudaki hadisini birçok defalar yazdım ve şimdi tekrarlıyorum:

“Siz iman etmedikçe Cennet’e giremezsiniz; birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olamazsınız.

 Yaptığınız zaman birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi?

 Aranızda selamı yayınız.”

             ***

Ben gördüğümü yazıyorum.

Görgü önemli bir toplumsal konu…

Kahramanmaraş’taki selam eksikliğini önemsiyorum.

Hedefimiz şehrimizin birlik beraberliğidir.

Selamlaşmak beraberliğimizi güçlendirir.

Birlik olmadan hiçbir şey yapamayız.

Öyleyse önce el ele vermeyi öğrenmeliyiz.

Kalben bağlanmak için de...

Selam vermeliyiz.

Hayırlı günler.