Bazı işlerin şakası olmaz.

Mesela, “şaka” yollu da olsa NİKÂHTA “hayır” denmez. Gelin ya da damat şaka yapayım, şenlik olsun niyetine ‘HAYIR’ der!.. Nikâh memuru defteri toplar gider, ortada düğünde dernekte kalmaz.

Şakayla da olsa silahla, ateşle oynanmaz. Bir hata çok büyük acılara sebebiyet verebilir. Bir ormanın yetişmesi belki asırları bulur ancak bir çıngı kısa sürede bir ormanı yok edebilir.

Memleket, millet işleri ciddiyet ister, kesinlikle şakaya gelmez. Onun için söz konusu vatansa her şeye EVET denir. Vatan için hiçbir şeye hayır denemez.

Elimdir ancak hakikattir… ‘nizam âlem için’ karındaşından bile vazgeçmek zorunda kalabilirsin.

Ne diyordu Gazi Mustafa Kemal:

Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. İşin şaka götürür tarafı yoktur. Mesele son derece ciddiyet arzetmektedir. Birinci vazifenin şuurunda olmak gerekir.

Türkiye içeriden ve dışardan maruz kaldığı saldırılara karşı varlık yokluk savaşı vermektedir. Bu ahval şerait altında şahsi ikballerini memleketin istikbaline tercih edenler memleketin üstüne kumar oynamaktadırlar.

Dillerine dolamışlar Cumhurbaşkanını, O’nun üzerinden her yere, herkese, her zaman hayasızca ateş ediyorlar. Ne diyorlar peki: Tek adam olacağı için otoriterleşir, aynı zamanda totaliterleşir, isterse rejimi değiştirir saltanat kurar, kafası bozulursa üniter devlet yapısını berhava eder ülkeyi eyaletlere böler, milli egemenliği hiçe sayar, ölene kadar koltuğu bırakmaz falan filan.. Tamamı zırva, hiç birisinin hakikat namına zerrei miskal kadar kıymeti harbiyesi olmayan zehirli iğneler bunlar.

Milleti bu iğneleri ile kötürüm yapmaya çalışanlar Türkiyenin bir hukuk devleti olduğu gerçeğini yok etmeye çalışıyorlar. İkincisi Anayasa değişiklik paketinde TBMM-Cumhurbaşkanı arasında bir dengenin olduğu, asıl sözün 5 yılda bir millet tarafından söyleneceği gerçeğinin de bilerek üstünü örtüyorlar.

Sayın Cumhurbaşkanının ve içinden geldiği siyasi geleneğin karşıtı olabiliriz. Nitekim hükümet icraatlarına yönelik belkide en ağır eleştirileri biz yapmışızdır. Ancak bu ülkemizin ve milletimizin varlığına kastetmekle eş değer olamaz.

Ne yani Sayın Cumhurbaşkanını ve hükümeti siyaseten icraatlarından dolayı tenkid ettik diye “Edirneye ENVER gireceğine BULGAR girsin” diyen hainler gibi mi olalım? Biz doğruları her zaman söylemeye devam edeceğiz.

Sayın Cumhurbaşkanının üzerinden Türkiye ile görülmek istenen hesaba hiçbir zaman müsaade edemeyiz. Burada safımız nettir ve tavrımız açıktır. 16 Nisan’da hep birlikte EVET diyerek bu oyunu bozacağız. Sonucu ve bedeli ne olursa olsun Edirne’ye düşman girmeyecek.

Velhasıl işin şakaya gelir tarafı yoktur. Milletin iradesine saygılıyız. Ancak safımız ve gayretimiz de açıktır. ÜLKÜCÜ HAREKET bugüne kadar safından ve gayretinden dolayı mahçup olmamıştır, bundan sonra da olmayacaktır.

Bütün seçmenlerimizi özellikle ÜLKÜCÜ SEÇMENLERİ 16 Nisanda EVET demeye davet ediyorum. Gelin hep birlikte bunların kötü şakalarına bir son verelim.

Son söz : “Birliğimiz ve dirliğimiz için EVET”