İki güzel insan… Özdemir Sabancı ve Mustafa koç… İkisini de genç yaşta kaybettik… Özdemir Sabancı 54 yaşında bir terör saldırısı sonucu aramızdan ayrıldı. Mustafa Koç ise 56 yaşında beklenmeyen bir kalp krizi sonucu yaşama veda etti.
Bir zamanlar holdingler, iş adamları öcü olarak gösterilirdi. Özellikle 80’li yıllardan önce Türk ekonomisinin aktörleri, Güneydoğu’nun ağalık sistemiyle özdeşleştirilirdi. Özal dönemiyle bu inanç kırıldı. Küresel ekonominin, liberal yüzü sevilmeye başlandı. Sakıp Sabancı, iş dünyamızın gülen yüzlerinden bir tanesiydi. Sıcak, samimi, hoş sohbetli bir kişiliği vardı. Türkiye’de, patronlara karşı düşünülen yanlış imajı kıran insan diyebilirim. Onu da bir yıldız gibi 2004 tarihinde sonsuzluğa uğurladık.
Özdemir Sabancı , Holding bünyesindeki en büyük sanayi birimlerinden olan "Sasa"yı kurdu ve geliştirdi. Otomotive karşı özel bir ilgisi bulunan Sabancı, Temsa’da, Mitsubishi, Maraton otobüsleri, minibüsleri ve ticari araçlarının üretimini sağladı.
Toyota'yı, Türkiye’de % 50-50 ortaklıkla bir otomobil fabrikası kurmaya ikna etti ve Toyota dünyadaki ilk ortak üretim tesisini kurdu. Ölümünün ardından Toyoto Motor Co. Türkiye’deki kuruluşun Sabancı grubundaki tüm hisselerini devraldı.
Mustafa Koç, iş hayatına Tofaş'ta başladı. 2 yıl satış elemanı olarak çalıştıktan sonra Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanlığına kadar uzanan başarı öyküsünde, Güney Afrika ‘da yaşanan olayı, ünlü bir köşe yazarımızın dilinden paylaşıyorum:
Beyaz eşya üreticisi Güney Afrikalı Defy’ı alan Koç grubu, siyahî işçilerin çalıştığı fabrikalarda adeta bir başarı hikâyesi yazıyor... Bu öyküde sadece gelir ve üretim artışı değil, insanlık dersi de var.” , Defy fabrikasındaki yüzlerce siyahî işçinin belki de ilk kez gördüğü “beyaz” patronlarına gösterdiği sıcak ilgi ve duydukları sevinç oldu. Koç’un Defy’ı alımı sonrası Türkler işin başına geçince, grubun Türkiye’deki iş standartları ve çalışma ortamı hızla Afrika’ya taşınıyor. Maaşlarda ciddi artış yaşanıyor. Siyahi işçiler daha önceki yöneticilerinin aksine, Türklerin sıcaklığı, kendileriyle yemek yemesi, sohbet etmesine çok seviniyor. Bu yüzden olsa gerek biz Türklere “Siz Beyaz değilsiniz” diyorlar
Mustafa Bey’in fabrikayı ziyaretinde de, normal fabrika turlarında alışık olduğumuz sadece işinin başında kafası öne eğik çalışan işçiler değil, bizlere gülerek bakan, Mustafa Koç ile fotoğraf çektirme yarışına giren, sarılan, öpen sıcak işçilerle karşılaşıyoruz.
İkisi de iş dünyamızın gülen yüzleriydi... İkisi de adam gibi adamdı… Ortak bir özellikleri daha vardı… Garip bir rastlantı olarak, ülkemizin en büyük holdinglerinin veliahtları ellili yaşlarda, Ocak ayında vefat ettiler. Mavi gözlü, gülen adam’ Mustafa',  Ocak ayında sonsuzluğa tabutunun üstündeki Osmanlı sancağı ile uğurlandı.