Evet, köşe yazımın başlığında da belirttiğim gibi KOSGEB İl Müdiresi Gülden Uslu Hanıma bir önerim var. Neden böyle bir yazıya ihtiyaç duyduğumu isterseniz kısaca anlatayım. Yaklaşık 2 ay kadar önce Kahraman şehrimiz Kahramanmaraş’ımıza yeni atanan Gülden Hanımı ziyaret ettim. Ziyaretteki amacım bir gazeteci olarak hem kendisi ile tanışmak hem de bir ‘Hayırlı olsun’ demek idi. Ziyaretimde kendisiyle hoşça muhabbet ettik. Kendisine Kahramanmaraş’ı ve Kahramanmaraşlılar ile ilgili kısaca bilgiler verdim. Sağ olsun Gülden Hanımda güler yüzüyle bizi ağırladı. Daha sonra gündemde olan bir destek projesiyle alakalı bir haber yapmak istedim. Kendisi de bana sözlü olarak değil, yazılı bir metin göndermek istediğini, dolayısıyla da verdiği bir gmail hesabına sormak istediğim soruları göndermemi istedi. Buraya kadar hiçbir sorun yâda problemimiz olmadı. Yani anlayacağınız her şey normal gidiyordu. Bundan sonraki süreçte de herhangi bir haber konusu olduğu zaman KOSGEB Müdürlüğünü arayarak, kendisine ulaşabileceğimi söyledi.

Aradan yaklaşık 3 veya da 4 hafta geçti. KOSGEB kurumunu ilgilendiren yeni bir haber için KOSGEB Kahramanmaraş İl Müdürlüğünü aradım. Telefona kurumda görevli birisi açtı. Telefondaki kişiye Gülden Hanımla görüşmek istediğimi ve kendisiyle bir haber yapmak istediğimi söyledim. Telefondaki görevli kişi bu konuyu İl Müdiresine ileteceğini söyledi ama aradan geçen 2-3 günlük süre zarfında hiçbir ses çıkmadı. Bunun üzerine kurumu bir daha aradım. Telefonu yine bir kurum görevlisi açtı ve bana, “Gülden Hanım şu anda çok yoğun bir başka zaman arayın” dedi. Zaten defalarca aradığımda da bana kendisinin ya toplantı ya il dışında ya da çok yoğun olduğunu söylüyorlardı. Yani kısacası Gülden Hanımla telefonda dahi konuşamıyorduk veya kendisi konuşmak istemiyordu.

Aradan 1,5 aylık bir süre geçti ve ben yine KOSGEB İl Müdürlüğünü aradım ve bir haber konusu olduğunu ve bir haber yapmak istediğimi söyledim. Bana Gülden Hanımın talimatı doğrultusunda yine gmail üzerinden sormak istediğim soruları göndermemi ve bu sorular üzerinden cevap vereceklerini söylediler. Buna da tamam dedim ancak aradan 1 hafta geçmesine rağmen hala bir geri dönüş olmadı.

Şimdi sıra köşe yazımdaki en önemli paragrafa geldi. Gülden Hanım neden telefonlarımıza dahi çıkmıyorsunuz? Siz kamu görevi yürütüyorsanız inanın bir medya kuruluşu olarak bizde bir kamu görevi yürütüyoruz. Dolayısıyla ben kendi adıma hiçbir çıkar için sizi aramıyorum amacımda sizi rahatsız etmek değil. Evet, belki basını sevmiyor olabilirsiniz belki işleriniz çok yoğun olabilir ama yaptığınız faaliyetler, iş ve işlemler hakkında halkı bilgilendirmek, bilinçlendirmek görev ve sorumluluklarınız arasındadır diye düşünüyorum. Kişiliğiniz bizi hiç ilgilendirmiyor. Ama burada söz konusu temsil ettiğiniz kurum. Bu kurum da benim şehrimde. Yani eğer basın ile aranıza soğuk bir mesafe koymayıp, bizimle iletişime geçerseniz hem kurumunuz hem de vatandaşlarımızın bilinçlenmesi adına iyi olacağını düşünüyorum. Bizim burada hiçbir çıkarımız yok. Biz burada devlet ve vatandaş arasında sadece köprü görevi görüyoruz. Kısaca, basına bilgi halka bilgidir. Halkı bu bilgiden mahrum bırakmamanız temennisiyle…