En son teknolojilerin kullanıldığı ve savunma sistemlerinin her geçen gün geliştirildiği bir çağda yaşıyoruz.Günümüzde bir ülkenin savunma sanayisindeki gücü,o ülkenin ne kadar bağımsız olduğını gösteriyor.

Artık savunma sanayinde adınızı duyurduğunuz kadar varsınız; kendinize yettiğiniz sürece bağımsızsınız.

Ülkemiz, uzun yıllar savunma mekanizmasını NATO, Avrupa ve ABD merkezli bir politika izleyerek yönlendirdi.Zaman geldi bunun faturasını ağır ödedi.

1974'teki Kıbrıs Barış Harekatı ‘nı hatırlayalım... Amerikan Kongresi, 5 Şubat 1975'den İtibaren Türkiye'ye silah ambargosu uygulamıştı;. uçaklarımıza lastik bile temin edemiyorduk..Ve kötü komşu bizi mal sahibi yaptı ;ambargodan dev bir şirket ortaya çıktı. Petlas Lastik Fabrikası şimdi dünyanın bir çok ülkesine Türk malı lastikleri gönderiyor.

Tarih tekerrürden ibarettir...Yıllar sonra aynı senaryo...Almanya, Afrin'e yönelik askeri operasyonu sürerken, operasyonda Alman üretimi Leopard 2 tanklarının kullanıldığının ortaya çıkması üzerine Alman kamuoyunda Türkiye'ye yapılan silah ve savunma sanayi ürünleri ihracatına ilişkin yeni bir tartışma başladı.

Afrin Harekatında, PYD Alman malı roketleri Türk ordusuna karşı kullanıyor,buna karşı çatlak bir ses yok... Yeri gelmişken, Leopard Tankı'nın baş mühendisinin Prof. Dr. Necmettin Erbakan olduğunu hatırlatmakta yarar var.

Bir tarafta da Amerika, Aselsan üzerine oyunlar oynuyor ;ABD'li bankalar ASELSAN'ın halka arzına kartel mantığıyla teklif vermeme tartışması yapıyor.

Yerli ve milli silahlar olmadığında, bağımsız olunamadığı gerçeğini acı tecrübeler yaşayarak görüyoruz. Ulusal güvenliği tehdit eden gelişmelere rağmen başta ABD olmak üzere NATO'dan savunma konusunda gerekli desteği alamıyoruz.

Ama karşılarında eski Türkiye yok.Son on beş yılda savunma ve güvenlik alanında çok mesafeler katettik. 15 yıl önce yüzde 80 oranında dışa bağımlı olan savunma sanayi sektöründe yerlilik oranı, yüzde 65'lerin üzerine çıktı. Bunun meyvelerini de Afrin Harekatı’nda görmeye başladık.

Yazımın devamı yarın...