Geçen haftaki yazımda CoV-2 hakkında yazılmış bilimsel bilgilerden yararlanarak hangi çevresel faktörlerin (sıcaklık ve nispi nem) CoV-2’nin gelişmesine uygun olduğunu sizlerle paylaşmıştım. Bu yazıyı incelemenizi öneririm. Bu yazımda ise substrate (altlık/yüzey/toprak) güneş (ışık) ve rüzgâr gibi faktörlerin etkisini inceleyeceğim.

Yüzey (substrate)

ABD’li 10 bilim insanı saygın tıp dergisi The New England Journal of Medicine’de (https://www.nejm.org/) 17 Mart 2020'de Editöre mektup şeklinde bilimsel bir makaleyi yayımladılar. Araştırmanın başlığı “SARS-CoV-1 ile karşılaştırıldığında SARS-CoV-2'nin Aerosol ve Yüzey Stabilitesi” şeklinde. Araştırmada iki virüsün (SARS-CoV-2 ve SARS-CoV-1) canlılığı beş çevresel koşulda (aerosol, plastik, paslanmaz çelik, bakır ve karton) incelenmiş. Araştırmadan elde edilen sonuçlar ise özetle şu şekilde:

 (1)-SARS-CoV-2'nin stabilitesinin test edilen deney koşulları altında SARS-CoV-1 ile benzer olduğu bulunmuş.

(2)-SARS-CoV-2, deneyde bakırda 4 saat; kartonda ve çelikte 24 saat;  plastikte ise 72 saat canlı kalabiliyor

(3)- Aerosollerde 3 saat canlı kalabilmekte.

Aerosol ve fomitler

Aerosol, bir katının veya bir sıvının gaz ortamı içerisinde dağılması olarak açıklanmaktadır. Duman, sis ve spreyler örnek olarak gösterilebilir. Hong Kong üniversitesi’nden K.H Chan öncülüğünde bir grup bilim insanı (bk. https://www.hindawi.com/journals/av/2011/734690/) araştırmalarında aerosol damlacıklar ile bulaşmaya dikkat çekmişler Ancak bu araştırmada yüksek katlı bir apartmanda 300'den fazla sakini etkileyen hastalık salgınını, enfekteli hastalardan solunum damlacıklarının bulaşması ile açıklanamamış. Bu bulaşmada “kirli bir kanalizasyonla bulaştığı” düşünülmüş. Bulaşıcı virüsün dışkıda varlığı ve kontamine dışkıda virüsün aerosolleşmesinin bu salgının bulaşma şekli olduğu iddia edilmektedir. (Not: Dünya Sağlık Teşkilatı’na (WHO) göre aerosalla bulaşma önemli bir vasıta değil. Bu nedenle sadece hasta kişilerin maske takmasını ve sosyal mesafeye dikkat edilmesini öneriyor. ).

Bu bulgular, doğrudan damlacık iletiminin önemli bir bulaşma yolu olmasına rağmen, virüs bulaşmasındaki fomitlerin ve çevresel kontaminasyonun virüs bulaşmasında önemli bir rol oynayabileceğini göstermektedir. Özellikle, fomitler, damlacık yayılımını önlemek için alınan büyük dikkat ve sıkı önlemlere rağmen, devam eden bulaşıcı (nozokomiyal) ortam enfeksiyonun sürekli bulaşmasına katkıda bulunabilir.

Fomit, parazit ya da mikrop gibi enfeksiyon etkenlerini taşıyabilen herhangi bir cansız objedir. Deri hücreleri, saç telleri, giysiler ve ortak kullanılan yataklar vs bulaşma kaynağı olabilir. Araştırmalar kapı kolları gibi düz yüzeylerin kâğıt para gibi gözenekli yüzeylerden daha fazla bakteri ve virüs yaydığını bildirmektedir.

Bu sonuçlara göre havalandırma (hafif rüzgar) ve temasta kaçınma hastalıktan korunmada ne kadar önemli olduğuna dikkat edilmelidir.

Güneş

Hong Kong’lu araştırıcılar Koronavirüsünün ilkbahar ve subtropikal alanda canlılığına da dikkat çekmişler. Benzer şekilde Sağlık Bakanlığı Koronavirüsü Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Ateş Kara da “virüsün düşmanları güneş ve deterjandır” açıklamasını yaptı (bk.26.03.2020 tarihli gazeteler).

Türkiye’de uzun yılların ortalamasına göre nisan ayında sonra 8-10 saat günlük güneşlenme gözlemlenmeye başlanılmaktadır. Örneğin Kahramanmaraş ilinde uzun yılların aylık ortalamasına göre güneşlenme süresi Marta: 5.5, Nisanda: 6.7, Mayısta: 8.1 Haziranda: 10.0, Temmuzda: 10.5 ve Ağustosta: 9.9 saat olarak gerçekleşmektedir. Bu durum Cov-2 pandemisinin başladığı mart başında itibaren bol ve uzun süreli güneşli günlerin düzenli artacağını göstermektedir.

Ülkemizde de bahar ve yaz aylarında sıcaklıkların ve güneşlenmenin artması ile virüsün gelişmesinin yavaşlaması beklenilmelidir.

Son söz: Güneş giren yere virüs girmez.