Bugün karne günü... Milyonlarca öğrenci için üç ay sürecek olan yaz tatili başlıyor.. 17 Eylül 2018 Pazartesi günü yeniden ders zili çalacak.

Kültürümüzde tatili genel olarak şöyle tanımlarız: ‘Bahçe bostan yan gel yat Osman...’

Çoğu zamanda bu sözle kendimizi avuturuz.Birçoğumuz için tatil; yatmak,uyumak,gezmek ve keyif çatmaktır.

Aslında tatili daha renkli hale getirebiliriz.İyi bir planlama ile gezme ,eğlenme,oyun,kitap okuma ve spor gibi etkinlikleri daha faydalı hale getirebiliriz.

Çocuklarımız için bir tavsiyem var...Tatil programımıza kitap okuma günleri düzenleyerek başlayabiliriz. Aslında okumak eğitim süreci geçiren insan için en kolay ve en etkili öğrenme yoludur.Ve başarının altın sırrıdır.

Yeri gelmişken bir başarı hikayesinden bahsedeceğim.

Kahramanlarımız eğitimci baba ile okulumuzun atom karıncası sevgili oğlu...

Onlar için kitap okuma sevgisi ve okuma alışkanlığı vazgeçilmez bir tutku...Baba- oğul gerçek iki sıkı kitap kurdu...

Kitap kurtları içinse kitaba dokunmak,kitabın kokusunu duymanın keyfi tarif edilemez;bunu ancak o tılsımı hissedenler bilir.

Bu yazımda okulumuz İngilizce öğretnmeni Atilla Bakırcıoğlu’nun kitap okuma sevdasını dile getireceğim..Bu tarifsiz aşkını sevgili oğlu Ali Arslan’a da aşılamış.

‘Akıl yaşta değil başta’ sözünün cuk diye oturduğu bir olayı paylaşmak istiyorum. Okulumuzun atom karıncası Ali Arslan halen dördüncü sınıf öğrencisi.Önümüzdeki eğitim-öğretim yılında ortaokula başlayacak.En büyük hobisi de kitap okumak.

Minik kitap kurdumuz,babasının kütüphanesinden Selçuklu Tarihi ile ilgili kalın ciltli bir kitabı izinsiz alır;üç günde de 400 sayfalık kitabı büyük bir zevkle bitirir.Sonra da kafasına takılan soruları babasına iletir.Atilla Bey bu haytalığa,sevinsin mi üzülsün mü şaşırır kalır.’Armut dibine düşer’ misali oğlunda kendisinin çocukluğunu görür.

Yazımın devamı pazartesi günü...