Kadın programları oldum olası dikkatimi çekmez. Reyting savaşları uğruna programlarda yarışmacıların küçük duruma düşürülmesi; birbirleriyle olan kavgalardan, seviyesizliğin prim yapması beni gerçekten düşündürürdü.
Son günlerde yaşanan rezillikler Türkiye’nin gündemine oturdu. İzdivaç programlarının rantı için ekranın ünlü sunucuları birbirine girdi. Yeni su yüzüne çıkan kavganın perde arkasından 'karakola çektirmeler, evlere haciz göndermeler, adam tutup yayın sabote etmeler, silah tehdidi ile video kaydı almalar, locadaki hamile gelin adayı’ iddiası gibi pislikler dökülüyor.. Evlilik programlarıyla ilgili tartışmada son perde de tanınmış bir haber spikerinin silah tehdidiyle komplo kurduğu iddia ediliyor.
İzdivaç programlarında görev alan Psikoterapist Lütfü Kaan Özdemir, perdenin arkasındakileri görüp istifa eden bir isim. Özdemir'i istifaya götüren süreç, 'kurgu'yu ve etik dışı arka planı görmesiyle başladı. .Özdemir: ‘Kimi meşhur olmak için çıkar. Zaten kimileri gerçekten evlenmek niyetiyle, kimileri meşhur olmak niyetiyle çıkıyor. Orada bir kameranın çektiği var, bir de set ekibinin yaptıkları var. Orada "cast" tan (oyuncu ajanslarından) gelenler var, reyting için yapılan 'ekstra faaliyetler' var. Yapımcı ve yönetmenler her şeyi görüyor. Katılımcıların algısı dar olduğu için sadece kameranın çektiğini görüyor. Oraya gelen çoğu vatandaş sadece vaat ettiği güzellikleri görüyor. O da geçici bir güzellik kalıcı değil" diyen Psikoterapist Lütfü Kaan Özdemir kirli ticareti gözler önüne seriyor.
Bu tür evlendirme programları Türk aile yapısına ve toplumun ahlak anlayışına zarar veriyor. İnsanlar resmen pazarlanarak, aile anlayışımız ve yapımız yozlaştırılıyor…
RTÜK bu çirkinliklere ne zaman dur diyecek merak ediyorum?