Dünyanın sakinlemeye niyeti yok! Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak kabul etmesinin ardından bu yorumu rahatlıkla yapabiliriz. Konuyla ilgili doğru bir yorum yapabilmek için tarihin tozlu sayfalarının açılması gerektiğini düşünüyorum.

Birinci Dünya Savaş'ının ardından kapitalizmin doğduğu yer olan Avrupa'da birçok devlet birbirleriyle olan ticareti kesti. Özellikle Alman ekonomisi çok zor günler geçirdi. Almanya'da ekonomide söz sahibi olan kesim Alman ırkı değil Yahudiler oldu. Bunun üzerinde Alman tüccarlar ekonomide tekrar söz sahibi olmak istiyorlardı. Bunun için Yahudilere yaptırımlar yapılması gerektiğini düşündüler. Bunu yapabilecek tek kişiyi de, Adolf Hitleri, bugün halen pişmanlık duydukları bir kararla ülkenin başına geçirdi. Hitler'in zulmüne dayanamayan, elinde parası olan Yahudiler de Birinci Dünya Savaşı'na, sonradan da olsa katılmış olmasına rağmen, en az zararla çıkan ve büyüyen bir ekonomiye sahip olan Amerika'ya attılar kendilerini. O zamanlar Avrupa devletleri ticari işlerini henüz savaş öncesindeki haline getirememişti ve taleplerini Amerika karşılıyordu. Burası Yahudiler için iskan edilecek en iyi yerdi. Dünya'da söz sahibi olmaya başlayan Amerika'yı arkasına alan Yahudiler yıllardır özlemini duydukları topraklara gitmek için can atıyordu ve nihayet İkinci Dünya Savaş'ının ardından büyük bir yıkımda olan dünyada İsrail'in kurulmasına tepki gösterecek hiç büyük devlet kalmamıştı ve takvimler 1948'i gösterdiğinde İsrail kuruldu.

Şimdi gelelim Kudüs'ün durumuna. Kudüs Yahudiler için önemli olduğu kadar Hrıstiyanlar ve Müslümanlar için de önemli. Hristiyanlar uğruna defalarca binlerce kilometre yolu göze alarak Haçlı Seferleri'ni gerçekleştirdi Kudüs için. Müslümanların ilk kıblesi, Hz. Muhammed'in miraca yükseldiği yer. Yani bizim için kadim bir şehir. 

Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımak Trump'ın dediği gibi barışı getirmez. Bu düşünce karardan sonra Kudüs'te yaşanan olayları emare olarak kullandığımızda ne kadar doğru olduğunu gösteriyor. Zaten Trump'ın bu kararı yanlış bulan yalnızca biz değiliz. Papa'dan tutun da Yahudilere kadar bu kararın ne kadar yanlış olduğunu söyleyenlerin sayısı epeyce fazla. Peki bu karar neden verildi? Neden şimdi? Gelin bir de bu sorulara yanıt arayalım. 

Gelişmiş ülkeleri gelişmiş yapan şey gelişmemiş ülkerin gelişmemiş olmasıdır. Gelişmiş ülkelerin dünyada gelişmiş ülke olarak kalabilmesinin yolu başka ülkerin gelişmesini önlemektir. Orta Doğu ülkeleri bu kadar çok kaynağa sahip olmasına rağmen, 1970'lerde petrol şokunun yaşanmasına sebep olmasına rağmen neden bir Amerika olamıyor? Çünkü bunu Amerika istemiyor. Orta Doğu'da eski etkinliğini kaybeden Amerika, Yahudi lobisinin baskıları, Trump'ı destekleyenlerin azalması sebepleri birleşince tekrar eski etkinliğe kavuşmak için Orta Doğu'ya yeni bir ateş attı.

Bu ateşi söndürmenin tek yolu; bütün dünyanın birleşerek ortak tepki göstermesi ve bazı yaptırımlara gitmesi. Bakalım ilerleyen günlerde “bana dokunmayan yılan bin yaşasın mı denilecek, yoksa o yılana artık bir dur mu denilecek. Bunu da zaman gösterecek…