Türk spor tarihinde engin, Türk spor geleneğinde zengin bir yere sahip olan güreş sporu, insanlık tarihi kadar eski bir geçmişe sahiptir. Bütün sporların prototiplerinde olduğu gibi, güreşte eski devirlerde savaşa hazırlık amacıyla yapılmaktaydı. Eski Türklerde de bu amaç var olmakla birlikte özel ve genel toylarda (şenlikler/ merasimler), yuğ (yas) merasimlerinde, pazar ve panayır yerlerinde, yaylada konup göçüşlerde ve her türlü buluşma ve kaynaşma yerlerinde yapılmıştır.

Diğer bir bakışla güreş, Türkler de siyasi ve askeri, dini, sosyal ve kültürel birçok fonksiyonların yerine getirilmesinde en önemli aksiyonlardan biri olmuştur. Ayrıca, sosyo-kültürel ve sosyo-ekonomik yapı ve yaşayışında ayrılmaz bir parçası görünümünü almıştır. Dolayısıyla sosyal bütünleşmeye ve sosyalleşme sürecine de büyük katkılar sağlamıştır. Böylece eski medeniyetlerin hemen hepsinde görülen güreş sporu, hiçbir zaman Türklerde ki kadar çok yönlü fonksiyonları icra etmemiştir (Balgambayev,1981).

 Bu tarihi perspektif ile güreşimize bir göz attığımızda hayatımıza ne denli girdiği net bir şekilde görülebilir. Başa Güreşmek, meydan okumak, el ense çekmek, rakibi köprüye getirmek, Hodri meydan, Pehlivan yapılı, kılçık atmak, tırpan atmak, kafakola almak, meydanı dar etmek, paça kaptırmak, paçayı kurtarmak, meydanı boş bulmak, tuşa getirmek, pehlivan gibi maşallah, kaçak güreşmek, paçayı sıyırmak, ali Cengiz oyunu, yenilen pehlivan güreşe doymaz, zurnada peşrev olmaz, açık düşürmek, topuk kesmek, zor oyunu bozar ve daha nice deyimler ile hayatımızın içine sirayet eden tek spor branşıdır. Hiç unutman bir siyasi liderimiz le yapmış olduğum geniş bir söyleşide o lidere sorum şu olmuştu: Güreş mi daha zor, siyaset mi? Cevap ise: Siyaset çok daha zor çünkü güreşin her türlü kuralı var insan ona göre savunma sergiler, fakat siyasette kimin ne zaman nereden çelme takacağı belli olmaz. O nedenle siyaset çok daha zor diye bir cevap vermişti. Son söz olarak deyimler, atasözleri ile hayatımızın akışına yerleşen güreş asırlar boyu Türk milleti olarak bizim gözbebeğimiz idi. Bundan sonra da öyle olacak. O nedenle Güreş  bir marka. Ona iyi sahip çıkalım ona gözümüzün bebeği gibi bakalım ve koruyalım. Çünkü spor tarihimizde dünyada  en büyük başarıları kazandığımız tek spor branşı odur.