Yaşar Doğu, her iki stil güreşte şampiyon olmuştur. En iyi dönemlerinde İkin­ci Dünya Harbi yüzünden müsabakalara katılamamış, şayet katılabilseydi; Dünya rekoru kırılamayan Türk güreşçisi olabilecek kapasiteye sahip bir sporcuydu. Sa­vaş yılları, onun kayıp devri oldu. Üç farklı sıklette şampiyon olma başarısı göste­ren Doğu, ayrıca 1952 (Helsinki) Olimpiyat oyunlarına Nasuh Akar, Gazanfer Bil­ge ve Celal Atik’le birlikte Burhan Felek başkanlığındaki Milli Olimpiyat Komite­si tarafından “Profesyonel” ilan edilince Olimpiyatlara katılamamış ve memleketi­miz altın madalyalarından mahrum kalmıştır. Yaşar Doğu’da sadece kuvvet değil, inanç, çalışma, maçcılık kabiliyeti, kazan­ma azmi ve milletini temsil şuuru, onun fizik kuvvetine bir kuvvet daha ekliyordu. Yaşar Doğu minder içerisinde güreşi en güzel idare etme özelliğine de sahipti. Rakibini kendine uydurabilen, almış olduğu puan bir puan dahi olsa asla rakibine puan vermeden idare edebilen ama daha çok tuş ile sonuca ulaşma gayretinde olan bir sporcuydu. Çok ayrı ve müthiş bir güreş anlayışı vardı. Isınma ve çalışmaya başlaması; herkesten evvel çalışma yerine gelen Doğu, abdestini alıp mindere çıkar, ısınmaya başlayıp antrenörünü beklerdi. Çalışmalarında müsabaka gibi antrenman yapar, rakibini yıldırmayınca asla bı­rakmazdı. Sporda bir yere gelmek için, büyük başarılara imza atabilmek için, günlük ça­lışmalara da müsabakalara gidiyormuş gibi konsantre olurdu.

 Çalışma Temposu

Deneklerden ve yazılı kaynaklardan elde edilen bilgiler, Yaşar Doğu’nun yük­sek çalışma temposuna sahip olduğu, üstün kuvvetinin de bu tempo ile birleşmesi sonucu kazanmasının kolaylaştığını, göstermektedir. Bu konuda, şu ifadeler daha açık olarak ortaya koymuştur “Aynı tempoda yorulmadan usanmadan çalışırdı.” “Minderi kutsal görür, ona göre çalışırdı. Çalışmayı inancın ve ibadetin bir par- çaşı gören, şampiyon olmanın iyi çalışma sonucunda elde edileceği bir kez daha ortaya çıkmıştır.  Teknik Ve Taktik Çalışması Yaşar Doğu, güreş tekniklerinin hepsini uygulayabilen kuvvetli bir güreşçiy­di. Her yaştan güreşçinin değişik tekniklerini çalışmalarında uygulayarak hatasız yapmaya çalışırdı. Mesela: “Aşırtma” oyunu deve güreşlerini seyrederken onlar­dan öğrendiği bir oyundur. Bu tekniği antrenmanlarda çok defa uygulamış olma­sına rağmen taktik olarak sadece rakibini yenmeyi ve kazanmayı hedeflediği için riskli oyunları müsabakalarda tercih etmezdi. Oyunların kazanmak için yapılacağını ve yapılan teknikle müsabaka kazanılıyorsa başka oyunların yapılmasına gerek olmadığını her fırsatta dile getirmiştir.

 Antrenman Dışında Tutum Ve Davranışları

Antrenmanları biter bitmez evine dönüp dinlenir, çocuklarıyla ilgilenir, zihnen de devamlı güreşle meşgul olurdu. Zaman zaman çok sevdiği Türk Sanat Müziği dinlediği öğrenilmiştir.

Arkadaşlarıyla çeşitli sanat müziği gazinolarına, konserlere ve tiyatroya gittiği, İsmet Atlı ve diğer mülakat yapılan deneklerin ifadelerinden anlaşılmıştır. Güzel, tertemiz giyinir, hayatı boyunca ağzına hiç içki koymazdı. Folklorumu­zu ve Türk Müziğini çok sevdiğinden, ekseri gazinolara, tiyatrolara gider, konser­leri hiç kaçırmazdı. Yaşar Doğu’nun “Güzel Müzik bütün yorgunluğumu alıyor.” Dediği de ilgili mülakatlardan anlaşılmıştır

 Müsabakalar Çıkış Hazırlığı

Yaşar Doğu, bütün müsabakalarına çıkarken rakibinin kim olduğuna bakma­dan hazırlığını yapar, kendinden emin olurdu. Zihnen hazırlıklarına müsabaka ön­cesinde başlar, mindere çıkmadan önce kimseyle konuşmayıp konsantre olurdu antrenmanlarda olduğu gibi müsabakalara çıkarken de mutlaka abdestini alır, iki rekât namazını kılar, duasını eder ve güven dolu bir halde mindere çıkardı. Anlaşılacağı üzere, riske girmeyen, bilhassa sarma ve burgu ile rakibini tuş eden, yüksek tempoda birkaç rakibi ardı ardına yenebilen bir güreşçi olduğu ifade edil­miştir.