"Bir gül bir dikene muhtaç olmaz. Bir diken bir gül için bahçeden kovulmaz."

Oysa diken de gülün bir parçasıdır, gül de dikenin bir parçası. İkisini bir bütün kılan, birbirlerine olan katkılarıdır.

Diken olmadan gülün kıymeti bilinmez. Gül olmadan da dikenin kuvveti görülmez.

Birbirinden ayrı olan değerler, belki kıymet arz etmese de birbirleri ile bütünlük sağladıklarında önem teşkil eder.

"Gül ruhtur. Diken akıl. Gülün gölgesinde yürüyen aklın peşine takıl. Gülden uzak diken, ruhtan uzak akıl olur yalnızca kıyıya vurmuş çakıl. Çakılda da vardır bir akıl. Ruhtan uzak olduğu için olmuştur çakıl. Ne acayip bir şeydir bu akıl." derlemesi gülün diken, ruhun akıl ile bütünlüğünü ele almaktadır.

Gül, ne de güzeldir. Güldüğü için özeldir. Özel olduğu için güldür.

Gül dündür. Gül gündür. Oysa diken yarındır ve ayrıca yarından sonrasını işaret edendir.

Dünü, günü, yarını ve yarından sonrasını ele aldığımızda ortaya çıkan bütünlük gül ve dikendir.

Bu derlemeden yola çıkarak hayata bir renk katacaksak eğer, yapmak istediğimiz her ne olursa olsun mutlak suretle ruhtan ruhsat alıp akıl ile yapıya yönelmeyi önermektedir.

Akıldan yoksun bir değer, nihai sonuca ulaşamayacağı gibi ruhtan mahrum bir değerde tek başına bir şey ifade etmez.

O vakit ruh ve akıl bütünlüğü ile bakarak şekil vermemiz gerekir hayata.

Ruh duygusu dizginler, akıl dürtüyü törpüler.

Dingin bir duygu ile törpülemiş bir dürtü insana düşünmeyi, akletmeyi, sorgulamayı, istişare ile karara varmayı ve huzuru temin eden merhameti sunar.

Bu minvalde bir hayat dünü huzurlu, bugünü mutlu, yarını umutlu ve yarından sonrasına emin bir şekilde bakmayı sağlar insana.

Bu güzel değerlerin sembolü güldür. Gülü güldüren mihenk dikenidir.

Sizi bir gül olarak düşünürsek, gülmenize vesile olan mihenk olan diken nedir?

Serdar Bozdoğan

Stratejist - Yazar