Uykuların beni terk ettiği

Gecenin sabaha döndüğü çok erken saatlerdeyim

Gecenin alacakaranlığını, sabaha dönen saatin ise sessizliğini kendime ortak etmişim

Sessiz sedasız haykırışlardayım…

Belki “Yasemin ” çiçeğini koklayamadan geçen günlerin yasındayım…

Elimde; yüreğimin sessiz çığlıklarını beyaz bir sayfaya aktaracak olan sadık bir dost,

Beden; hummalı bir çalışma içinde, her kafadan bir ses…

Duygular ayakta, kalp kendince bir ritimde, kelimeler bu ritimden ayrı bir dansta

Zavallı kalemim!!! Durumu yürekler acısı; hangisinin dediğini not alacak şaşkın!

Bir bardak suya sıkılmış yarım limon yetişiyor imdada…

İçim bir nebze olsun ferahlıyor, kalbim normal atışlarına dönüyor,

Sıra kelimeleri puzzle gibi yerli yerine koymada…

Sonrası mı?

Bol köpüklü sade bir Türk Kahvesi eşliğinde kelimelerin ahengi ve

Ortaya çıkacak olan manzaranın seyrine oturmakta…

Dilimde ise bir şarkı…

“Kimleri Sevdik Kimleri Sildik Kimlerin Peşine Düştük Genç Ömrümüzde Yüz Göz Olduk Yar Seninle Sözümüzü Esirgemez Olduk Gençliğimi Geri Verseler Bu Kez En Çok Kendimi Severim…”