Merhametin, karşılıksız ve sınırsız insan sevgisinin yanı sıra sonsuz hoşgörünün evrensel adı: Hz. Mevlana...

Hayata ve insanlara bakışıyla sadece İslam âlemini değil, tüm insanlığı kendisine hayran bırakmıştır. UNESCO, Mevlana’nın doğumunun 800. yıldönümü nedeniyle, 2007 yılını Mevlana ve Hoşgörü Yılı ilan etmişti.

Mevlana, bugün Afganistan sınırları içerisinde yer alan Horasan yöresinin Belh şehrinde 1207 tarihinde doğmuştur. Asıl ismi Muhammed Celaleddindir. Mevlana ismi efendimiz anlamına gelmektedir. Hoşgörünün simgesi Mevlana Hazretleri, 17 Aralık 1273 günü Hakkın rahmetine kavuşmuştur.

Mevlânâ Celaleddin-i Rumi‘nin ölüm yıl dönümlerinde 17 Aralık tarihlerine denk gelen haftalarda Şeb-i Arus Törenleri yapılmaktadır.

Şeb-i Arus kelimesi “Düğün Gecesi” demektir. Mevlana ölüm gününü “Hakk’a vuslat” yani “Yaradana Kavuşma” (Düğün Günü-Gecesi) saymıştır, “Herkes ayrılıktan bahsetti, bense vuslattan” der. Ölüm Mevlana için kişinin aslına dönüşü, kaynağının ilahi bir cevher olması nedeniyle “Allah’a dönüş” olarak yorumlar. Ölüm, Müslümanlık öncesi Türklerde de aynı şekilde ifade edilir.

Hz.Mevlana'nın eşşiz sözleri... Her bir sözünde derin anlamlar bulunan, onun güzel ve ruhumuzu yakan sözleri ...Günümüzde insanlığın Hz. Mevlana'nın sözlerine ihtiyacı var... İşte o insanın içine nakış nakış işleyen sözlerden birkaçı...

Sevgide güneş gibi ol, dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol, hataları örtmede gece gibi ol, tevazuda toprak gibi ol, öfkede ölü gibi ol, her ne olursan ol, ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol

İnsanların en hayırlısı, insanlara yararı olandır. Sözün en hayırlısı, az ve anlaşılır olanıdır.

Ey İnsan! Kaf Dağı kadar yüksekte olsan da, kefene sığacak kadar küçüksün. Unutma her şeyin bir hesabı var; üzdüğün kadar üzülürsün.

Eğer sen, can konağını arıyorsan, bil ki, sen cansın. Eğer bir lokma ekmek peşinde koşuyorsan, sen bir ekmeksin. Bu gizli, bu nükteli sözün manasına akıl erdirirsen, anlarsın ki, aradığın ancak sensin sen.

Her şey üstüne gelip seni dayanamayacağın bir noktaya getirdiğinde, sakın vazgeçme! İşte orası kaderinin değişeceği noktadır.

Bakın! Toplumsal bunalımların, kavga ve dövüş ortamının tek ve en güçlü doğuş sebebi sevgi eksikliğidir. Bunun en doğru tedavi yolu ise sevgiyi aramak, yaşamak, uygulamaktır. Hoşgörülü olursanız seversiniz. Sevilirsiniz. Karar verirseniz ve de bu yolda çalışırsanız her şeye ulaşırsınız.

Medeniyetin ve demokrasinin beşiği olduğunu iddia eden Batı toplumlarının bu özlü sözlere ihtiyacı var. Bu seslere biraz kulak verseler dünyamız ne güzel olurdu değil mi?