Son günlerde yaşanan iki olay yine kafalarımızı karıştırdı.Kronik bir hastalığı yeniden nüks ettirdi: İslâmofobi ve Türk düşmanlığı...

Varan 1: Fransa’da, eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin de aralarında bulunduğu 300 Fransız yazar ve siyasetçi "şiddet ve Yahudi düşmanlığı yaydığı" iddiasıyla Kur'an-ı Kerim'den bazı ayetlerin çıkarılması ile ilgili bir bildiri yayınladı

Varan 2 : 1915’teki Çanakkale Zaferi temsili, İsviçre’de krize yol açtı. İsviçre'de bir okulda Çanakkale zaferini canlandıran Türk çocuklar, İsviçre medyasının hedefi haline geldi.

Aslında bu iki fotoğrafa iyi bakmak gerekiyor. Kendimizi kandırmayalım; Batı cephesinde yeni bir şey yok!.. Bazı değer yargılarını değiştirmek mümkün değil.

Uluslararası olaylar, sadece ulusal çıkarlarla örtüşmüyor... İtiraf edelim; dini ve kültürel boyutlar her zaman daha belirleyici oluyor.Avrupa Birliği hikayemize baktığımızda bunu daha iyi görüyoruz.

Kısacası ‘Ağzımızla kuş da tutsak hiçbir zaman Batı’ya yaranamayız’.

‘Ağzınla kuş tutsan nafile’ deyimi halk arasında çok kullanılır.Bu zeka ürünü sözün bir de yaşanmış hikayesi varmış. Okuduğumda oldukça şaşırdım; paylaşıyorum....

Osmanlı Devleti'nin güçlü zamanlarında Fransa ile iyi ilişkiler kurulmuştur. İspanya Kralı'nı ezmek için Osmanlı'ya yakın duran Fransa, Osmanlı Padişah'ını en büyük hükümdar olarak tanımıştır. Akdeniz'de Osmanlı bayrağı çekerek, Barbaros'un emrine giren Fransız donanması gibi, Fransız ordusu da Osmanlı desteğine sığınmıştır.

Birgün Topkapı Sarayı'nın arz odasında huzura kabul edilmeyi bekleyen Fransa elçisi, kızlar ağasına işinin önemli ve acele olduğunu anlatamamış ve içeri alınmayı bir türlü başaramıştır.

Fransa elçisinin ısrarları ve ricaları üzerine kızlarağası sabırsızlıkla bekleyen elçiye şu cevabı vermiş:

-Siz ne laf anlamaz adamlarsnız yahu! Padişahımız bugün çok hiddetli. Demincek bir Frenk hokkabaz burada idi. Adamcağız ne hünerlerini gösterdi. Külahının altından tavşanlar çıkarttı. Alev alev yanan demir çubukları ağzında söndürdü. Sekiz arşın uzaktaki iğneye iplik taktı. Havaya bir kuş uçurdu. Uçan kuşa birşeyler söyledi. Kuş gelip ağzına kondu, o da ağzıyla yakaladı. Padişah onu bile kovdu. Sen ağzınla kuş tutsan bile bugün huzura çıkamazsın.

Yazımın devamı cuma günü...