Toplumun gözü kulağı ve sesi olan basın mensuplarımız, ilkeli ve dürüst yayınları yaptıkları kadar araştırılmadan bir olayı manşet yaptıklarında, onarılmaz yaralar açtıklarını da duyarız. Kamuoyunu aydınlatan kalemlerin bazen bir aileyi asılsız bir haberle darmadağın ettiğini de yaşayarak görüyoruz. Yaşanmış bir olayı içim buruk bir şekilde paylaşıyorum:   1994 yıllarıydı… Kırşehir’de bulunan Türkiye'nin mantar ihtiyacının yüzde 65'ini karşılayan Türktur mantar fabrikası, il daimi encümeninin aldığı kararla satılmıştı. Fabrikanın en büyük hissedarı Kırşehir özel idaresiydi. Satış şartlı olarak gerçekleştirildi. Türktur mantar üretim tesisi olarak faaliyetine devam edecek, adının değiştirilmemesi, halen çalışan 100 işçinin haklarının korunması, satışta güvence altına alınmıştı.Fabrikayı satın alan iş adamı benim arkadaşımdı. Babasının yurt dışındaki 30 yıllık emeği sonucunda kazanılan gayrimenkullerini satarak ,mantar fabrikasını 7 milyar 200 milyon liraya almışlardı. Ayrıca yurt dışındaki yakınlarından borç para almışlardı. Fabrikanın yönetimini aldıktan sonra fabrikanın işçilere ve piyasaya olan borçlarını ödemeye başlamışlardı. İşler yolunda giderken tanınmış bir televizyon programcısı fabrika satışından ‘vali rüşvet aldı’ iddiasını ortaya attı. O zamanın en çok satan bir gazetesi de aynı haberi manşet yaptı. Olay Türkiye'nin gündemine oturmuştu. Arkadaşımın iş hayatı ve özel yaşamı altüst olmuştu. Olayın büyümesi bankaların ve piyasaların iş adamımıza bakışını değiştirmişti. İşletmeyi çalıştırmak için paraya ihtiyacı vardı. Nakit ihtiyacını sağlamak isterken tefecilerin eline düşmüştü. Zaman geçtikçe işler daha kötü gidiyor, tefecilere borçları artıyordu… Aradan aylar geçti, işin iç yüzü ortaya çıkmıştı. Arkadaşımı mantar fabrikasını almaya teşvik eden danışmanı yüklü miktarda satıştan hisse istiyor, talebi karşılanmayınca basın kuruluşlarına yolsuzluk iddiaları var diye şikayet ediyor. İşin işinde vali söz konusu olunca olay medya tik oluyor... Gerçekler ortaya çıkınca tanınmış televizyon programcısı ve ünlü gazete özür diliyordu… Ama arkadaşım için çok geçti… İflas etmişti… Babasının ve kendisinin onurları ve yılların birikimleri yok olmuştu…