Son araştırmalar Türkiye nüfusunun % 8.2'sinin 65 yaş ve üzerinde olduğunu belirtiyor. Bu şu demek: Türkiye'nin akıllı ve sağlıklı yaşlanma konusunda acilen sağlık politikaları geliştirmesi gerekiyor. Nüfusumuz rakamlarda Avrupa’dan genç görünse de hızla yaşlanıyoruz. İlerlemiş demans, kronik depresyon, Parkinson hastalığı, damar tıkanıklığı ve şeker hastalığı gibi yaşlılıkta çok sık görülen sağlık sorunlarının hem tedavi maliyeti yüksek, hem sonuçları yüz güldürücü değil. O yüzden sağlıklı yaşlanmamız ve aktif biçimde hayatın içinde olmamız gerek. Eğitimli ve ekonomik düzeyi iyi kesimler de yaşlanmaya iyi hazırlanmıyor. Spor yapmak, iyi beslenmek, yaşlanma karşıtı ürünler ve yaşam biçimi aktif yaşlanmak anlamına gelmiyor. Buna ruhsal olarak hazırlanmak, ekonomik plan yapmak, iş yaşamını mümkün olduğunca uzun sürdürmek, emeklilikten sonra da sevilerek sürdürülecek farklı bir çalışma yaşamı oluşturmak, sosyal ilişkileri, görev ve rolleri arttırmak, öğrenmeyi bırakmamak, zihni aktif tutmak, bağımsız yaşama ilkesine bağlı kalmak gibi konular oldukça önemli. Ürkütücü bir araştırma raporunu da değinmek istiyorum… Dünyada yaşlılar arasında intihar oranlarının diğer yaş gruplarına göre 1.5 kat daha yüksek olduğu belirtiliyor… Türkiye'de son yıllarda yaşa özel intihar hızının en yüksek 80 yaş üzeri erkeklerde olduğu saptanmış. Bu oran, bazı Avrupa ülkelerinden daha yüksek...Gerekçe olarak da erkeklerin genel anlamda psikiyatrik yardım almak konusunda kadınlardan daha geride olduğuna bağlanılıyor. Bu farkın yaşla birlikte artarak, intihar oranı yaşlanma ile birlikte kadınlara oranla daha yüksekmiş... Yine bir araştırma raporu...2050 yılında Türkiye’de, 14 milyon kronik hasta, engelli ve bakıma muhtaç yaşlısı olması bekleniyor. Bu yaşlıların bakımı ve sağlık sorunları için devletin çok büyük bütçeler ayırması gerekecek.İlerde emekli maaşlarının ödenememesi sorunlarıyla karşılaşabiliriz. Yaşlılıkta beklenen sorunlara en güzel çözüm yolu;40 yaşından sonra, sağlıklı ve akıllı yaşlanma...