Batı Asya Araştırmaları Enstitüsü (BAAE) Başkanı Prof. Dr. Mahmut Yardımcıoğlu, kamuoyunun yanında, son zamanlarda siyasetin de gündemine oturan ve halk arasında üç harfliler diye bilinen zincir marketlerin yeni yasal düzenlemelerle sınırlandırmalara tabi tutulması gerektiğini dile getirdi.  Şehir ve ülke ekonomisine katkıdan ziyade küçük ve orta ölçekli esnafı bitiren ticaret anlayışıyla ekonomiye ciddi zararları olan zincir marketlerin, her ürünü satmalarına müsaade edilmemesi gerektiğini kaydetti.

“KÜÇÜK ESNAFIMIZI ZİNCİR MARKETLERİN İNSAFINA BIRAKMAMALIYIZ”

Yardımcıoğlu, “Tek hedefi para kazanmak olan, halk arasında üç harfliler diye bilinen malum zincir marketlerin, küçük ve orta ölçekli esnafa verdiği zararı bir ana önce dikkate almalıyız. Kendi aralarındaki sermaye gruplaşması nedeniyle tekelleşemeyen bu üç harfliler, her şehrimizi, her ilçemizi, her mahallemizi kendi aralarında pay edinmişler. En az tekelleşme kadar tehlikeli bir ticari ittifak oluşturan bu üç harfli zincir marketler, maalesef ki küçük esnafa nefes aldırmamaktadır. Vergileriyle devletimizi ayakta tutan küçük esnafımızı, üç harfli ve aynı zihniyete sahip zincir marketlerin insafına bırakmamalıyız. Ellerindeki sermaye gücü ile küçük esnafın rekabet şansını elinden alan bu zincir marketler, her şeyi satmamalı” dedi.

“10 MİLYON VATANDAŞIMIZ ESNAF İŞLETMELERİNDEN GEÇİNİYOR!”

Ülkede yapılan ticaretin kaymağını zincir marketlerin yediğini vurgulayan BAAE Başkanı Yardımcıoğlu, şöyle konuştu: “Ülkemizde 30 Kasım 2022tarihi itibariyle esnaf sayısı 2 milyon 137 bin 473 adettir. Ticaret odalarına kaydolmak durumunda kalmış işletmeler buna dâhil değildir. Bu insanların eş ve çocuklarını da hesaba katarsak ortalama yaklaşık olarak 10 milyon kişi bu esnaf işletmelerinden hayatlarını idame ettirmektedirler. Kamuoyunda üç harfliler olarak adlandırılan marketler zinciri piyasanın kaymağını yemekte ve asla yukarıda bahsettiğimiz sayıda bir kitleyi geçindirmemektedirler. Sınırlı sayıda insan bu marketler zincirinden çok büyük kârlar elde etmekte, orta ve alt kesime kazanılan bu ticareten zenginlik yansımamaktadır.”

“ELLERİNDEN GELSE DÜNYAYI SATACAKLAR!”

Üç harfli zincir marketlerin ürün yelpazesinde her şey bulunduğunu aktaran Yardımcıoğlu, bu durumun stokçuluk ve dengesiz fiyat artışlarını da beraberinde getirdiğine dikkat çekti. Yardımcıoğlu, şu açıklamalarda bulundu: “Bir üç harfli markete ve benzeri bir yapıya girdiğinizde içeride elektrikli süpürge, derin dondurucu, soba, mikser, telsiz telefon, cep telefonu hatta kontör bile satılmaktadır. Domatesle muz ve yanında da şemsiye, şezlong var, ütü var. Bazen tekne sattıkları da oluyor. Ellerinden gelse dünyaları satarlar. Bu bahsettiğimiz zincir marketlerin ülke genelinde toplamda en az 30 bin şubesi var. Her bir üründen her şubeye 1 tane ayırsa direkt stokçuluk yapmış oluyor. Bu ürünleri raflara koymayıp 2 gün bekletse iki gün sonra iki katı fiyatına satıyorlar. Bunun en güzel örneğini sıvıyağda gördük. Fiyatları bir günde üç katına çıkardılar. İnsanlar sıvıyağ diye kırılırken; devletimizin valileri, görevlileri bunların depolarında sakladıkları yağları bulmadılar mı? Şimdi ticari ahlaksızlarına bakıp pişman olacaklarına, stokçularını ortaya çıkaran devletimizin valilerine diş biliyorlar. Tüm bunlar karşısında Türk milleti size ‘hadi be oradan’ dese yine az olur.”

“EKMEĞİ YALNIZ YİYEN, KENDİRİ DİŞİYLE ÇEKER”

Zincir marketlerin her ürünü satmasının önüne geçecek yeni yasal düzenlemeler getirilmesi tavsiyesinde bulunan Yardımcıoğlu, aynı zamanda stokçuluk ve fahiş fiyat artışları yapan zincir marketlerin yıllık cirolarının yarısı veya yıllık ciroları kadar ağır ceza seçeneklerinin caydırıcı tedbirler olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

Yardımcıoğlu, şunları kaydetti: “Bu memlekette bir takım mal ve hizmetleri de esnaf denen insanlar ve işyerleri satsalar ve onlar da hayatlarına olumlu katkı sağlasalar kıyamet mi kopar kardeşim? Her şeyi siz satmak zorunda mısınız zincir marketler? Bu kazanım süreci sizi daha zengin ve ülke insanını daha fakir hale getirmektedir. Ve bu asla sürdürülebilir değildir. Bu yaptığınız; ‘hepsini ben kazanayım’ anlayışı, önce milleti ve esnafı ve en sonunda da sizi ve içinde bulunduğumuz güzel ülkeyi mahvetmekten başka bir işe yaramayacaktır. İşte o gün ekmeği yalnız yiyen sizler ceremeyi de yalnız çekeceksiniz. Çünkü ekmeği yalnız yiyen, kendiri dişiyle çeker.”

Editör: Didem Kayabaşı