Bugüne kadar sportif olarak birbirinden önemli başarılara imza atan ve kentte açtığı fitness salonu ile zayıflamak veya kilo almak isteyenlere yardımcı olan Müjgân Paçacı, yine güzel bir başarı hikâyesinin altına imzasını attı. Bu kapsamda Paçacı, İzmir’de üniversite öğrencisi olan Kahramanmaraşlı Zehra Betül’ün zayıflamasına yardımcı oldu. 50 günlük sıkı bir programın ardından Betül’e tam 14 kilo verdiren Paçacı, başarısının sırrını Manşet Gazetesi’ne anlattı.

ANTRENMAN ARTI DOĞRU BESLENME YOLUNU İZLEDİK”

50 günlük başarı serüveninde izledikleri yolu anlatan Paçacı, “Öğrencim 19 yaşında İzmir’de sağlık okuyor. Yaz tatili dolayısıyla Kahramanmaraş’a geldiğinde gelmişti yanıma. Hatta iki kardeş birlikte geldiler. 50 günlük bir çalışma süreci gerçekleştirdik ve toplamda 14 kilo verdi. Şuan öğrencimin gardropunda ki eski kıyafetlerinin hiçbir kendisine olmuyor. Yeni dönemde okula giderken gardropunu komple yenileyip gitti. Biz bu 50 gün içerisinde antrenman artı doğru beslenme yolunu izledik. Diyet değil doğru beslenme. Bizim buradaki farkımız koşu bandı ya da bisiklet gibi spor aletleri değil makine bile kullanmıyorum, tamamen fonksiyonel çalışıyorum. Yaptırdığım antrenmanlar Türkiye’de başka hiçbir salonda yok çünkü 30 yıllık spor hayatı tecrübemi kullanarak oluşturduğum bir çalışma şeklidir. Bu 30 yılın içerisinde benim gördüğüm bir şey de şudur: bir vücudu fit yapabilmek için tek bir branş asla yeterli değildir. İşte benim de öğrencilerime uyguladığım antrenman şekli bürün branşaların içinde bulunduğu karma bir şekildir. Fitness, step, pilates, aerobik, jimnastik gibi branşaların hepsi bu antrenman şeklinin içerisinde bulunuyor. Bu antrenman ile tepeden tırnağa bütün vücut aktif bir hal alıyor. Bu şekilde 1 saatlik çalışma sonucunda sanki 3 saat çalışılmış gibi efor harcanıyor. Antrenman sırasında bir hareket yaparken eğer o hareket tek bir kası çalıştırıyor tamamen zaman kaybıdır bizim için. Yaptığımız şey aynı anda birkaç kası birden çalıştırıyor olmalı ki daha hızlı sonuç elde edelim” dedi.

BURADAN AĞLAYARAK GİDİYORLAR”

Öğrencileriyle sadece salonda bulundukları 1 saatlik sürede değil günün 24 saati ilgilendiğini, psikolojik baskı ile sürekli kontrol altında tuttuğunu söyleyen Paçacı, “Sür antrenman adı verdiğimiz 1 saat süren tempolu ve en önemlisi eğlenceli bir süreç yaşıyoruz. İnsanlar burada benimle çalışırken bir saatin nasıl geçtiğini bilmiyor en önemlisi de sıkılmıyorlar. Buradan ayrılırken hepsi ağlayarak gidiyor. Bahsi geçen öğrencim de buradan ayrılırken ağladı. Ben artık bu tür vedalaşmaları kaldıramıyorum benimle vedalaşmayın diyorum ögrencilerime. Biz burda bir aile oluyoruz, antrenmanlarda hep iç içeyiz. Ögrencilerime sıkı takip yapıyorum, yeme içme konusunda kaçamak yapanlara tek tek soruyorum. Ben ögrencilerimi psikolojik bir baskıya maruz bırakıyorum, ben bunu yersem Müjgan hoca yarın bunun hesabını bana soracak diye sürekli düşünmelerini sağlıyorum. Dışarda yasaklı şeyleri yerken içerken sakın denk gelmeyin bana hiç utanmam sizi orada rezil ederim diyorum. Bana gelen ögrenci sonuç alsın istiyorum, ister zayıflasın ister zayıflamasın banane demiyorum. İnsanlar bu salona ne için geldiyse o olacak, ya zayıflayacaklar ya kilo alacaklar. Burada geçirdikleri 1 saat ilgilendirmiyor beni sadece geri kalan 23 saatlerini de takip ediyorum. Buraya sonuç isteyen gelsin çünkü ben de sonuç istiyorum. Benim disiplinime katlanıp dayanabile herkes gelsin. Göstermiş olduğum disiplinden asla taviz vermem ben” diye konuştu.

SPOR YAPARKEN BAŞKA BİR BOYUTA GEÇİYORUM”

Ögrencilerinin salonda bütün dert ve sıkıntılarını koparıp aldığını söyleyen ve verdiği motivasyon ile bütün zorlukların üstesinden gelinebileceğine inandıran Paçacı, “Buraya ilk gelen hiçkimse kararlı gelmiyor. Acaba zayıflayabilir miyim düşüncesi ile geliyorlar ben de onlara, beynine soru sorma emir ver diyorum. Zayıflar mıyım demeyeceksin, ben zayıflayacağım diyeceksin. Düşünce gücü ile zayıflama her şeyin başlangıç noktasıdır. İşte bu yüzden ben ögrencilerimin bir nevi beyinlerine de hükmetiyorum. Bana inanmalarını sağlıyorum öyle bir motivasyon sağlıyorumki kayıt aşamasındayken bile, hocam ben zayıflamış hissediyorum diyorlar. İlk geldikleri bir hafta kaytarabildiğiniz kadar kaytarın diyorum ben onlara kaytarın ki birden yüklenmeyelim ve vücut alışsın. Bir hafta adaptasyon dönemi geçiriyoruz ikinci haftaya başladığımız zaman işte şimdi bittiniz diyorum. O 50 günde 14 kilo veren öğrencim bir fotoğrafın altına, ağlayacak hale çok geldim ama Müjgan hocamın durma, kaytarma, yapabilirsin, başarabilirsin cümleleri ile hep devam ettim yazmış. İşte bu sayede hızlı sonuç aldık. Antrenman boyunca ben sürekli olarak konuşuyorum, bağırıyorum onları motive ediyorum. O esnada başka hiçbir şeyle ilgilenmemelerini ve düşünmemelerini sağlıyorum. Ben spor yaparken başka bir boyuta geçiyorum onları da kendimle birlikte götüyorum diyebilirim. Kendinizi bana bırakın kocaydı, kaynanaydı, ev kirasıydı, geçim derdiydi hiçbir şey düşünülmeyecek şu kapıdan içeriye girince hepsi dışarda kalacak diyorum. Öğrencilerimi ben tüm dert ve sıkıntılarından koparıp alıyorum. Psikiyatristler bile hastalarını bana yolluyor ve sonrasında hepsi bana teşekkür haberi gönderiyor. Çünkü burada hepsi kafa dağıtıyor. Eğlenerek çalıştıkları için hayata bakış açıları değişiyor. İnsan olduklarını hatırlıyorlar, kadın olduklarını hatırlıyorlar. Mesela buraya eşi için, çocuk tedavisi olmak için zayıflamaya gelen oluyor ama ben onlara her şeyin ilk önce kendileri olduğunu hatırlatıyorum, önce sen diyorum. Önce kendini düşün gerisini sonra düşünürsün, sen iyi olursan geri kalan her şey hallolur diyorum” ifadelerini kullandı.

SPOR YAPMAK İNSANLARIN ÖZGÜVENİNİ ARTTIRIYOR”

Son olarak zayıflamaya gelen bir ögrencinin babası ile aralarında geçen diyaloğu anlatan Paçacı, “Spor yapmak insanların özgüvenini arttırıyor hatta bazen öyle oluyor ki ukalalık derecesine bile gelebiliyor. Örnek verecek olursam bir baba geldi bana, ya hocam ben kızımın telli duvaklı gelin olduğunu görmek istiyorum ama gelen görücü kilolu diyip geri dönüyor nolur kızımı zayıflat ben onun gelin olduğunu görmek istiyorum dedi. O öğrencimde geldi çok güzel bir şekilde başladık ve mükemmel bir sonuç aldık. Sonrasında bu zayıflayanlar, beni kimse beğenmiyor diye üzülenler öyle bir al alıyor ki kendiler kimseyi beğenmemeye başlıyor. Ben seçilmem seçerim moduna geliyorlar. Spor sadece zayıflama ya da kilo alma amaçlı görülmesin spor bir yaşam biçimidir. Ben sporla aşk yaşıyorum. Bu yüzden vücuduma zarar verebilecek, tehlikeli olan hiçbir şeyle uğraşmıyorum. Kayağa gitmiyorum, dağ gezisi yapmıyorum çünkü benim bedenim çok önemli. Spor benim için ekmek gibi su gibi önemlidir. Sporun bana kazandırdıklarını gördükten sonra öyle vefalı dost bırakılır mı ya diyorum. Şuan insanlar Müjgan hoca ismini duyuyor ve biliyorsa ben bunu spora borçluyum” dedi.

HABER: TUĞÇE KAYAR

Editör: Mahmut Beyaz