Efsane Spor adamı Vedat Paköz:

Kahramanmaraş'ta özellikle amatör futbol takımları deyince, o Kulüplerin yaşaması için geçmiş yıllarda maddi manevi hep destek olan kişiler oldu. Amatör futbolunda da hala varlığını gösteren o cefakar başkanlar ve antrenörler günümüzde de varlığını sürdürüyor. Bu isimlerden bir tanesi ise Kahramanmaraş sporuna gönül vermiş spor adamı Vedat Paköz. Paköz, açıklamalarında 22 yıl boyunca spor mafyasıyla mücadele ettiğini belirtti.
 
Amatör futbol deyince ilk akla gelen, maddi manevi sıkıntılar, eksiklikler geliyor. Türkiye'nin her yerinde olduğu gibi Kahramanmaraş'ta da amatör futbola gönül vermiş, maddi manevi beklenti si olmadan yıllarını futbola adamış spor adamları geldi geçti. Yaz kış demeden toprak zemin üzerinde sağlığını hiçe sayıp bir futbolcu daha yetiştirebilirmiyim hayaliyle yanıp tutuşan bu camiada yer edinen spor adamları geçmişten günümüze hala o eski aşk ile varlıklarını sürdürüyor. Kimisi ebediyete intikal etti. Kimisi ise hala spor camiasi içinde ilk günkü aşk ile spor aşkını sürdürüyor. Özellikle bu spor adamları kendi isimleriyle değil de vatandaşlar tarafından hitap edilen lakaplarıyla tanınır. Kahramanmaraş'ta da adından söz ettiren ve başarısını tüm kente duyuran bu insanlar emeklerini bildiklerini ve taktiklerini yeni nesile aktarıyor.
 
SPOR ADAMI LAKABIYLA ANILIR
İşte Kahramanmaraş sporuna emek veren spor adamlarından öne çıkan isimler ise lakaplarıyla beraber şöyle anılıyor: Kemal Tepebaşı 'Tenekeci Kemal', Muhittin Duykal 'Bayım', Mehmet Kayabaşı 'Moruk', İbrahim Harmankaya 'Pala', Abdullah Taş 'Köylü Apo', Hüseyin Azgın 'Berber Hüseyin', Hasan Tandoğru 'Bıçakçı Hasan', Salih Fidan 'Kelle paça' lakapları ile anılıyorlar. Bunlar hemen akla gelen isimler. Elbette daha fazlası da var, futbolumuzun içinde... 'Muhtar' lakabı ile bilinen Sakaryaspor'un eski başkan ve antrenörlerinden Vedat Paköz. Paköz, tam 22 yıl boyunca Sakaryaspor'un hem başkanlığını, hem antrenörlüğünü yaptı. Futbolcu, antrenör ve yönetici olarak hizmet ettiği futbolda bugün iki adım geride hayalleri ve anıları ile yaşıyor. 22 yıl boyunca Sakaryaspor gibi köklü bir kulübün hem başkanlığını, hem antrenörlüğünü yapan Vedat Paköz, Manşet Gazetesi'ne spor geçmişini ve başarı öyküsünü değerlendirdi.
Kahramanmaraş Amatör Küme takımlarından Sakaryaspor'un geçmiş yıllarda hem antrenörlüğünü, hem başkanlığını yapan Vedat Paköz'ün spor ekibimize verdiği röportajın ayrıntıları şu şekilde:
 
Sakaryaspor'u kaç yılında hangi amaçla kurdunuz?
Sakaryaspor'u 1976 yılında ekim yada kasım ayında kurdum. O dönemde 5 tane Amatör Spor Kulübü vardı. Fidanspor, Kalespor, İdmanyurdu, 12 Şubat ve Maraşgençlikspor'du. Sakaryaspor renklerini isminden aldım. Sakarya mahallesinin ismini yaşatmak için kurduğumda renklerini s isminden alarak sarı-siyah renk olarak aldım. Gençlerimizi kötü alışkanlıklardan kurtarmak, topluma hayırlı insanlar yetiştirmek ve hemde fizik yapılarını muhafaza etmeleri için Sakaryaspor'u kurdum. Gençlerimizi bu maksatla hem işyerlerinde, hem evlerinde, hem okullarında ziyaret ederek topluma örenk teşkil etmek amacında idim. Sakaryaspor'u 1976 yılında yılında kurduğumda Kahramanmaraş'ta amatör lig maçları başlamıştı, o nedenle 1977-1978 futbol sezonun da biz futbola başladık. O zaman branşlarda voleybol, güreş, basketbol vardı biz bunlarada katıldık. Gençlerimizi bu sporlara uğraş verdirerek topluma kazandırmaya çalıştım.Bütün maddiyatı ben karşılıyordum. Ben futbolu ve diğer branşları seven kişiydim. Aynı zamanda da ben futbol oynadım.
Gençleri kötü yoldan arındırmak için zaman, zaman namaz kıldırmayıda ihmal etmedim. Sağolsunlar gençlerimizde bizi kırmadılar takip ettiğimiz yoldan gittiler ve bende bundan çok mutluluk duydum. Yetiştirdiğimiz olduğumuz genç sporcular şu anda 40-45 yaşında olanlar var. Nerede görseler beni hürmetle karşılıyorlar. Sen olmasaydın biz belki şu anda topluma faydalı olamayabilirdik. Sana çok teşekkür ediyoruz bizleri iyi niyetle yetiştirdin bizlerde ailelerimize faydalı olduk.
 
Kaç yıl başkanlık yaptınız?
22 yıl bir fiil Sakaryaspor'un hem başkanlığını, hem antrenörlüğünü yaptım. Aynı zamanda da B snıfı Teknik Direktörlük diplomamda var. 18 yıl amatör futbol Kulüplerinde de futbol tertip komitesinde görev yaptım. O yıllarda bilgisayar yoktu, evrak işlerimizi ve maç fikstürlerini ben daktilo ile yazardım. Çok zor şartlar altında biz bu görevi ifa ediyorduk, ama şu anda herşey kolay. Amatör Spor Kulüpleri'ne Futbol Federasyonu Başkanlığına defalarca yazı yazarak Amatör Spor Kulüpleri'ne forma reklamı verdirdim. 5 tanede sporcum profesyonel ligde oynadı. Son dakikada yediğimiz bir golle Büyükler takımında şampiyonluğu kaybettik, aynı yıl gençler futbol liginde kura ile şampiyonluğu kaybettik.
 
Profesyonel futbolcu Kahramanmaraş'tan çıkarmıydı?
1976 yılında Sakaryaspor'u kurduğumda 12 Şubat Stadı yoktu, sadece Batıpark Futbol Sahası vardı. Biz 12 Şubat yapıldığında oradada futbol oynadık. Şu andaki mevcut sistem olmuş olsaydı Kahramanmaraş'tan en az 150 tane profosyonel oyuncu çıkardı. Daha önce Sakaryaspor Kulübü'nü kurmadan mevcut olan Kalespor, İdmanyurdu, Maraşgençlikspor ve Fidanspor varken çok muhteşem sporcular vardı. Profosyonel ligde oynayacak düzeyde sporcular mevcuttu. Tabi alt yapı olmayınca ve dışa açılım olmuyordu. Bu nedenle bu güzel sporcularımız profesyonel takımlara transfer edilemiyordu. Kahramanmaraş'ta profesyonel takımda oynayacak sporcular bu nedenlerle bilinmiyordu. Tabi o yıllarda sporcuları pazarlayacak menejerlerde yoktu. Bu sporcularımız Maraş'ta yok oldular. Şu anda hala Kahramanmaraş'ta yetişmiş bir sporcu yok, bundanda çok üzüntü duyuyorum. Nedeni ise; Kahramanmaraş'ın amatör sporuna bakış açısı değişik olduğundan devletin dahi amatör spora yardımı bulunmamaktadır. Amatör Spor Kulüpleri kendi bünyelerinde çalışıp durmaktadır. Kahramanmaraş'ta güzel bir futboldan anlayan idarecilerinde olmaması hem Kahramanmaraşspor'u zor durumda bırakıyor, hemde Amatör Spor Kulüpleri'ni ileriye götürmüyor.
 
O yıllarda ki anılarınızdan bahsedermisiniz?
Kahramanmaraş'ta Amatör Spor'a balta vuracak spor mafyaları vardı. Bu kişiler maç alıp, maç satıyorlardı. Bu parayla değil, hatır şikesi yapılarak, küme düşmeyecek takımı küme düşürmek, küme düşecek takımıda amatör ligde bırakmak için yıllarca bu kişiler Kahramanmaraş'ın amatör sporuna balta vurmuşlardır. Bunlarla ben Bunlarla ben 22 yıl tek başıma mücadele ederek takımımı küme düşürmedim.Bu mafyaların çabası ve her türlü entirikaları çevirmelerine rağmen Sakaryaspor'u küme düşüremediler. Güçlü bir iradecinin başında durmasından kaynaklanıyordu. Göksunspor'la maçımız vardı. Göksunspor bizden kuvvetli bir takımdı. Tabi Göksunspor iddası bitince biraz gençlere yer verdi bizim maçımızda asıl olan futbolcuları yedeğe çekti. Spor mafyası, spor anfisinin içerisinde otururken 6-7 kişi Göksunspor'un başkanıda orada idi. Biz maça başladık 10. dakikada hemen bir gol bulduk. Göksunspor başkanını o spor mafyaları kışkırtıyorlardı. Tabi devreyi biz 1-0 önde bitirdik. Devre arasında Göksunspor başkanı alel acele soyunma odasına gitti. Soyunma odaları bitişik olduğu için sesler geliyordu. Niye gol atmıyorsunuz gibisinden bağırıp çağrıyordu. Onlarda diyorki gol pozisyonu bulamıyoruz adamlar defans yapıyor. Bizde gol atma imkanımız yok ama atmak için uğraşacağız. Yedekteki 3 tane futbolcuyu oyuna aldılar. İkinci devre başladı tabi Göksunspor bizden kuvvetli olduğu için 3 tane oyuncuyu alınca daha kuvvetli oynamaya başladılar. Bizde tabi defansa ağırlık verdik defansa ağırlık verince Göksunspor'un gol atma şansı kalmadı. Biz 1-0 maçı bitirdik. Ben sahanın ortasına geldim, Sakaryaspor'u küme düşürmek isteyen o spor mafyalarına bağırarak; "Mafyalar sizi bu sahaya gömdüm, bundan sonra buradan bir yere gidemezsiniz" dedim. Tabi mafyalarda suçlu olduğu için bana çıtını çıkarmadılar. Böyle Amatör Spor Kulüpleri'ni rencide eden spor mafyası şu anda tarihe karıştı, ama bazı birikintileri devam ediyor. Tenekeci Kemal, Kürt Hanifi, ben, Maraşgençliğin başkanı rahmetli Nacati Beyle beraber başbaşa verdik Amatör Spor Kulübü Federasyonu'nu Kahramanmaraş'ta biz kurduk. Tabi bazı entrikalarda çevriliyordu, burada bunlara müsade etmiyorduk. En sonunda Amatör Spor Kulüpleri'nin başkanı olan Maraşgençliğin başkanı yaşlandığından dolayı istifa etmek zorunda kaldı. Kendi gönlüyle bıraktı. Arkadaşlarla bir araya gelerek bir başkan seçelim Federasyona dedik ve Mehmet Bağrıaçık'ı getirdik, ama maalesef yanlış yapmışız. Onunda ismini ben önerdim ama yanılmışım. Ben bunların devamlı entrika çevirmelerine mani olan bir kişiydim. Entrikalara mani olduğum için beni bazen dışlamaya çalıştılar. Muhattap olamıyorlardı ben çok güçlüydüm. Maalesef Amatör Spor Kulüp Federasyonu şu anda ne yaptığınıda bilmiyoruz. Eski futbol adamlarınada sahip çıkmıyorlar, zaten ne oldukları, ne yaptıkları belli değil. Şu anda bütün Kulüpler Amatör Spor Federasyonundan şikayetçi olmalarına rağmen hala Kahramanmaraş'ta ki Amatör Spor Kulübü idarecileri bunları görevden uzaklaştıramıyorlar, bunuda anlamakta zorluk çekiyorum.
 
KAÇ TANE HÜKMEN GALİBİYETİNİZ VAR?
Ben 22 yıllık spor hayatımda 26 tane 3 tanesi sahaya çıkmayan takımlardan 23 taneside oynamış olduğumuz maçlardan hükmen galibiyetim var. Tabi bu hükmen galibiyeti neyden sağlıyoruz. Futbol Federasyonu'nun çıkarmış olduğu talimatlardan çıkarıyoruz. Kahramanmaraş Beden terbiyesi Müdürlüğü tarafından futbol talimatları Küluplere yasılı olarak bildiriyordu. Bizde bunları okurduk ve talimatlar doğrultusunda hareket ederdik. Ama Futbol Federasyonu'nun çıkartmış olduğu futbolla ilgili talimatlarını okumadıklarından bazı maçlarda hata yapabiliyorlardı. Bende karşıma çıkan takımlardan yönetmenlik dışı futbolcunun olup olmadığını tetkik ederek maça itirazımızın olmadığını yazıp maçlara çıkıyorduk. Ama talimatlara aykırı futbolcu oynamış ise bir aylık itiraz müddeti vardı, bende bu itiraz müddetini değerlendirerek yönetmenliğe aykırı sporcu takımımıza karşı oynamış ise karşı takıma itiraz ediyordum ve futbol tertip komitesi bu itirazımızı değerlendirerek yönetmenlik içinde takımımızı hükmen 3-0 galip ilan ediyordu. Tabi diğer idareciler okurmuydu, okumazmıydı onu bilmiyorum. Oda zaten kendilerinin bileceği bir işti. Ben her gelen kanun hükmünü okurdum. Ona görede bilgi sahibi olurdum. Herhangi bir futbol maçlarında tüzüğe aykırı bir harakette bulunmazdık. Bir sporcudan ayrı ayrı takımlarda 2 tane galibiyetim var. Birtanesi askerken lisansını vize ettirmek, diğeride cezalı durumda takımımızın karşısına çıkmaktan hükmen galip geliyorduk. Buda dünya rekoru tabi başka yok. 23 tane hükmen galibiyette dünya rekoru kırdık. 3-3, 2-2 biten maçlarımız oldu onlarada itiraz ettim aldım. Daha önemli birşey var, Kılılısporla oynuyoruz. Asker olan bir sporcusu askerlik sülüsünü almış askere gidecek bizim takıma karşı oynuyordu. Tabi bizim sporculara da seyircileri küfür ediyorlardı. Maç 2-2 bitti. Çocuk askerliği için Kayseri'ye gidecek bende mahalleden gencin birisine para verdim onunla birlikte giderken hangi otobüsle gidecek takip edeceksin Kayseri'de ki birliğine kadar gideceksin dedim ve onu arkasına taktım. Tabi birliğine teslim oluyor. Onada itiraz ettim hükmen aldım. İtiraz etmezdim ama sporculara küfür ettiler o yüzden. Kılılıspor'u zaten 3-0 mağlup ettim.
Maraş Gençlikspor'la maçımız vardı. Yine cezalı askerken lisansını vize ettirmekten Maraş Gençlikspor idarecisi Kemal abiye dedim ki, Kemal abi seninle bir dostluğumuz var, o sporcuyu oynatma, hükmen mağlup ederim seni dedim. Bizzat kendisine söyledim. Tabi yönetmenliği okumadığı için yok öyle birşey olmaz diyor. 89. dakikada firikikten takım kaptanı Mehmet'in attığı gol ile Maraş Gençlikspor Kulübü maçı 1-0 galip bitirdi. Tabi biz itiraz ettik. 3-0 aldık. Yine Maraş Gençlikspor'dan Sümerspor'a tarnsfer olan Mehmet Özçimen arkadaşımız Kahramanmaraş'ta ender rastlanan temiz sporculardan biriydi. Çok ahlaklı idi. Sümerspor'da 2. devrede oyuna girdi cezalıydı onuda 3-0 hükmen mağlup ettik oda 2-2 bitmişti. Birde Kuyucakspor'la oynadığımız bir maç vardı. 4 maçtan beri lisansı aslında sahte değilde İstanbul'a lisansını götürmüştü. Elde mevcut bulunan lisansı nasıl vize ettirmişlerse ettirmişler ben öyle düşünüyorum bilmiyorum doğrumudur. 2-3 maçtan beri oynuyor biz onu takip ediyorduk. Askerken lisansının vize edildiğini, bizim maçımıza çıktı. İstanbul'dan getiriliyor. Kümeye düşme hattındalardı. Ben isimlerini aldım. Maça çıkacağız. Maça çıktık ben odacıya dedim ki lisansı isterlerse sakın vermeyeceksin tamam dedi. maç başlayınca bir panik başladı sahada o söylemiş adamlara hemen üç tane idareci biri Kuyucakspor'un idarecisi ikiside bir takımın iki idarecisi onların isimlerini vermeyeceğim. Bu Kuyucakspor'un idarecisinin isminide vermeyeceğim. İki tanesi çok tanıdık bir idareciydi. Tabi ben onları takip ediyorum. Lisansı çalacaklardı yerine başka lisans bırakıp, isim değişikliği yapacaklardı maç devam ediyordu. O sırada bir baktım üç tane idareci soyunma odasına doğru yöneldiler. Kale direğini geçtiler ben hemen harakete geçtim. Onlar merdivenlerden indiler bende merdivenlerden inerken zaten birtanesi hakem odasına girmiş. Lisansları karıştırıyorlar. Beni görünce iki tanesi kaçtı. Adamı tam lisansı değiştirirken yakaladım. Devre arasında hakemleri gördüm bu lisanlara sahip çıkın dedim. Lisansları muhafaza altına aldık. Maç bitiminde beden terbiyesine 50 lira yatırdım. Maç 0-0 bitti. İtiraz ederek 3-0 galip geldik. Bir anımda budur. Bir anımda Fidanspor'la
oldu. Takım antrenörü Hüseyin Azgın, çok kibar bir insan sevdiğim birisi. Namuslu spor adamıdır. Benim sevdiğim insanlardan birtanesidir. Fidanspor şampiyonluğa oynuyor, bizde küme düşme hattındayız. Ben devre arasında soyunma odasında kaldım. Sporcular çıktı. Kaleci değişikliği yapmış Fidanspor onu görmedim. Arkasından bir 3 sporcu daha değişiklik yapıldı en son değişiklik 83. dk. oldu. Biz 3-1 mağlup olduk. Benim futbolcunun bir tanesi dediki 4 oyuncu değiştiler dedi. Hakemler son anda değişikliği farkettiler. Hakemler soyunma odasına giderken bende arkalarına takıldım. Çünkü biliyorum değişiklik kağıtlarını hemen yırtacaklardı. Aslında o bile suçtu. Değişiklik kağıtları isim listesi arkasına eklenip tertip komitesine gönderilmesi gerekirken. Kimin değişiklik yaptığını kim ne bilecekti. Değişiklikler nerede yapıldı? Bunları zikredecek hakem. Raporuna yazması gerekirken Tabi bende hakemlerle birlikte soyunma odasına vardım. Hakemler manzarayı çakınca bütün değişiklik kağıtlarını 3 tanesini biz kullandık 4 tanesini Fidanspor toplam 7 tanesini ozaman soba vardı sobaya attıklarını gördüm sobayı açar açmaz elimi içine soktum. 7 tane değişiklik kağıdını yanmadan kurtardım. 4 tane Fidanspor'un isimleri yazıyor yarısı yanmış bizimkilerde zaten yansada birşey yoktu. Hemen onları bulduk hakemlere dedim ki bak siz suç işliyorsunuz. Neden delilleri yok ediyorsunuz. Hakemler tabi suç altına girdiklerini biliyorlar. Delilleri yok ediyorlar. Bende bulunca şaşkına döndüler. Sonra Hüseyin Azgın'ı çağırdılar sağolasın geldi. Tamam dedi ben 4 değişiklik yaptım. Yeniden onların değişiklik kağıtlarını yazdırdık ve imzaladık. Dosyaya konuldu. Hakemlere dedim ki bak suç işliyorsunuz. Hakemler mutlaka değişikliği isim listesinin arkasına ekleyip raporlarınıda Fidanspor'dan şu sporcu değişiklik yapıldı diye yazacak. Çünkü itiraz halinde kim bilecek o sporcunun hangisinin değişiklik yapıldığını onlarda yalnış yapıyorlardı. İşte bu şekilde anılarımız var.
 
O YILLARDA FUTBOLCULAR PARAYLAMI TAKIMLARDA OYNARDI?
Mesela sporcularımızı maç gecesi mutlak suretle kampa alırdım. Kimse evden dışarı çıkmayacak ben bunları kontrole giderdim. Mendil, kalem çeşitli hediyeler alarak evlerini geç saatten sonra kontrole giderdim, evde bulduklarıma çeşitli hediyeler verirdim.Olmayanlarda zaten kadro dışındaydı. En nihayetinde Tekke'ye gittik. Yusuflar mahallesinde bulunan Yusuf ismindeki sporcumuzun evine gidiyorduk o zamanlar çok karanlıktı çünkü sokak lambaları çok azdı karanlık içerisinde zor güç evi bulduk, kapıyı çaldık, bir bacı içeriden kimsiniz diye bize seslendi, bende Yusuf'un futbol idarecisiyim dedim. Oğlum Yusuf hamama gitti. Peki abla dedik, evi terk ettik Eski halin orada iki tane hamam vardı. En yakın hamamlara baktık. Hamam işletenden ricade bulunduk, kurnalara bakabilirmiyiz sporcumuza bakcağız dedik oda bize müsaade etti içeri girdik. Yusuf'u hamamda bulduk. Başka yere gitmemiş onunda hediyesini verdik. Biz sporcuları böyle takip ediyorduk. Çünkü gençlerin iyi olması için büyük çaba harcadım. Benim gibi idareci inanın Maraş'a gelmez. Bu sporcular ve diğer takımlarda oynayan sporcular ise hangi takımın sporcusu olursa olsun o dönemin sporcuları hakikaten bize çok saygılı davranıyorlar ben onlar için mutluyum böyle bir sporcular yetiştirdim onlarda bize Allah razı olsun diyorlar. Kimisi içki içiyor ben bunlardan arındırdım. Topluma kazandırdım. O zaman futbolcular parayla oynamazlardı. Para işi yoktu. Bir sporcum Hikmet Kısaoğlu diye zayıf hem genç takımda oynuyor, hemde alt takımda oynuyor. Tabi antrenmana gittiler. Biraz geçiktiler. O zaman ilkel çalışmalar vardı, saha falan yoktu. Antrenman yapamıyorduk, herkes çalışıyordu. Gündüz ya okula gidiyorlardı, yada çalışıyorlardı. Hafta da iki sefer geceleri antrenman yapardık. Gündüz okula gidenleri kaçırmıyorduk, işine gidenleride kaçırmıyorduk. Bir tölerans tanıyorduk, akşamları yapıyorduk. Hikmet antrenman bitişinde
soyunma odasına gelmedi, Hikmet'in ayağı burkulmuş, atladım motorla sporcunun evini buldum gel bakalım ayağına bakayım dedim kontrol ettiğimde ayağının daraklığı çıkmıştı.Bende o anda ayağını yere bastırdım ve elimle üzerine bastırınca yerine geldi. Ertesi gün maça çıktı oynadı.

Haber: Mahmut Beyaz

 
 
Editör: Mahmut Beyaz