Kılıçdaroğlu, Türkoğlu ilçesinde çiftçilerle gerçekleştirilen toplantıda, Türkiye'deki herkesin 16 Nisan'da sandığa giderken, Türkiye'nin geleceğini, Türk bayrağını, geleceğini düşünerek oy kullanmasını istedi.  Fakirin çocukları gibi ülkenin her yerindeki gençlerin de askere gitmesini istediklerini anlatan Kılıçdaroğlu, halk oylamasından "evet" çıkması halinde istendiği zaman meclisin feshedilebileceğini, bunun da milli iradeyi feshetmekle aynı anlama geldiğini belirterek, o yüzden demokrasiyi seven herkesin buna izin vermemesi gerektiğini söyledi.  Tüm yetkilerin tek kişide toplanmasına karşı olduklarını aktaran Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Bir adama bu kadar büyük yetkiler verilmez. Tek adam rejiminin olduğu ülkeler Suriye, Irak, Libya, eski Romanya, Hitler. Hepsinde kan ve gözyaşı var. Tek adam rejimleri, her ülkeye felaket getirmiştir. Nedeni de şu; beşer şaşar. İnsanoğlu hata yapar ama devletin yönetiminde birisinin yapacağı hatayı bir başka mekanizma düzeltir. Şimdi diyorlar ki, öyle bir düzen kuralım ki, bir kişi her şeye kadir olsun, her şeye karar versin, onun yaptığı hatanın faturasını da 80 milyon ödesin. Bunu kabul edecek misiniz? Biz de kabul etmiyoruz ve doğru bulmuyoruz. Sizden isteğim şu; 16'sında sandığa giderken düşüneceğiz ve mutlaka sandığa gidip oyumuzu kullanacağız. Bunu evlatlarımız, meclisimiz, ülkemiz ve geleceğimiz için yapmalıyız."

BİZE BABALARIMIZ GÜZEL BİR TÜRKİYE BIRAKTI BİZDE EVLATLARIMIZA BIRAKMALIYIZ’

Kılıçdaroğlu, devlet yönetiminin akıl işi olduğunu, esasında istişarenin yapılması gerektiğini belirterek, "Çünkü bizim güzel bir sözümüz var; akıl akıldan üstündür. Niye akıl akıldan üstündür? Çünkü Rabbimizin bize verdiği en güzel hediye akıldır. O nedenle Rabbimiz yüce kitabında çok kez der ki; 'aklınızı kullanmıyor musunuz?' der. Şimdi bize diyorlar ki, 'Siz hiç aklınızı kullanmayın, tepede bir adam var, aklınızı ona emanet edin. Siz bunu kabul ediyor musunuz? Kimse kabul etmeyecek ve hep birlikte Allah'ın izniyle gidip hayırlı bir iş yapacağız." diye konuştu. 16 Nisan'da herkesin sandığa gitmesini ve beraberinde sandığa gitmek istemeyenleri de teşvik etmesi gerektiğini anlatan Kılıçdaroğlu, birlik ve beraberlik çağrısında bulundu. Çiftçisinden sanayicisine, memurundan emeklisine kadar ülkedeki herkesin huzur içerisinde yaşamak istediğine işaret eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Diyorlar ki bir kişiye yetki verelim, devlette hangi kadrolar varsa onlar da istediği gibi atamalar yapsın. Bu tek adam rejimi gerçekleşirse en baştakini kandırır, inandırırsanız veya satın alırsanız 24 saat içerisinde Türkiye Cumhuriyeti Devletini birilerine teslim edersiniz. En geç 24 saat içerisinde. Bize babalarımız güzel bir Türkiye bıraktı, biz de evlatlarımıza güzel bir Türkiye bırakmalıyız. Görüşlerimiz, siyasi partilerimiz farklı olabilir ama beraber Türkiye'yi kucaklamak, birlikte güzel şeyler yapmak zorundayız. Ben bunları anlattığım zaman 'Kılıçdaroğlu doğruları söylemiyor' diyorlar. Benim konuşma saatime kendi konuşma saatlerini veriyorlar, bizi mümkün olduğu kadar az gösteriyorlar. İstiyorlar ki, benim anlattığımı insanlar dinlemesin. Ben de il il, sokak sokak geziyorum, milletime neyin yanlış neyin doğru olduğunu söylüyorum. Gelin televizyon kanalına çıkalım, konuşalım tartışalım. Niye karşıma çıkmıyorsun? Gel oturup konuşalım."

 BİZ MAZLUMUN YANINDAYIZ

Devlet yönetiminde duyguların değil, aklın egemen olması gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, adaletin sağlanarak devletin yaşatılması gerektiğine işaret etti. Kılıçdaroğlu, son dönemlerde çok sayıda insanın mağdur edildiğini savunarak, "Bugün 1 milyondan fazla mağdur aile var. Bunların yanında olmak zorundayız. Mağdur aileleri korumak zorundayız. Suç bireyseldir. Biri suç işlediği zaman tüm aileyi alıp cezaevine koyamazsınız, açlığa mahkum edemezsiniz. O nedenle biz mazlumun yanındayız. Çünkü zulmün karşısında duran, dilsiz şeytandır." diye konuştu. Devleti yönetenlerin diline dikkat etmesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: "Konuşuyor, 'O Kerkük'ten bayrağı indirin, yoksa fena olur' diyorlar. İndirmiyor bakalım ne olacak. Lafla peynir gemisi yürümez. Devlet adamı, diline hakim olmak zorundadır. Diline hakim olamayan devleti iyi yönetemez. 'Münbiç'e gireceğiz' gir kardeşim, elinden tutan mı var. Bakıyorsunuz tık yok, ertesi gün vazgeçmişler. 'Rakka'ya gideceğiz' git kardeşim, elinden tutan mı var. Kerkük'e bayrak dikildi, indir o bayrağı. Onlar da gülüyor, 'niye indireyim?' diyor. Çünkü sözlerinin ağırlığı yok, kimse ciddiye almıyor. Bu beni rahatsız ediyor, benim huzurumu kaçırıyor. Türkiye Cumhuriyeti böyle bir devlet değildir. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Ortadoğu'da da Japonya'da da Balkanlar'da da her yerde saygınlığı vardır. Siz saygınlığını perişan ediyorsunuz, yerle bir ediyorsunuz. Devlet adamı konuşunca gereğini yapar. Gereğini yapmıyorsan ne konuşuyorsun arkadaş? Bekliyor, 'Acaba beni Trump arar mı? Aramıyor kardeşim ne bekliyorsun. Putin arar mı? diye bekliyorsun. Ya sen Putin'e mi güveniyorsun, Trump'a mı? Niye bu millete güvenmiyorsun, sen önce bu millete güveneceksin. Millete güvenmiyor, milletin seçtiği meclisi arzu ettiğim zaman feshederim diyor. Siz bu yetkiyi vermeyeceksiniz." Kılıçdaroğlu, parti devleti kurulmak istendiğini öne sürerek, partisi olmayan vatandaşların da ikinci sınıf vatandaş olacağını iddia etti.

AA

Editör: Mahmut Beyaz